بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَن يَتَوَلَّ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ فَإِنَّ حِزۡبَ ٱللَّهِ هُمُ ٱلۡغَٰلِبُونَ ٥٦

Ve her kim Allah ve Resulü’ne iman edenlere yar olursa şüphe yok ki Allah hizbidir ancak galib olacaklar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Her kim ki Allah'ı, peygamberini ve mü'minleri dost edinirse; muhakkak ki galip gelecek olanlar Allah'ın taraftarlarıdır.

– İbni Kesir

Kim Allah’ı, O‘nun peygamberini ve inananları dost edinirse, bilsin ki şüphesiz Allah taraftarları galiplerin ta kendileridir.

– Diyanet İşleri

Kim Allahdan, peygamberinden ve îman edenlerden yüz çevirirse. Hiç şüphe yok ki galebeyi kazanacak olanlar Allahın yardımcılarının ta kendileridir.

– Hasan Basri Çantay

kim Allah'ı, Peygamberi ve müminleri dost edinirse bilsin ki, galip gelecek olanlar, yalnız Allah'ın tarafını tutanların grubudur.

– Seyyid Kutub

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَتَّخِذُواْ ٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُواْ دِينَكُمۡ هُزُوٗا وَلَعِبٗا مِّنَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ مِن قَبۡلِكُمۡ وَٱلۡكُفَّارَ أَوۡلِيَآءَۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَ ٥٧

Ey o bütün iman edenler! Ne o sizden evvel kitap verilenlerden dininize eğlence ve oyunmak yerine tutanları ne de diğer kâfirleri dost tutmayın, Allah’dan korkun eğer mü'minlerseniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey iman edenler; sizden önce kendilerine kitab verilenlerden dininizi alay ve eğlenceye alanları ve kafirleri dost edinmeyin. Eğer mü'min iseniz; Allah'tan korkun.

– İbni Kesir

Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri ve öteki kâfirleri dost edinmeyin. Eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının.

– Diyanet İşleri

Ey îman edenler, sizden evvel kendilerine kitab verilenlerle kâfirlerden dîninizi bir eğlence ve bir oyun (yerine) tutanları dostlar (ve üzerinize haakimler) edinmeyin. Allahdan korkun, eğer (Ona) inanmış kimselerseniz.

– Hasan Basri Çantay

Ey müminler, sakın sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanlardan ve kafirlerden dininizi alaya alanları, eğlence konusu yapanları dost edinmeyiniz. Eğer gerçekten mümin iseniz, Allah'tan korkunuz.

– Seyyid Kutub

وَإِذَا نَادَيۡتُمۡ إِلَى ٱلصَّلَوٰةِ ٱتَّخَذُوهَا هُزُوٗا وَلَعِبٗاۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ قَوۡمٞ لَّا يَعۡقِلُونَ ٥٨

Namaza ezan okuduğunuz zaman onu bir eğlence ve oyun yerine koyuyorlar, bu işte onların akılları ermez bir güruh olmalarından.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Birbirinizi namaza çağırdığınızda; onu alay ve eğlenceye alırlar. Bu, onların gerçekten kabul edemez bir topluluk olmalarındandır.

– İbni Kesir

Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu, şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.

– Diyanet İşleri

(Ezanla) birbirinizi namaza çağırdığınız zaman (onu) bir eğlence ve bir oyun (mevzuu) edinirler. Bu, kendilerinin hakıykaten akıllarını kullanmaz bir günûh olmalarındandır.

– Hasan Basri Çantay

Birbirinizi namaza çağırmak için ezan okuduğunuz zaman, onlar bu çağrınızı alaya alırlar, eğlence konusu yaparlar. Bu davranış onların aklı başında olmayan kimseler olmalarından kaynaklanıyor.

– Seyyid Kutub

قُلۡ يَٰٓأَهۡلَ ٱلۡكِتَٰبِ هَلۡ تَنقِمُونَ مِنَّآ إِلَّآ أَنۡ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيۡنَا وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبۡلُ وَأَنَّ أَكۡثَرَكُمۡ فَٰسِقُونَ ٥٩

De ki ey Ehl-i kitâp siz sırf şunun için bizden hoşlanmıyorsunuz: Biz Allah’a iman ettiğimiz gibi hem kendimize indirilene hem daha evvel indirilmiş olana iman etmekteyiz, sizin ise ekseriniz fâıksınız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: Ey Ehl-i Kitab; bizden hoşlanmayışınız, ancak Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilenlere inanmamızdan ve sizin bir çoğunuzun da fasık kimseler olmanızdandır.

– İbni Kesir

De ki: “Ey kitap ehli! Sadece Allah’a, bize indirilene ve daha önce indirilmiş olan (ilâhî kitap)lara inandığımızdan ve çoğunuzun da fasıklar olmasından ötürü bizden hoşlanmıyorsunuz.”

– Diyanet İşleri

De ki: «Ey ehl-i kitâb, sizin bizden hoşlanmayışınız (ın sebebi) Allaha (inandığımızdan) ve bize indirilenlerle daha evvel indirilenlere îman etdiğimizden ve sizin bir çoğunuzun da faasık kimseler olduğunuzdan başka (bir şey) değildir».

– Hasan Basri Çantay

De ki; «Ey Kitap Ehli, bizden hoşlanmamanızın sebebi Allah'a, bize indirilen kitaba ve daha önce indirilmiş olan kitaplara inanmamız ve de çoğunuzun fasık, yoldan çıkmış kimseler olmanız değil midir?

– Seyyid Kutub

قُلۡ هَلۡ أُنَبِّئُكُم بِشَرّٖ مِّن ذَٰلِكَ مَثُوبَةً عِندَ ٱللَّهِۚ مَن لَّعَنَهُ ٱللَّهُ وَغَضِبَ عَلَيۡهِ وَجَعَلَ مِنۡهُمُ ٱلۡقِرَدَةَ وَٱلۡخَنَازِيرَ وَعَبَدَ ٱلطَّٰغُوتَۚ أُوْلَٰٓئِكَ شَرّٞ مَّكَانٗا وَأَضَلُّ عَن سَوَآءِ ٱلسَّبِيلِ ٦٠

Deki: Size Allah yanında cezaca ondan daha fenasını haber vereyim mi? O kimseler ki Allah kendilerine lânet etmiş, gadabına uğratmış, onlardan maymunlar, hınzirler ve taguta tapanlar yapmış, işte bunlar mevkice daha fena ve düz yoldan daha sapgındırlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: Allah katında bundan daha kötü bir cezanın bulunduğunu size haber vereyim mi? O kimse ki; Allah ona la'net etmiş, aleyhine gazab etmiş ve onlardan maymunlar, domuzlar ve Tağut'a kullar kılmıştır. İşte onlar; yer bakımından en kötü ve doğru yoldan en çok sapmış olanlardır.

– İbni Kesir

De ki: “Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lânetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.”

– Diyanet İşleri

De ki: «Allah katında bir ceza olmak bakımından bundan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allahın lâ'net ve aleyhinde gazab etdiği, içlerinden maymunlar, domuzlar yaptığı kimselerle şeytana tapanlardır ki işte bunların mevkii daha kötü ve dümdüz yoldan daha sapıkdır».

– Hasan Basri Çantay

De ki; «Allah katında bundan daha kötü konumda olanları size bildireyim mi? Allah'ın lanet ettiği, gazabına uğrattığı, aralarından bir bölümünü çarpıtarak maymuna ve domuza dönüştürdüğü kimseler ile tağuta (şeytan) tapan kimselerdir. Bunlar konumları en kötü ve doğru yoldan en sapmış olanlardır.

– Seyyid Kutub

وَإِذَا جَآءُوكُمۡ قَالُوٓاْ ءَامَنَّا وَقَد دَّخَلُواْ بِٱلۡكُفۡرِ وَهُمۡ قَدۡ خَرَجُواْ بِهِۦۚ وَٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِمَا كَانُواْ يَكۡتُمُونَ ٦١

Size geldiklerinde de "amennâ" derler, halbuki kâfir girmişler kâfir çıkmışlardır, neler ketmediyor idiklerini ise Allah kendilerinden daha iyi bilir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Size geldiklerinde; iman ettik, derler. Halbuki onlar, küfür ile girmişler ve onlar yine onunla çıkmışlardır. Ve Allah; gizlemekte olduklarını çok daha iyi bilir.

– İbni Kesir

(Yanınıza) küfürle girip yine (yanınızdan) küfürle çıktıkları hâlde, size geldiklerinde “İnandık” dediler. Allah, onların saklamakta oldukları şeyi daha iyi bilir.

– Diyanet İşleri

Size geldikleri zaman «îman etdik» derler. Halbuki onlar muhakkak küfr ile girmişler, yine muhakkak onunla çıkmışlardır. Allah onların neler gizlemekde olduklarını çok iyi bilendir.

– Hasan Basri Çantay

Bunlar yanınıza geldiklerinde, «inandık» dediler. Oysa yanınıza, kafir olarak girmiş ve yine kafir olarak çıkmışlardır. Allah onların gizli tuttukları duyguları herkesten iyi bilir.

– Seyyid Kutub

وَتَرَىٰ كَثِيرٗا مِّنۡهُمۡ يُسَٰرِعُونَ فِي ٱلۡإِثۡمِ وَٱلۡعُدۡوَٰنِ وَأَكۡلِهِمُ ٱلسُّحۡتَۚ لَبِئۡسَ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ ٦٢

Onlardan bir çoğunu görürsün ki günâha girmek, zulmetmek ve haram yemekte sürat yarışı yaparlar, her halde ne fena yaparlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlardan bir çoğunu görürsün ki; günaha, haksızlığa ve haram yemeye koşuşurlar. İşledikleri şey; gerçekten ne kötüdür.

– İbni Kesir

Onlardan çoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede birbirleriyle yarıştıklarını görürsün. Yapmakta oldukları şey ne kötüdür!

– Diyanet İşleri

Onlardan bir çoğunu görürsün ki günâh (işlemek) de, düşmanlık (yapmak) da ve haram yemeklerinde birbiriyle sür'at koşusu yaparlar. İşlemekde oldukları şey elbet ne kadar kötü!..

– Hasan Basri Çantay

Onlardan çoğunun günahta, ölçüleri aşmakta ve haram yemekte birbirleriyle yarıştıklarını görürsün. Yaptıkları şey ne kadar kötüdür.

– Seyyid Kutub

لَوۡلَا يَنۡهَىٰهُمُ ٱلرَّبَّٰنِيُّونَ وَٱلۡأَحۡبَارُ عَن قَوۡلِهِمُ ٱلۡإِثۡمَ وَأَكۡلِهِمُ ٱلسُّحۡتَۚ لَبِئۡسَ مَا كَانُواْ يَصۡنَعُونَ ٦٣

Bari Rabbaniyyun ve Ahbar bunları günâh söylemekten ve haram yemekten nehyetseler! Ne fena san'ate alışmışlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Rabb'a kul olanlar ve bilginler; onları günah söylemelerinden ve haram yemelerinden vazgeçirmeye çalışmalı değiller miydi? Yapmakta oldukları şey gerçekten ne kötü.

– İbni Kesir

Bunları, din adamları ve bilginler günah söz söylemekten ve haram yemekten sakındırsalardı ya! Yapmakta oldukları şey ne kötüdür!

– Diyanet İşleri

Bari bilginleri, fakıyhleri onları günâh söylemelerinden ve haram yemelerinden vaz geçirmiye çalışsalardı ya. Her halde yapmakda oldukları bu (san'at) ne kadar kötü!

– Hasan Basri Çantay

Allah'a bağlı bilginler ile din adamları bunları günah söz söylemekten ve haram mal yemekten sakındırsalar ya! Yaptıkları şey ne kadar kötüdür.

– Seyyid Kutub

وَقَالَتِ ٱلۡيَهُودُ يَدُ ٱللَّهِ مَغۡلُولَةٌۚ غُلَّتۡ أَيۡدِيهِمۡ وَلُعِنُواْ بِمَا قَالُواْۘ بَلۡ يَدَاهُ مَبۡسُوطَتَانِ يُنفِقُ كَيۡفَ يَشَآءُۚ وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرٗا مِّنۡهُم مَّآ أُنزِلَ إِلَيۡكَ مِن رَّبِّكَ طُغۡيَٰنٗا وَكُفۡرٗاۚ وَأَلۡقَيۡنَا بَيۡنَهُمُ ٱلۡعَدَٰوَةَ وَٱلۡبَغۡضَآءَ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِۚ كُلَّمَآ أَوۡقَدُواْ نَارٗا لِّلۡحَرۡبِ أَطۡفَأَهَا ٱللَّهُۚ وَيَسۡعَوۡنَ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَسَادٗاۚ وَٱللَّهُ لَا يُحِبُّ ٱلۡمُفۡسِدِينَ ٦٤

Bir de Yahudîler "Allah’ın eli bağlı" dediler, ve dedikleriyle dilediği gibi bahşediyor, Celâlim Hakk’ı için sana Rabin’den indirilen onlardan bir çoğunun tuğyanını ve küfrünü arttıracaktır, maamafih biz onların arasına kıyamete kadar sürecek buğz ve adavet bıraktık, her ne zaman harb için bir yangın tutuşturdularsa Allah onu söndürdü, hep yer yüzünde fesad için koşarlar, Allah ise müfsidleri sevmez.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yahudiler dediler ki: Allah'ın eli bağlıdır. Böyle dediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın, la'net olsun. Hayır, O'nun iki eli de açıktır, nasıl dilerse öyle infak eder. Rabbından sana indirilen; andolsun ki, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfürünü artıracaktır. Onların aralarına kıyamet gününe kadar sürecek kin ve nefret saldık. Savaş için ateşi ne zaman körükleseler; Allah, onu söndürür. Ve yeryüzünde fesada koşarlar. Allah, ise fesadçıları sevmez.

– İbni Kesir

Bir de Yahudiler, “Allah’ın eli bağlıdır” dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lânete uğrasınlar! Hayır, O’nun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun, sana Rabbinden indirilen (Kur’an) onlardan birçoğunun azgınlık ve küfrünü artıracaktır. Biz onların arasına kıyamete kadar düşmanlık ve kin saldık. Her ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa, Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışırlar. Allah, bozguncuları sevmez.

– Diyanet İşleri

Yahudiler: «Allahın eli bağlıdır (sıkıdır)» dediler. Hay kendi elleri bağlanası ve söyledikleri (bu söz) den dolayı mel'un olası (insanlar)! Hayır, (Allahın) iki eli de açıkdır. Nasıl dilerse öyle infaak eder O. Rabbinden sana indirilen (âyetler), onlardan bir çoğunun, andolsun ki, azgınlığını, gâvurluğunu artıracak. (Bununla beraber) biz onların arasına kıyaamet gününe kadar (sürecek) düşmanlık ve kîn bırakdık. Onlar ne zaman harb için bir ateş tutuşdurdularsa Allah onu söndürdü (kendilerini dâima yeniltiye uğratdı). Yer yüzünde hep fesadcılığa koşarlar onlar. Allah ise fesada olanları sevmez.

– Hasan Basri Çantay

Yahudiler «Allah'ın eli sıkıdır» dediler. Bu sözlerinden ötürü elleri bağlansın. onlara lanet olsun! Tersine O'nun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir. Rabbin tarafından sana indirilen ayetler onların çoğunun azgınlığını ve kafirliğini arttıracaktır. Onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek bir düşmanlık ve kin saldık. Ne zaman savaş ateşini körüklediler ise, Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde hep fesad, bozgunculuk peşinde koşarlar. Oysa Allah bozguncuları sevmez.

– Seyyid Kutub

وَلَوۡ أَنَّ أَهۡلَ ٱلۡكِتَٰبِ ءَامَنُواْ وَٱتَّقَوۡاْ لَكَفَّرۡنَا عَنۡهُمۡ سَيِّـَٔاتِهِمۡ وَلَأَدۡخَلۡنَٰهُمۡ جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ ٦٥

Eğer ehli kitab iman etselerdi Allahtan korksalardı şüphesiz kabuhatlerini kefaretler ve kendilerini na’im cennetlerine koyardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer Ehl-i Kitab, iman edip de sakınsalardı; kötülüklerini örterdik ve onları Naim cennetlerine koyardık.

– İbni Kesir

Eğer kitap ehli iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, muhakkak onların kötülüklerini örterdik ve onları Naim cennetlerine koyardık.

– Diyanet İşleri

Eğer ehl-i kitâb îman edip de (fesadcılıkdan, bozğunculukdan) sakınalardı onların kötülüklerini her halde örter ve onları her halde ni'meti bol cennetlere sokardık.

– Hasan Basri Çantay

Eğer Kitap Ehli, iman edip kötülüklerden sakınsalar, günahlarını siler, onları nimetlerle dolu cennetlere koyardık.

– Seyyid Kutub

وَلَوۡ أَنَّهُمۡ أَقَامُواْ ٱلتَّوۡرَىٰةَ وَٱلۡإِنجِيلَ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيۡهِم مِّن رَّبِّهِمۡ لَأَكَلُواْ مِن فَوۡقِهِمۡ وَمِن تَحۡتِ أَرۡجُلِهِمۚ مِّنۡهُمۡ أُمَّةٞ مُّقۡتَصِدَةٞۖ وَكَثِيرٞ مِّنۡهُمۡ سَآءَ مَا يَعۡمَلُونَ ٦٦

Eğer onlar Tevratı ve İncili ve Rab’leri tarafından kendilerine sair indirileni doğru tutsalardı elbette hem üstlerinden yerlerdi hem ayaklarının altından, içlerinden mutedil bir ümmet yok değil, lâkin çoğu ne kötü işler yapıyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer onlar; Tevrat'ı, İncil'i ve kendilerine Rabblarından indirilmiş olanı dosdoğru tutsalardı; muhakkak ki hem üstlerinden, hem de ayaklarının altlarından yiyeceklerdi. İçlerinden orta yolu tutan bir ümmet vardır. Onlardan bir çoğunun yapmakta oldukları şey ise ne kötüdür.

– İbni Kesir

Eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve Rableri tarafından kendilerine indirileni (Kur’an’ı) gereğince uygulasalardı, elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (bol bol rızık) yiyeceklerdi. Onlardan orta yolu tutan bir zümre vardır. Ama onların birçoğunun yaptığı ne kötüdür!

– Diyanet İşleri

Bir de eğer onlar Tevrâtı, İncili ve Rablerinden kendilerine indirilen (Kur'ânın hükümlerîn) i dosdoğru tutsalar (tatbîk ve icra etseler) di muhakkak ki hem üstlerinden, hem ayaklarının altından yiyeceklerdi. (Her taraflarından Allahın ni'metlerine gark olacaklardı). İçlerinde iktisatçı (mutedil, tarafsız, yahud iktisâd bilgisine vâkıf) bir zümre de vardır. Onlardan bir çoğunun yapmakda oldukları ise ne kadar kötüdür.

– Hasan Basri Çantay

Eğer onlar Tevrat'a, İncil'e ve Rableri tarafından kendilerine indirilen Kur'an'a uygun yaşasalardı, başları üzerinden ve ayakları altından kaynaklanan nimetler yerlerdi. Onların içinde ılımlı, aşırı davranışlardan sakınan bir kesim var. Fakat çoğu ne fena işler yapıyor!

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu