بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ رَبَّنَآ أَرِنَا ٱلَّذَيۡنِ أَضَلَّانَا مِنَ ٱلۡجِنِّ وَٱلۡإِنسِ نَجۡعَلۡهُمَا تَحۡتَ أَقۡدَامِنَا لِيَكُونَا مِنَ ٱلۡأَسۡفَلِينَ ٢٩

O küfredenler (cehennemde) «Ey Rabbimiz, cinden ve insandan bizi Sapdıranları göster bize de onları ayaklarımız altına alalım. Tâki en aşağı (tabaka) da kalanlardan olsunlar» dedi (ler - diyecekler).

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ ٱلَّذِينَ قَالُواْ رَبُّنَا ٱللَّهُ ثُمَّ ٱسۡتَقَٰمُواْ تَتَنَزَّلُ عَلَيۡهِمُ ٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ أَلَّا تَخَافُواْ وَلَا تَحۡزَنُواْ وَأَبۡشِرُواْ بِٱلۡجَنَّةِ ٱلَّتِي كُنتُمۡ تُوعَدُونَ ٣٠

Hakıykat «Rabbimiz Allahdır» deyib de sonra doğruluğu iltizâm edenler (yok mu?) Onların üzerlerine «Korkmayın, tasalanmayın, va'd olunduğunuz cennetle sevinin» diye diye melekler inecekdir.

– Hasan Basri Çantay

نَحۡنُ أَوۡلِيَآؤُكُمۡ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَفِي ٱلۡأٓخِرَةِۖ وَلَكُمۡ فِيهَا مَا تَشۡتَهِيٓ أَنفُسُكُمۡ وَلَكُمۡ فِيهَا مَا تَدَّعُونَ ٣١

(31-32) «Biz dünyâ hayâtında da, âhiretde de sizin dostlarınıza l Çok yarlığayıcı, çok esirgeyici (Allah) dan bir fazl-u kerem olmak üzere, burada canlarınız neyi hoşlanırsa (hepsi) sizindir, burada ne isterseniz (hepsi) sizin».

– Hasan Basri Çantay

نُزُلٗا مِّنۡ غَفُورٖ رَّحِيمٖ ٣٢

(31-32) «Biz dünyâ hayâtında da, âhiretde de sizin dostlarınıza l Çok yarlığayıcı, çok esirgeyici (Allah) dan bir fazl-u kerem olmak üzere, burada canlarınız neyi hoşlanırsa (hepsi) sizindir, burada ne isterseniz (hepsi) sizin».

– Hasan Basri Çantay

وَمَنۡ أَحۡسَنُ قَوۡلٗا مِّمَّن دَعَآ إِلَى ٱللَّهِ وَعَمِلَ صَٰلِحٗا وَقَالَ إِنَّنِي مِنَ ٱلۡمُسۡلِمِينَ ٣٣

(İnsanları) Allaha da'vet ve (kendisi de) iyi amel (ve hareket) eden ve «ben şübhesiz müslümanlardanım» diyen kimseden daha güzel sözlü kimdir?.

– Hasan Basri Çantay

وَلَا تَسۡتَوِي ٱلۡحَسَنَةُ وَلَا ٱلسَّيِّئَةُۚ ٱدۡفَعۡ بِٱلَّتِي هِيَ أَحۡسَنُ فَإِذَا ٱلَّذِي بَيۡنَكَ وَبَيۡنَهُۥ عَدَٰوَةٞ كَأَنَّهُۥ وَلِيٌّ حَمِيمٞ ٣٤

Ne (her) iyilik, ne de (her) kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel (haslet ne ise) onunla önle. O zaman (görürsün ki) seninle arasında düşmanlık bulunan kimse bile sanki yakın dost (un olmuş) dur.

– Hasan Basri Çantay

وَمَا يُلَقَّىٰهَآ إِلَّا ٱلَّذِينَ صَبَرُواْ وَمَا يُلَقَّىٰهَآ إِلَّا ذُو حَظٍّ عَظِيمٖ ٣٥

Bu (en güzel haslete) sabredenlerden başkası kavuşdurulmaz. Buna büyük bir hazza mâlik olandan gayrisi erişdirilmez.

– Hasan Basri Çantay

وَإِمَّا يَنزَغَنَّكَ مِنَ ٱلشَّيۡطَٰنِ نَزۡغٞ فَٱسۡتَعِذۡ بِٱللَّهِۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ ٣٦

Eğer seni şeytandan bir dürtüş fitlerse hemen Allaha sığın. Çünkü O, (senin sığındığını) bizzat hakkıyle işiden, (niyyetini, salâhını) çok iyi bilendir.

– Hasan Basri Çantay

وَمِنۡ ءَايَٰتِهِ ٱلَّيۡلُ وَٱلنَّهَارُ وَٱلشَّمۡسُ وَٱلۡقَمَرُۚ لَا تَسۡجُدُواْ لِلشَّمۡسِ وَلَا لِلۡقَمَرِ وَٱسۡجُدُواْۤ لِلَّهِۤ ٱلَّذِي خَلَقَهُنَّ إِن كُنتُمۡ إِيَّاهُ تَعۡبُدُونَ ٣٧

Gece, gündüz, güneş, ay (hep) Onun (Allahın) âyetlerindendir. Siz ne güneşe, ne aya secde etmeyin, bunları yaradan Allaha secde edin, eğer Ona ibâdet edecekseniz.

– Hasan Basri Çantay

فَإِنِ ٱسۡتَكۡبَرُواْ فَٱلَّذِينَ عِندَ رَبِّكَ يُسَبِّحُونَ لَهُۥ بِٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِ وَهُمۡ لَا يَسۡـَٔمُونَ۩ ٣٨

Eğer (buna karşı) kibirlenmek isterlerse Rabbinin nezdinde bulunanlar, onlar hiç usanmayacak, (zâten) kendisini gece, gündüz tesbîh (ve tenzîh) edib durmakdadırlar.

– Hasan Basri Çantay

وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦٓ أَنَّكَ تَرَى ٱلۡأَرۡضَ خَٰشِعَةٗ فَإِذَآ أَنزَلۡنَا عَلَيۡهَا ٱلۡمَآءَ ٱهۡتَزَّتۡ وَرَبَتۡۚ إِنَّ ٱلَّذِيٓ أَحۡيَاهَا لَمُحۡيِ ٱلۡمَوۡتَىٰٓۚ إِنَّهُۥ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٌ ٣٩

Senin hakıykaten boynunu bükmüş gördüğün arz da Onun âyetlerindendir. Fakat biz üzerine suyu indirdiğimiz vakit o, harekete gelir, kabarır. Ona muhakkak can veren (Allah) elbet ölüleri de dirilticidir. Çünkü O, her şey'e hakkıyle kaadirdir.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu