بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَإِنِّي عُذۡتُ بِرَبِّي وَرَبِّكُمۡ أَن تَرۡجُمُونِ ٢٠

Ben, beni taşlayıp öldürmenizden, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığındım.

– Seyyid Kutub

وَإِن لَّمۡ تُؤۡمِنُواْ لِي فَٱعۡتَزِلُونِ ٢١

Eğer bana inanmadınızsa bari yolumdan çekilin.

– Seyyid Kutub

فَدَعَا رَبَّهُۥٓ أَنَّ هَٰٓؤُلَآءِ قَوۡمٞ مُّجۡرِمُونَ ٢٢

Sonra Musa: «Bunlar, suç işleyen bir toplum» diye Rabbine dua etti.

– Seyyid Kutub

فَأَسۡرِ بِعِبَادِي لَيۡلًا إِنَّكُم مُّتَّبَعُونَ ٢٣

Allah da şöyle buyurdu: «Kullarımı geceleyin yola çıkar; şüphesiz takip olunacaksınız.»

– Seyyid Kutub

وَٱتۡرُكِ ٱلۡبَحۡرَ رَهۡوًاۖ إِنَّهُمۡ جُندٞ مُّغۡرَقُونَ ٢٤

Denizi yarıp toplumunu geçirdikten sonra olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.

– Seyyid Kutub

كَمۡ تَرَكُواْ مِن جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ ٢٥

Onlar geride nice şeyler bıraktılar; bahçeler, çeşmeler.

– Seyyid Kutub

وَزُرُوعٖ وَمَقَامٖ كَرِيمٖ ٢٦

Ekinler, güzel makamlar!

– Seyyid Kutub

وَنَعۡمَةٖ كَانُواْ فِيهَا فَٰكِهِينَ ٢٧

Ve zevkü sefa sürecekleri nice nimetler!

– Seyyid Kutub

كَذَٰلِكَۖ وَأَوۡرَثۡنَٰهَا قَوۡمًا ءَاخَرِينَ ٢٨

İşte böyle oldu ve biz onları başka bir topluma miras verdik.

– Seyyid Kutub

فَمَا بَكَتۡ عَلَيۡهِمُ ٱلسَّمَآءُ وَٱلۡأَرۡضُ وَمَا كَانُواْ مُنظَرِينَ ٢٩

Onlara gök ve yer ağlamadı ve kendilerine mühlet de verilmedi.

– Seyyid Kutub

وَلَقَدۡ نَجَّيۡنَا بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ مِنَ ٱلۡعَذَابِ ٱلۡمُهِينِ ٣٠

Andolsun biz, İsrailoğullarını o küçültücü azaptan kurtardık

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu