بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

مَا كَانَ لِىَ مِنْ عِلْمٍۭ بِٱلْمَلَإِ ٱلْأَعْلَىٰٓ إِذْ يَخْتَصِمُونَ ﴿٦٩

Benim melei a'lâya ne ilmim olurdu onlar münakaşa ederlerken?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Mele-i A'la'da olan tartışmalar hakkında benim bir bilgim yoktur.

— İbni Kesir

“Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu.”

— Diyanet İşleri

«Mele'-i a'lâya, onlar aralarında münazara (ve münâkaşa) ederlerken, benim hiçbir bilgim yokdu».

— Hasan Basri Çantay

Mele-i A'la'da kendi aralarındaki tartışmaları hakkında benim hiçbir bilgim yoktu.

— Seyyid Kutub

إِن يُوحَىٰٓ إِلَىَّ إِلَّآ أَنَّمَآ أَنَاْ نَذِيرٌ مُّبِينٌ ﴿٧٠

Fakat ben açık inzar edecek bir peygamber olduğum içindir ki o ilmin bana vahy olunuyor.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bana, sadece vahyolunur. Ben, ancak apaçık bir uyarıcıyım.

— İbni Kesir

“Bana ancak, benim sadece bir uyarıcı olduğum vahyediliyor.”

— Diyanet İşleri

«Ben ancak gelecek tehlikeleri apaçık haber verici (bir peygamber) olduğum içindir ki (o ilim) bana vahy olunuyor».

— Hasan Basri Çantay

Ben gelecek tehlikeleri apaçık uyarıcı olduğum içindir ki, bana vahy olunuyor.

— Seyyid Kutub

إِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَٰٓئِكَةِ إِنِّى خَٰلِقٌۢ بَشَرًا مِّن طِينٍ ﴿٧١

Rabbin melâikeye dediği vakit: haberiniz olsun ben bir çamurdan bir beşer yaratmaktayım.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hani Rabbın meleklere demişti ki: Ben, çamurdan bir insan yaratacağım.

— İbni Kesir

Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: “Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım.”

— Diyanet İşleri

Rabbin o (münazara) zaman (ında) meleklere demişdi ki: «Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratıcıyım».

— Hasan Basri Çantay

Rabb'im Meleklere demişti ki; ben çamurdan bir insan yaratacağım.

— Seyyid Kutub

فَإِذَا سَوَّيْتُهُۥ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِى فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ ﴿٧٢

Onu tesviye ettim de ruhumdan ona nefheyledimmi derhal ona secdeye kapanın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onu yapıp ruhumdan kendisine üflediğim zaman; derhal secde edin ona.

— İbni Kesir

“Onu şekillendirip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için saygı ile eğilin.”

— Diyanet İşleri

«Artık onu (n hilkatini) tamamlayıb içerisine de ruuhumdan üfürdüğüm zaman kendisi için derhal (bana) secdeye kapanın».

— Hasan Basri Çantay

Onu biçimlendirip ona ruhumdan üflediğim zaman derhal ona secde edin.

— Seyyid Kutub

فَسَجَدَ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ ﴿٧٣

Onun üzerine melâikenin hepsi toptan secde ettiler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bütün melekler topluca secde ettiler.

— İbni Kesir

Derken bütün melekler topluca saygı ile eğildiler.

— Diyanet İşleri

Bunun üzerine bütün melekler topdan secde etmiş,

— Hasan Basri Çantay

Meleklerin hepsi birden secde ettiler.

— Seyyid Kutub

إِلَّآ إِبْلِيسَ ٱسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ ٱلْكَٰفِرِينَ ﴿٧٤

Yalnız İblîs kibirlenmek istedi ve kâfirlerden oldu.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yalnız İblis, büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu.

— İbni Kesir

Ancak İblis eğilmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu.

— Diyanet İşleri

yalınız İblîs kibirlenmiye yeltenmişdi. (Zâten) o, (ilm-i ilâhîde) kâfirlerdendi.

— Hasan Basri Çantay

Yalnız İblis secde etmedi, büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu.

— Seyyid Kutub

قَالَ يَٰٓإِبْلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَن تَسْجُدَ لِمَا خَلَقْتُ بِيَدَىَّۖ أَسْتَكْبَرْتَ أَمْ كُنتَ مِنَ ٱلْعَالِينَ ﴿٧٥

Ey İblîs! buyurdu: o benim iki elimle yarattığıma secde etmene ne mani' oldu sana? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa âlîlerden mi bulunuyorsun?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Buyurdu ki: Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden mi oldun?

— İbni Kesir

Allah, “Ey İblis! Ellerimle yarattığıma saygı ile eğilmekten seni ne alıkoydu? Büyüklük mü tasladın, yoksa üstünlerden mi oldun?” dedi.

— Diyanet İşleri

Buyurdu: «Ey İblîs, iki elimle (ya'nî bizzat) yaratdığıma secde etmenden seni hangi şey men'etdi? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yücelerden mi oldun?».

— Hasan Basri Çantay

Allah: «Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden mi oldun?»

— Seyyid Kutub

قَالَ أَنَاْ خَيْرٌ مِّنْهُۖ خَلَقْتَنِى مِن نَّارٍ وَخَلَقْتَهُۥ مِن طِينٍ ﴿٧٦

Dedi ki ben ondan hayırlıyım Ben-î bir ateşten yarattın, onu ise bir çamurdan yarattın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Dedi ki: Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın.

— İbni Kesir

İblis, “Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın” dedi.

— Diyanet İşleri

(İblîs) dedi: «Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşden, onu ise çamurdan yaratdın».

— Hasan Basri Çantay

İblis: «Ben ondan üstünüm. Beni ateşten yarattın. Onu çamurdan yarattın» dedi.

— Seyyid Kutub

قَالَ فَٱخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ ﴿٧٧

Buyurdu ki: hemen çık oradan çünkü artık sen matrud (racîm) sin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Buyurdu ki: Çık oradan. Şüphesiz sen, artık kovulmuş birisin.

— İbni Kesir

Allah, şöyle dedi: “Öyle ise çık oradan (cennetten), çünkü sen kovuldun.”

— Diyanet İşleri

Buyurdu: «Hemen buradan çık. Zîrâ artık sen taşlanan (rahmet-i ilâhiyyeden koğulan bir mel'un) sun».

— Hasan Basri Çantay

Allah: «Çık oradan sen artık kovulmuş birisin.

— Seyyid Kutub

وَإِنَّ عَلَيْكَ لَعْنَتِىٓ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلدِّينِ ﴿٧٨

Ve her halde üzerindedir lânetim ceza gününe kadar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve muhakkak ki din gününe kadar la'netim senin üzerinedir.

— İbni Kesir

“Şüphesiz benim lânetim hesap ve ceza gününe kadar senin üzerinedir.”

— Diyanet İşleri

«Ve şübhesiz ki ceza gününe kadar lâ'netim senin üstünedir».

— Hasan Basri Çantay

Ceza gününe kadar lanetim senin üzerinedir» dedi.

— Seyyid Kutub

قَالَ رَبِّ فَأَنظِرْنِىٓ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ ﴿٧٩

Dedi: Ya Rab! O halde ba'solunacakları güne kadar Ben-î geri bırak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Dedi ki: Rabbım, diriltilecekleri güne kadar beni ertele.

— İbni Kesir

İblis, “Ey Rabbim! Öyle ise bana insanların diriltilecekleri güne kadar mühlet ver” dedi.

— Diyanet İşleri

Dedi: «Ey Rabbim, o halde (insanların) tekrar diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver».

— Hasan Basri Çantay

İblis «Ey Rabbim! O halde tekrar dirilecekleri güne kadar bana mühlet ver!» dedi.

— Seyyid Kutub

AYARLAR