بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَا خَلَقۡنَا ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَا لَٰعِبِينَ ٣٨

Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları eğlenmek için yaratmadık!

– Seyyid Kutub

مَا خَلَقۡنَٰهُمَآ إِلَّا بِٱلۡحَقِّ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ ٣٩

Onları sadece hak ilkesine dayalı olarak yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.

– Seyyid Kutub

إِنَّ يَوۡمَ ٱلۡفَصۡلِ مِيقَٰتُهُمۡ أَجۡمَعِينَ ٤٠

Hüküm günü, hepsinin buluşacağı gündür.

– Seyyid Kutub

يَوۡمَ لَا يُغۡنِي مَوۡلًى عَن مَّوۡلٗى شَيۡـٔٗا وَلَا هُمۡ يُنصَرُونَ ٤١

O gün, dostun dosta hiçbir faydası olmaz, yardım da görmezler.

– Seyyid Kutub

إِلَّا مَن رَّحِمَ ٱللَّهُۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ٤٢

Yalnız Allah'ın merhamet ettiği bunun dışındadır. Şüphesiz Allah, üstündür, esirgeyendir.

– Seyyid Kutub

إِنَّ شَجَرَتَ ٱلزَّقُّومِ ٤٣

Zakkum ağacı.

– Seyyid Kutub

طَعَامُ ٱلۡأَثِيمِ ٤٤

Günahkarların yemeğidir.

– Seyyid Kutub

كَٱلۡمُهۡلِ يَغۡلِي فِي ٱلۡبُطُونِ ٤٥

Tıpkı erimiş madenler gibi karınlarında kaynar.

– Seyyid Kutub

كَغَلۡيِ ٱلۡحَمِيمِ ٤٦

Sıcak suyun kaynaması gibi.

– Seyyid Kutub

خُذُوهُ فَٱعۡتِلُوهُ إِلَىٰ سَوَآءِ ٱلۡجَحِيمِ ٤٧

Tutun onu, cehennemin ortasına sürükleyin.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ صُبُّواْ فَوۡقَ رَأۡسِهِۦ مِنۡ عَذَابِ ٱلۡحَمِيمِ ٤٨

Sonra başının üzerine kaynar su azabından dökün.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu