بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ شَجَرَتَ ٱلزَّقُّومِ ٤٣

Doğrusu zakkum ağacı;

– İbni Kesir

طَعَامُ ٱلۡأَثِيمِ ٤٤

Günahkarların yiyeceğidir.

– İbni Kesir

كَٱلۡمُهۡلِ يَغۡلِي فِي ٱلۡبُطُونِ ٤٥

Erimiş maden gibidir. Karınlarında kaynar,

– İbni Kesir

كَغَلۡيِ ٱلۡحَمِيمِ ٤٦

Suyun kaynaması gibi.

– İbni Kesir

خُذُوهُ فَٱعۡتِلُوهُ إِلَىٰ سَوَآءِ ٱلۡجَحِيمِ ٤٧

Yakalayın onu, cehennemin ortasına sürükleyin.

– İbni Kesir

ثُمَّ صُبُّواْ فَوۡقَ رَأۡسِهِۦ مِنۡ عَذَابِ ٱلۡحَمِيمِ ٤٨

Sonra azab olarak başına kaynar su dökün.

– İbni Kesir

ذُقۡ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡكَرِيمُ ٤٩

Tad bakalım; hani güçlü olan, değerli olan yalnız sendin?

– İbni Kesir

إِنَّ هَٰذَا مَا كُنتُم بِهِۦ تَمۡتَرُونَ ٥٠

İşte bu; doğrusu şüphelenip durduğunuz şeydir.

– İbni Kesir

إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ أَمِينٖ ٥١

Müttakiler ise; muhakkak ki emin bir makamdadırlar.

– İbni Kesir

فِي جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ ٥٢

Bahçelerde ve pınar başlarında.

– İbni Kesir

يَلۡبَسُونَ مِن سُندُسٖ وَإِسۡتَبۡرَقٖ مُّتَقَٰبِلِينَ ٥٣

İnce ipekten ve parlak atlastan giyerler, karşılıklı otururlar.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu