بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَفَرَءَيۡتَ ٱلَّذِي تَوَلَّىٰ ٣٣

Şimdi gördün a o çevrileni.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gördün mü o yüz çevireni;

– İbni Kesir

(33-34) Şimdi yüz çevireni; pek az verip de kaskatı cimrileşeni gördün mü?

– Diyanet İşleri

(33-34) Şimdi (îmandan) dönen, (malından) biraz (ını) verib de gerisini sert kaya gibi elinde tutan adamı gördün mü?

– Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed, görüyor musun, şu gerçeğe sırt çevireni?

– Seyyid Kutub

وَأَعۡطَىٰ قَلِيلٗا وَأَكۡدَىٰٓ ٣٤

Ve biraz verip de dayatıvereni.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biraz verip sonra vermemekte direneni.

– İbni Kesir

(33-34) Şimdi yüz çevireni; pek az verip de kaskatı cimrileşeni gördün mü?

– Diyanet İşleri

(33-34) Şimdi (îmandan) dönen, (malından) biraz (ını) verib de gerisini sert kaya gibi elinde tutan adamı gördün mü?

– Hasan Basri Çantay

Önce biraz verip de arkasını getirmeyeni.

– Seyyid Kutub

أَعِندَهُۥ عِلۡمُ ٱلۡغَيۡبِ فَهُوَ يَرَىٰٓ ٣٥

Gayb ilmi yanında da artık görüyor mu?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gaybın bilgisi onun yanındadır da kendisi mi görüyor?

– İbni Kesir

Gayb’ın ilmi kendi yanında da o gerçeği mi görüyor?

– Diyanet İşleri

Gaybın ilmi onun nezdindedir de kendisi mi görüyor?!

– Hasan Basri Çantay

Acaba gaybın bilgisine sahiptir de o alemin sırlarını mı görüyor?

– Seyyid Kutub

أَمۡ لَمۡ يُنَبَّأۡ بِمَا فِي صُحُفِ مُوسَىٰ ٣٦

Yoksa haber mi verilmedi Musâ’nın suhufundaki.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksa kendisine bildirilmedi mi Musa'nın sahifelerinde olanlar?

– İbni Kesir

(36-37) Yoksa, Mûsâ’nın ve Allah’ın emirlerini bütünüyle yerine getiren İbrahim’in sahifelerindeki şu hakikatler kendisine haber verilmedi mi?

– Diyanet İşleri

(36-37) Yoksa Musânın ve (Allahdan aldığı emri) vazifesini tastamam îfâ eden İbrâhîmin sahîfelerinde olan (şun) lardan haberdâr mı edilmedi? :

– Hasan Basri Çantay

Yoksa Musa'ya indirilen kutsal sayfaların içeriğinden haberi olmadı mı?

– Seyyid Kutub

وَإِبۡرَٰهِيمَ ٱلَّذِي وَفَّىٰٓ ٣٧

Ve çok vefakâr olan İbrahim’inkindeki.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve sözünü yerine getiren İbrahim'inkinde de.

– İbni Kesir

(36-37) Yoksa, Mûsâ’nın ve Allah’ın emirlerini bütünüyle yerine getiren İbrahim’in sahifelerindeki şu hakikatler kendisine haber verilmedi mi?

– Diyanet İşleri

(36-37) Yoksa Musânın ve (Allahdan aldığı emri) vazifesini tastamam îfâ eden Ibrâhîmin sahîfelerinde olan (şun) lardan haberdâr mı edilmedi? :

– Hasan Basri Çantay

Ve görevini titizlikle yerine getiren İbrahim'e inmiş olan kutsal sayfaların içeriğinden haberdar olmadı mı?

– Seyyid Kutub

أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٞ وِزۡرَ أُخۡرَىٰ ٣٨

Ki doğrusu bir vizir çeken başkasının vizrini çekecek değil.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu hiç bir günahkar başkasının günah yükünü yüklenmez.

– İbni Kesir

Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenmez.

– Diyanet İşleri

Hakıykaten hiçbir günahkâr diğerinin günâh yükünü çekmez.

– Hasan Basri Çantay

Ki, hiç kimse başkasının günah yükünü taşımaz.

– Seyyid Kutub

وَأَن لَّيۡسَ لِلۡإِنسَٰنِ إِلَّا مَا سَعَىٰ ٣٩

Doğrusu insanın sa'yinden başkası kendinin değil.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gerçekten insan için, çalıştığından başkası yoktur.

– İbni Kesir

İnsan için ancak çalıştığı vardır.

– Diyanet İşleri

Hakıykaten insan için kendi çalışdığından başkası yokdur.

– Hasan Basri Çantay

İnsan ancak kendi çalışmasının karşılığını elde edebilir.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّ سَعۡيَهُۥ سَوۡفَ يُرَىٰ ٤٠

Ve elbette sa'yi yarın görülecek.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve onun çalışması ilerde görülecektir.

– İbni Kesir

Şüphesiz onun çalışması ileride görülecektir.

– Diyanet İşleri

Hakıykaten çalışdığı ileride (kıyamet gününde mizanından) görülecek,

– Hasan Basri Çantay

Onun çalışması, ilerde kesinlikle gözler önüne serilecektir.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ يُجۡزَىٰهُ ٱلۡجَزَآءَ ٱلۡأَوۡفَىٰ ٤١

Sonra ona en değerli mükâfat verilecek.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir.

– İbni Kesir

Sonra çalışmasının karşılığı kendisine tastamam verilecektir.

– Diyanet İşleri

Sonra buna en kâmil mükâfat verilecekdir.

– Hasan Basri Çantay

Sonra çalışmasının karşılığı kendisine eksiksiz olarak verilecektir.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلۡمُنتَهَىٰ ٤٢

Ve elbette nihayet Rabb’ine gidilecek.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki en son varış, Rabbınadır.

– İbni Kesir

Şüphesiz en son varış Rabbinedir.

– Diyanet İşleri

Şübhesiz ki en son gidiş ancak Rabbinedir.

– Hasan Basri Çantay

Sonunda kesinlikle Rabb'inin huzuruna varılacaktır.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَضۡحَكَ وَأَبۡكَىٰ ٤٣

Hakikat odur güldüren ağlatan.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gerçekten O'dur güldüren de, ağlatan da.

– İbni Kesir

Şüphesiz O, güldürür ve ağlatır.

– Diyanet İşleri

Hakıykat şu: Güldüren de, ağlatan da Odur.

– Hasan Basri Çantay

Güldüren de, ağlatan da O'dur.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu