بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فِي جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ ٥٢

Bahçelerde ve çeşme başlarında.

– Seyyid Kutub

يَلۡبَسُونَ مِن سُندُسٖ وَإِسۡتَبۡرَقٖ مُّتَقَٰبِلِينَ ٥٣

İnce ipekten ve parlak atlastan giysiler giyerek karşılıklı otururlar.

– Seyyid Kutub

كَذَٰلِكَ وَزَوَّجۡنَٰهُم بِحُورٍ عِينٖ ٥٤

Ayrıca onları, iri gözlü hurilerle de evlendirmişizdir.

– Seyyid Kutub

يَدۡعُونَ فِيهَا بِكُلِّ فَٰكِهَةٍ ءَامِنِينَ ٥٥

Orada, güven içinde, her meyveyi isterler.

– Seyyid Kutub

لَا يَذُوقُونَ فِيهَا ٱلۡمَوۡتَ إِلَّا ٱلۡمَوۡتَةَ ٱلۡأُولَىٰۖ وَوَقَىٰهُمۡ عَذَابَ ٱلۡجَحِيمِ ٥٦

Orada ilk ölümden başka ölüm tatmazlar, sürekli yaşarlar ve Allah onları cehennem azabından korumuştur.

– Seyyid Kutub

فَضۡلٗا مِّن رَّبِّكَۚ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ ٥٧

Cehennemden korunmaları Rabbinden bir lütuftur. İşte büyük kurtuluş budur.

– Seyyid Kutub

فَإِنَّمَا يَسَّرۡنَٰهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمۡ يَتَذَكَّرُونَ ٥٨

Biz o Kur'an'ı senin dilinde indirerek kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.

– Seyyid Kutub

فَٱرۡتَقِبۡ إِنَّهُم مُّرۡتَقِبُونَ ٥٩

Öyleyse bekle, onlar da beklemektedirler.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu