بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱتَّبِعُوٓاْ أَحْسَنَ مَآ أُنزِلَ إِلَيْكُم مِّن رَّبِّكُم مِّن قَبْلِ أَن يَأْتِيَكُمُ ٱلْعَذَابُ بَغْتَةً وَأَنتُمْ لَا تَشْعُرُونَ ﴿٥٥

Haberiniz olmayarak ansızın başınıza azâb gelmeden evvel halîs müslüman olun da Rabb’inizden size indirilenin en güzelini takip ve tatbık edin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Siz, farkında değilken ansızın azab gelmezden önce Rabbınızdan size indirilen sözün en güzeline uyun.

– İbni Kesir

(55-56) Farkında olmadan azap size ansızın gelmeden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun ki, kişi, “Allah’ın yanında, işlediğim kusurlardan dolayı vay hâlime! Gerçekten ben alay edenlerden idim” demesin.

– Diyanet İşleri

«Rabbinizden size indirilenin en güzeline — kendiniz farkında olmayarak, ansızın (başınıza) azâb gelmezden önce — tâbi' olun».

– Hasan Basri Çantay

Ansızın ve hiç farkına varmadığınız bir sırada size azap gelmeden önce Rabb'inizden size indirilen en güzel söze, Kur'an'a uyun.

– Seyyid Kutub

أَن تَقُولَ نَفْسٌ يَٰحَسْرَتَىٰ عَلَىٰ مَا فَرَّطتُ فِى جَنۢبِ ٱللَّهِ وَإِن كُنتُ لَمِنَ ٱلسَّٰخِرِينَ ﴿٥٦

Diyeceği gün bir nefis: eyvah, Allah yanında yaptığım eksikliklerden dolayı hasretime bak, doğrusu ben eğlenenlerden idim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kişinin: Allah'a karşı aşırı gitmemden dolayı vay bana, yazıklar olsun; gerçekten ben, alaya alanlardandım, diyeceği gün gelmezden önce.

– İbni Kesir

(55-56) Farkında olmadan azap size ansızın gelmeden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun ki, kişi, “Allah’ın yanında, işlediğim kusurlardan dolayı vay hâlime! Gerçekten ben alay edenlerden idim” demesin.

– Diyanet İşleri

(O azâb günü) her nefsin «Allah yanında işlediğim taksıyrlerden dolayı vay hasret (ve nedamet) ime! Hakıykat, hakıykat ben (Onun diniyle, kitabiyle) eğlenenlerdendim» diyeceği,

– Hasan Basri Çantay

Kişinin «Allah'a karşı aşırı gitmemden dolayı bana yazıklar olsun! Gerçekten ben alay edenlerdendim» diyeceği günden sakının.

– Seyyid Kutub

أَوْ تَقُولَ لَوْ أَنَّ ٱللَّهَ هَدَىٰنِى لَكُنتُ مِنَ ٱلْمُتَّقِينَ ﴿٥٧

Yâhud diyeceği: Allah bana yolunu gösterse idi her halde ben müttekilerden olurdum.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Veya: Allah beni hidayete erdirseydi, ben de muttakilerden olurdum, diyeceği gün.

– İbni Kesir

Yahut, “Allah beni doğru yola iletseydi, elbette O’na karşı gelmekten sakınanlardan olurdum” demesin.

– Diyanet İşleri

yahud «Hakıykaten Allah bana hidâyet verseydi her halde (şirkden günâhlardan) sakınanlardan olurdum» diyeceği,

– Hasan Basri Çantay

Veya şöyle demesinden: «Allah beni doğru yola ulaştırsaydı sakınanlardan olurdum.»

– Seyyid Kutub

أَوْ تَقُولَ حِينَ تَرَى ٱلْعَذَابَ لَوْ أَنَّ لِى كَرَّةً فَأَكُونَ مِنَ ٱلْمُحْسِنِينَ ﴿٥٨

Ve yâhud azâbı gördüğü zaman diyeceği: bana bir geri dönmek olsa idi de muhsinlerden olsa idim!

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yahut azabı gördüğü vakit: Keşki benim için bir dönüş daha olsaydı da ihsan edenlerden olsaydım, diyeceği gün.

– İbni Kesir

Yahut azabı gördüğünde, “Keşke benim için dünyaya bir dönüş daha olsa da iyilik yapanlardan olsam” demesin.

– Diyanet İşleri

yahud azâbı görürken «Benim için (dünyâye) bir dönüş daha olsaydı da iyi hareket edenlerden (mü'minlerden) bulunsaydım» diyeceği (gündür).

– Hasan Basri Çantay

Yahut azabı gördüğü zaman; «Keşke benim için bir kez daha dünyaya dönüş olsa da iyilerden olsam» diyeceği günden sakının.

– Seyyid Kutub

بَلَىٰ قَدْ جَآءَتْكَ ءَايَٰتِى فَكَذَّبْتَ بِهَا وَٱسْتَكْبَرْتَ وَكُنتَ مِنَ ٱلْكَٰفِرِينَ ﴿٥٩

Hayır sana âyetlerim geldi de onlara yalan dedin, kibretmek istedin ve kâfirlerden oldun.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır, sana ayetlerim gelmişti de, onları yalanlamış, büyüklük taslayarak kafirlerden olmuştun.

– İbni Kesir

(Allah, şöyle diyecek:) “Hayır, öyle değil! Âyetlerim sana geldi de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve inkârcılardan oldun.”

– Diyanet İşleri

(Allah tarafından onlara şöyle Duyurulur:) Hayır, sana (bunca) âyetlerim gelmişdi de sen onları yalan saymış, kibirlenmiye kalkmış, kâfirlerden olmuşdun.

– Hasan Basri Çantay

Allah şöyle buyurur: «Evet, ayetlerim sana gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve inkârcılardan olmuştun.»

– Seyyid Kutub

وَيَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ تَرَى ٱلَّذِينَ كَذَبُواْ عَلَى ٱللَّهِ وُجُوهُهُم مُّسْوَدَّةٌۚ أَلَيْسَ فِى جَهَنَّمَ مَثْوًى لِّلْمُتَكَبِّرِينَ ﴿٦٠

Hem o kıyamet günü görürsün ki Allah’a karşı o yalan söyleyenlerin yüzleri kararmıştır cehennemde değil mi mevkıi mütekebbirlerin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve kıyamet günü Allah'a karşı yalan uyduranların yüzlerinin simsiyah olduğunu görürsün. Mütekebbir için cehennemde bir karargah olmaz olur mu?

– İbni Kesir

Kıyamet günü Allah’a karşı yalan söyleyenleri görürsün, yüzleri kapkara kesilmiştir. Büyüklük taslayanlar için cehennemde bir yer mi yok!?

– Diyanet İşleri

(Allaha karşı) yalan söyleyenlerin kıyamet günü yüzleri, göreceksin ki, kapkaradır. Kibir taslayanlar için cehennemde bir karargâh mı yok?

– Hasan Basri Çantay

Allah'a karşı yalan uyduranların yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün. Kibirlenenlere yetecek kadar, cehennemde yer yok mudur?

– Seyyid Kutub

وَيُنَجِّى ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ٱتَّقَوْاْ بِمَفَازَتِهِمْ لَا يَمَسُّهُمُ ٱلسُّوٓءُ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ ﴿٦١

Korunan müttekileri ise Allah muradlarınca necata çıkarır, onlara fenalık dokunmaz ve onlar değildir mahzun olacaklar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah muttakileri, kurtuluşlarına sebep olan ile selamete erdirir. Onlara hiç bir kötülük gelmez ve üzülmezler de.

– İbni Kesir

Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları başarıları sebebiyle kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz. Onlar üzülmezler de.

– Diyanet İşleri

Allah (şirkden) sakınanları, umduklarına nâiliyyetlerine sebeb olan (iyi amel ve hareketleri) ile selâmete erdirir. Onlara (cismen) hiçbir fenalık dokunmaz. Onlar (kalben) mahzun da olmazlar.

– Hasan Basri Çantay

Allah, sakınanları, başarılarından ötürü kurtarır. Onlara hiçbir kötülük gelmez, onlar üzülmezler.

– Seyyid Kutub

ٱللَّهُ خَٰلِقُ كُلِّ شَىْءٍۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ وَكِيلٌ ﴿٦٢

Allah her şeyin halikıdır, her şey üzerine vekil de O.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah; her şeyin yaratanıdır ve O; her şeye vekildir.

– İbni Kesir

Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeye vekildir.

– Diyanet İşleri

Allah hem herşey'i yaratandır, hem her şey'in üstünde nigehban O.

– Hasan Basri Çantay

Allah her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeyin yöneticisidir.

– Seyyid Kutub

لَّهُۥ مَقَالِيدُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِۗ وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْخَٰسِرُونَ ﴿٦٣

Bütün göklerin ve yerin kilidleri onundur, Allah’ın âyetlerine küfrederler işte onlar kendilerine yazık edenlerdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Göklerin ve yerin anahtarları O'nundur. Allah'ın ayetlerine küfredenler; işte onlar hüsrana uğrayanlardır.

– İbni Kesir

Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler var ya, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.

– Diyanet İşleri

Göklerin ve yerin anahtarları Onundur. Allahın âyetlerine küfredenler (yok mu?) işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

– Hasan Basri Çantay

Göklerin ve yerin anahtarları O'nundur. Allah'ın ayetlerini inkâr edenler var ya, işte onlar hüsrandadırlar.

– Seyyid Kutub

قُلْ أَفَغَيْرَ ٱللَّهِ تَأْمُرُوٓنِّىٓ أَعْبُدُ أَيُّهَا ٱلْجَٰهِلُونَ ﴿٦٤

De ki: böyle iken şimdi o Allah’ın gayrısına mı kulluk etmemi emrediyorsunuz bana? Ey cahiller!

– Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: Bana, Allah'tan başkasına ibadet etmemi mi emredersiniz ey cahiller?

– İbni Kesir

De ki: “Ey cahiller! Siz bana Allah’tan başkasına ibadet etmemi mi emrediyorsunuz?”

– Diyanet İşleri

De ki: «(Hal böyle iken) siz, ey câhiller, bana Allahdan başkasına mı tapmamı emr ediyorsunuz»?

– Hasan Basri Çantay

De ki: «Ey cahiller! Allah'dan başkasına kulluk etmemi mi bana emrediyorsunuz?»

– Seyyid Kutub

وَلَقَدْ أُوحِىَ إِلَيْكَ وَإِلَى ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِكَ لَئِنْ أَشْرَكْتَ لَيَحْبَطَنَّ عَمَلُكَ وَلَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلْخَٰسِرِينَ ﴿٦٥

Celâlim Hakk’ı için sana da vahyolundu şu, senden evvelkilere de: "yemin ederim ki eğer şirk koşarsan çalışman bütün boşuna gider ve mutlak kendine yazık eden hasirlerden olursun.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun; sana da, senden öncekilere de vahyolunmuştur ki: Eğer Allah'a ortak koşarsan, şüphesiz amellerin boşa gider ve muhakkak hüsrana uğrayanlardan olursun.

– İbni Kesir

Andolsun, sana ve senden önceki peygamberlere şöyle vahyedildi: “Eğer Allah’a ortak koşarsan elbette amelin boşa çıkar ve elbette ziyana uğrayanlardan olursun.”

– Diyanet İşleri

Andolsun ki (Habîbim) sana da, senden evvelki (peygamberlere de (şu) vahyolunmuşdur: «Eğer (bilfarz Allaha) ortak tanırsan, celâlim hakkı için (bütün) amel (ve hareketler) in boşa gider ve muhakkak hüsrana düşenlerden olursun».

– Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed! Andolsun ki, sana ve senden önceki peygamberlere şöyle vahy edildi: «Andolsun, eğer Allah'a ortak koşarsan işlerin boşa gider ve hüsranda kalanlardan olursun.»

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu