بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

كَغَلْىِ ٱلْحَمِيمِ ٤٦

Hamîm kaynar gibi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

خُذُوهُ فَٱعْتِلُوهُ إِلَىٰ سَوَآءِ ٱلْجَحِيمِ ٤٧

Tutun onu da yaka paça doğru cehennemin ortasına sürükleyin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ثُمَّ صُبُّواْ فَوْقَ رَأْسِهِۦ مِنْ عَذَابِ ٱلْحَمِيمِ ٤٨

Sonra da başının üstüne hamîm azâbından dökün.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ذُقْ إِنَّكَ أَنتَ ٱلْعَزِيزُ ٱلْكَرِيمُ ٤٩

Tat bakalım deyin: çünkü sen azîzdin, kerîmdin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ هَٰذَا مَا كُنتُم بِهِۦ تَمْتَرُونَ ٥٠

İşte o sizin şekk ve mücadele edip durduğunuz bu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى مَقَامٍ أَمِينٍ ٥١

Elbette müttekiler emîn bir makamda.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فِى جَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ٥٢

Cennetlerde pınar başlarında.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَلْبَسُونَ مِن سُندُسٍ وَإِسْتَبْرَقٍ مُّتَقَٰبِلِينَ ٥٣

Sündüs ve istebraktan elbiseler giyerek karşı karşıya.

– Elmalılı Hamdi Yazır

كَذَٰلِكَ وَزَوَّجْنَٰهُم بِحُورٍ عِينٍ ٥٤

Evet böyle, hem onları iri gözlü hurîlerle tezvic de etmişizdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَدْعُونَ فِيهَا بِكُلِّ فَٰكِهَةٍ ءَامِنِينَ ٥٥

Orada emniyyetler içinde her türlü yemişi çağırır getirdiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَا يَذُوقُونَ فِيهَا ٱلْمَوْتَ إِلَّا ٱلْمَوْتَةَ ٱلْأُولَىٰۖ وَوَقَىٰهُمْ عَذَابَ ٱلْجَحِيمِ ٥٦

İlk ölümden başka ölüm tatmazlar. Korumuştur da onları o Cahîm azâbından.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu