بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

قُلْ مَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ وَمَآ أَنَاْ مِنَ ٱلْمُتَكَلِّفِينَ ﴿٨٦

De ki: bir ecir istemiyorum sizden ona karşı ve ben o tekellüfcilerden değilim.

— Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: Ben, buna karşı sizden bir ücret istemiyorum ve ben, kendiliğimden bir şey iddia edenlerden de değilim.

— İbni Kesir

(Ey Muhammed!) De ki: “Bundan (tebliğ görevinden) dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Ben kendiliğinden yükümlülük altına girenlerden değilim.”

— Diyanet İşleri

(Habîbim) de ki: «Ben buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum ve ben (size) kendiliğimden (bir şey) teklif edenlerden de değilim».

— Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed! De ki; «Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum, kendimden bir şey teklif edenlerden de değilim.»

— Seyyid Kutub

إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَٰلَمِينَ ﴿٨٧

O sırf bir zikir, bir öğüttür bütün âlemîn için.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bu, ancak alemler için bir zikirdir.

— İbni Kesir

“Bu Kur’an, âlemler için ancak bir öğüttür.”

— Diyanet İşleri

«O (Kur'an) âlemlere bir öğüdden başka (bir şey) değildir».

— Hasan Basri Çantay

Bu Kur'an, alemler için bir öğüttür.

— Seyyid Kutub

وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُۥ بَعْدَ حِينٍۭ ﴿٨٨

Ve her halde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onun haberini bir müddet sonra öğreneceksiniz.

— İbni Kesir

“Onun haberlerinin doğruluğunu bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.”

— Diyanet İşleri

«Her halde onun mühim haberini bir zaman sonra (hepiniz) bileceksiniz».

— Hasan Basri Çantay

Onun haberlerinin doğruluğunu bir süre sonra gayet iyi anlayacaksınız.

— Seyyid Kutub

AYARLAR