بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

تَكَادُ ٱلسَّمَٰوَٰتُ يَتَفَطَّرْنَ مِن فَوْقِهِنَّۚ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةُ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِمَن فِى ٱلْأَرْضِۗ أَلَآ إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلْغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ ﴿٥

Ki gökler hemen hemen üstlerinden çatlayacak gibi titreşiyorlar, melekler hamd ile Rab’lerine tesbih ediyorlar ve yerdeki kimse için mağrifet diliyorlar, uyan Allah’dır ancak öyle Gafur, öyle Rahim.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُواْ مِن دُونِهِۦٓ أَوْلِيَآءَ ٱللَّهُ حَفِيظٌ عَلَيْهِمْ وَمَآ أَنتَ عَلَيْهِم بِوَكِيلٍ ﴿٦

Onun berisinden veliylere tutunanlara gelince: onların da üzerlerine Allah gözcü, sen değilsin üzerlerine vekil.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَكَذَٰلِكَ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ قُرْءَانًا عَرَبِيًّا لِّتُنذِرَ أُمَّ ٱلْقُرَىٰ وَمَنْ حَوْلَهَا وَتُنذِرَ يَوْمَ ٱلْجَمْعِ لَا رَيْبَ فِيهِۚ فَرِيقٌ فِى ٱلْجَنَّةِ وَفَرِيقٌ فِى ٱلسَّعِيرِ ﴿٧

Ve işte böyle sana Arabî bir Kur'an vahiyetmekteyiz ki Ümm’ül-kurayı ve çevresindekileri sakındırasın ve o toplama gününün dehşetini haber veresin onda şüphe yok, bir fırka cennette, bir fırka saîrde.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ لَجَعَلَهُمْ أُمَّةً وَٰحِدَةً وَلَٰكِن يُدْخِلُ مَن يَشَآءُ فِى رَحْمَتِهِۦۚ وَٱلظَّٰلِمُونَ مَا لَهُم مِّن وَلِىٍّ وَلَا نَصِيرٍ ﴿٨

Dilese idi Allah elbet hepsini bir ümmet de yapardı ve lâkin dilediğini rahmetine koyuyor da zalimlere gelince ne bir veliy var onlara ne de bir nasîr.

— Elmalılı Hamdi Yazır

أَمِ ٱتَّخَذُواْ مِن دُونِهِۦٓ أَوْلِيَآءَۖ فَٱللَّهُ هُوَ ٱلْوَلِىُّ وَهُوَ يُحْىِ ٱلْمَوْتَىٰ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ ﴿٩

Yoksa ondan beride veliylerimi idindiler? Fakat Allah’dır ancak veliy, ölüleri O diriltir, ve her şeye kadîr odur.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَا ٱخْتَلَفْتُمْ فِيهِ مِن شَىْءٍ فَحُكْمُهُۥٓ إِلَى ٱللَّهِۚ ذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ رَبِّى عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ أُنِيبُ ﴿١٠

İhtilâf ettiğiniz herhangi bir şey hakkında da hüküm Allah’a âiddir, işte de: O Allah benim Rabbim ben ona dayanmaktayım ve hep ona sığınırım.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَاطِرُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِۚ جَعَلَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَٰجًا وَمِنَ ٱلْأَنْعَٰمِ أَزْوَٰجًاۖ يَذْرَؤُكُمْ فِيهِۚ لَيْسَ كَمِثْلِهِۦ شَىْءٌۖ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْبَصِيرُ ﴿١١

O gökleri ve yeri yaradan, size kendilerinizden çiftler yapmış, en'amdan da çiftler, sizi o suretle üretip duruyor, onun misli gibi bir şey yoktur ve O öyle semî' öyle basîrdir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَهُۥ مَقَالِيدُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِۖ يَبْسُطُ ٱلرِّزْقَ لِمَن يَشَآءُ وَيَقْدِرُۚ إِنَّهُۥ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ ﴿١٢

Göklerin, yerin kilidleri onun, rızkı dilediğine açar ve kısar, çünkü O her şeyi bilir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

شَرَعَ لَكُم مِّنَ ٱلدِّينِ مَا وَصَّىٰ بِهِۦ نُوحًا وَٱلَّذِىٓ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ وَمَا وَصَّيْنَا بِهِۦٓ إِبْرَٰهِيمَ وَمُوسَىٰ وَعِيسَىٰٓۖ أَنْ أَقِيمُواْ ٱلدِّينَ وَلَا تَتَفَرَّقُواْ فِيهِۚ كَبُرَ عَلَى ٱلْمُشْرِكِينَ مَا تَدْعُوهُمْ إِلَيْهِۚ ٱللَّهُ يَجْتَبِىٓ إِلَيْهِ مَن يَشَآءُ وَيَهْدِىٓ إِلَيْهِ مَن يُنِيبُ ﴿١٣

Sizin için: dinden Nuh’a tavsiye ettiğini ve sana vahyeylediğimizi ve İbrahime ve Musâ’ya ve İsâ’ya tavsiye kıldığımızı teşri buyurdu şöyle ki: dinî doğru tutun ve onda tefrikaya düşmeyin, müşriklere bu davet ettiğin emir ağır geldi, Allah ona dileklerini seçecek ve yüz tutanları ona hidâyetle erdirecektir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَا تَفَرَّقُوٓاْ إِلَّا مِنۢ بَعْدِ مَا جَآءَهُمُ ٱلْعِلْمُ بَغْيًۢا بَيْنَهُمْۚ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِن رَّبِّكَ إِلَىٰٓ أَجَلٍ مُّسَمًّى لَّقُضِىَ بَيْنَهُمْۚ وَإِنَّ ٱلَّذِينَ أُورِثُواْ ٱلْكِتَٰبَ مِنۢ بَعْدِهِمْ لَفِى شَكٍّ مِّنْهُ مُرِيبٍ ﴿١٤

Tefrika’ya düşmeleri ise kendilerine ilim geldikten sonra sırf aralarında Bagy-ü ihtirastan dolayıdır, ve eğer Rabbin’den müsemmâ bir ecele kadar diye bir kelime geçmiş olmasa idi, aralarında hükm-ü kaza mutlak icra edilir bitirilirdi, arkalarından kitâba vâris kılınanlar da ondan işkilli bir şekk içindedirler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَلِذَٰلِكَ فَٱدْعُۖ وَٱسْتَقِمْ كَمَآ أُمِرْتَۖ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَآءَهُمْۖ وَقُلْ ءَامَنتُ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِن كِتَٰبٍۖ وَأُمِرْتُ لِأَعْدِلَ بَيْنَكُمُۖ ٱللَّهُ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْۖ لَنَآ أَعْمَٰلُنَا وَلَكُمْ أَعْمَٰلُكُمْۖ لَا حُجَّةَ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُۖ ٱللَّهُ يَجْمَعُ بَيْنَنَاۖ وَإِلَيْهِ ٱلْمَصِيرُ ﴿١٥

Onun için sen durma davet et ve emrolunduğun gibi doğru git, onların hevalarına tâbi olma ve de ki: ben Allah’ın indirdiği her kitaba iman getirdim ve emrolundum ki aranızda adalet yapayım, Allah bizim Rabbimiz sizin de Rabb’iniz, bize amellerimiz, size de amelleriniz, sizinle aramızda huccet yok, Allah hepimizi bir araya getirecek ve hep ona gidilecektir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR