بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يَلۡبَسُونَ مِن سُندُسٖ وَإِسۡتَبۡرَقٖ مُّتَقَٰبِلِينَ ٥٣

İnce ipekten ve parlak atlastan giyerler, karşılıklı otururlar.

– İbni Kesir

كَذَٰلِكَ وَزَوَّجۡنَٰهُم بِحُورٍ عِينٖ ٥٤

İşte böyle. Onları iri siyah gözlülerle evlendiririz.

– İbni Kesir

يَدۡعُونَ فِيهَا بِكُلِّ فَٰكِهَةٍ ءَامِنِينَ ٥٥

Orada emniyet içerisinde her meyveyi isteyebilirler.

– İbni Kesir

لَا يَذُوقُونَ فِيهَا ٱلۡمَوۡتَ إِلَّا ٱلۡمَوۡتَةَ ٱلۡأُولَىٰۖ وَوَقَىٰهُمۡ عَذَابَ ٱلۡجَحِيمِ ٥٦

Orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Ve onları cehennem azabından korumuştur.

– İbni Kesir

فَضۡلٗا مِّن رَّبِّكَۚ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ ٥٧

Rabbından bir lutuf olarak. İşte bu, büyük kurtuluşun kendisidir.

– İbni Kesir

فَإِنَّمَا يَسَّرۡنَٰهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمۡ يَتَذَكَّرُونَ ٥٨

Biz; onu, öğüt alsınlar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık.

– İbni Kesir

فَٱرۡتَقِبۡ إِنَّهُم مُّرۡتَقِبُونَ ٥٩

Öyleyse bekle, onlar da beklemektedirler.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu