بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَٱلطُّورِ ١
Kasem olsun o Tur’a.
Andolsun; Tur'a.
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
Andolsun «Tuur» a,
Andolsun Tur'a.
وَكِتَٰبٖ مَّسۡطُورٖ ٢
Ve yayılmış bir verakta.
Satır satır dizilmiş kitaba;
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
(2-3) Neşredilmiş kâğıd (lar) içinde yazılı kitaba,
Satır satır yazılmış Kitab'a;
فِي رَقّٖ مَّنشُورٖ ٣
Yazılmış bir kitaba.
Yayılmış ince deri üzerine.
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
(2-3) Neşredilmiş kâğıd (lar) içinde yazılı kitaba,
Yayılmış ince deri üzerine.
وَٱلۡبَيۡتِ ٱلۡمَعۡمُورِ ٤
Ve beyti mamûra.
Ma'mur eve.
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
Ma'muur eve,
Ma'mur bir ev olan Ka'be'ye.
وَٱلسَّقۡفِ ٱلۡمَرۡفُوعِ ٥
Ve sakfi merfûa.
Yükseltilmiş tavana.
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
Yükseltilmiş tavana,
Yükseltilmiş tavan gibi göğe.
وَٱلۡبَحۡرِ ٱلۡمَسۡجُورِ ٦
Bahri mescûre ki.
Dolan denize.
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
Dolan denize,
Kaynatılmış denize
إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَٰقِعٞ ٧
Rabbi’nin azâbı olacak muhakkak.
Muhakkak Rabbının azabı vuku bulacaktır.
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
Ki Rabbinin azâbı hiç şübhesiz vaaki'dir (inecekdir),
Rabbinin azabı hiç şüphesiz gelecektir.
مَّا لَهُۥ مِن دَافِعٖ ٨
Yoktur onu hiç bir def edecek.
Onu engelleyecek yoktur.
Onu geri çevirecek hiçbir şey yoktur.
Onu defedecek (hiçbir şey de) yokdur.
Ona engel olacak bir şey yoktur.
يَوۡمَ تَمُورُ ٱلسَّمَآءُ مَوۡرٗا ٩
O gün ki Semâ bir çalkanış çalkanır.
O gün; gök, sarsıldıkça sarsılır,
O gün gök şiddetle sallanıp çalkalanır.
O gün gök sallanıb çalkanır,
O gün gök, sarsıldıkça çalkalanacak.
وَتَسِيرُ ٱلۡجِبَالُ سَيۡرٗا ١٠
Dağlar da bir yürüyüş yürür.
Dağlar, yürüdükçe yürür.
Dağlar yürüdükçe yürür.
Dağlar (yerinden kopub) yürür.
Dağlar bir yürüyüş yürür ki...
فَوَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ١١
Vay artık o gün o yalan diyenlere.
İşte o gün; yalanlayanların vay haline.
(11-12) İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline!
Vay artık o gün (peygamberleri önce) tekzib edenlere!
O gün, yalanlayanların vay haline.