بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ذُوقُواْ فِتْنَتَكُمْ هَٰذَا ٱلَّذِى كُنتُم بِهِۦ تَسْتَعْجِلُونَ ١٤

Tadın azabınızı, işte acele istediğiniz bu idi.

– İbni Kesir

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى جَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ١٥

Muhakkak ki muttakiler; cennetlerde ve çeşmelerdedirler.

– İbni Kesir

ءَاخِذِينَ مَآ ءَاتَىٰهُمْ رَبُّهُمْۚ إِنَّهُمْ كَانُواْ قَبْلَ ذَٰلِكَ مُحْسِنِينَ ١٦

Rabblarının kendilerine verdiğini almış olarak. Zira onlar bundan önce de ihsan edenlerdendi.

– İbni Kesir

كَانُواْ قَلِيلًا مِّنَ ٱلَّيْلِ مَا يَهْجَعُونَ ١٧

Onlar gecenin az bir kısmında uyurlardı.

– İbni Kesir

وَبِٱلْأَسْحَارِ هُمْ يَسْتَغْفِرُونَ ١٨

Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.

– İbni Kesir

وَفِىٓ أَمْوَٰلِهِمْ حَقٌّ لِّلسَّآئِلِ وَٱلْمَحْرُومِ ١٩

Onların mallarında yoksullar ve muhtaçlar için de bir hak vardır.

– İbni Kesir

وَفِى ٱلْأَرْضِ ءَايَٰتٌ لِّلْمُوقِنِينَ ٢٠

Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ayetler vardır.

– İbni Kesir

وَفِىٓ أَنفُسِكُمْۚ أَفَلَا تُبْصِرُونَ ٢١

Kendi nefislerinizde de. Hala görmez misiniz?

– İbni Kesir

وَفِى ٱلسَّمَآءِ رِزْقُكُمْ وَمَا تُوعَدُونَ ٢٢

Rızkınız da, size vaadolunan şeyler de semadadır.

– İbni Kesir

فَوَرَبِّ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ إِنَّهُۥ لَحَقٌّ مِّثْلَ مَآ أَنَّكُمْ تَنطِقُونَ ٢٣

Göğün ve yerin Rabbına andolsun ki; bu, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir.

– İbni Kesir

هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ضَيْفِ إِبْرَٰهِيمَ ٱلْمُكْرَمِينَ ٢٤

Sana, İbrahim'in şerefli misafirlerinin haberi geldi mi?

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu