بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
فِى رَقٍّ مَّنشُورٍ ﴿٣﴾
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
وَٱلْبَيْتِ ٱلْمَعْمُورِ ﴿٤﴾
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
وَٱلسَّقْفِ ٱلْمَرْفُوعِ ﴿٥﴾
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
وَٱلْبَحْرِ ٱلْمَسْجُورِ ﴿٦﴾
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَٰقِعٌ ﴿٧﴾
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
مَّا لَهُۥ مِن دَافِعٍ ﴿٨﴾
Onu geri çevirecek hiçbir şey yoktur.
يَوْمَ تَمُورُ ٱلسَّمَآءُ مَوْرًا ﴿٩﴾
O gün gök şiddetle sallanıp çalkalanır.
وَتَسِيرُ ٱلْجِبَالُ سَيْرًا ﴿١٠﴾
Dağlar yürüdükçe yürür.
فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿١١﴾
(11-12) İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline!
ٱلَّذِينَ هُمْ فِى خَوْضٍ يَلْعَبُونَ ﴿١٢﴾
(11-12) İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline!
يَوْمَ يُدَعُّونَ إِلَىٰ نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا ﴿١٣﴾
(13-14) Cehennem ateşine itilip atılacakları gün onlara, “İşte bu yalanlamakta olduğunuz ateştir” denilir.