بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

قَالَ فَٱلْحَقُّ وَٱلْحَقَّ أَقُولُ ﴿٨٤

Buyurdu: «İşte bu doğru. Ben şu hakıykatı söyleyeyim»:

— Hasan Basri Çantay

لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنكَ وَمِمَّن تَبِعَكَ مِنْهُمْ أَجْمَعِينَ ﴿٨٥

«Andolsun, cehennemi senden (senin cinsinden) ve onların (insanların) içinden sana tâbi' olanların hepsi ile dolduracağım».

— Hasan Basri Çantay

قُلْ مَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ وَمَآ أَنَاْ مِنَ ٱلْمُتَكَلِّفِينَ ﴿٨٦

(Habîbim) de ki: «Ben buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum ve ben (size) kendiliğimden (bir şey) teklif edenlerden de değilim».

— Hasan Basri Çantay

إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَٰلَمِينَ ﴿٨٧

«O (Kur'an) âlemlere bir öğüdden başka (bir şey) değildir».

— Hasan Basri Çantay

وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُۥ بَعْدَ حِينٍۭ ﴿٨٨

«Her halde onun mühim haberini bir zaman sonra (hepiniz) bileceksiniz».

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR