بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

قُلْ إِنَّمَآ أَنَاْ مُنذِرٌۖ وَمَا مِنْ إِلَٰهٍ إِلَّا ٱللَّهُ ٱلْوَٰحِدُ ٱلْقَهَّارُ ﴿٦٥

De ki ben ancak korkuyu haber veren bir peygamberim, başka bir tanrı da yok ancak Allah: o vahidi Kahhar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: Ben, sadece bir uyarıcıyım. Vahid, Kahhar olan Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur.

— İbni Kesir

(Ey Muhammed!) De ki: “Ben ancak bir uyarıcıyım. Her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan bir Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.”

— Diyanet İşleri

(Habîbim) de ki: «Ben yalınız gelecek tehlikeleri haber veren (bir peygamber) im. (Ortakdan ve benzerden münezzeh ve) bir olan, (her şey'i) kahreden (mutlak haakim olan) Allahdan başka hiçbir Tanrı yokdur».

— Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed! De ki, «Ben sadece bir uyarıcıyım. Gücü her şeye yeten tek Allah'tan başka tanrı yoktur.

— Seyyid Kutub

رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ٱلْعَزِيزُ ٱلْغَفَّٰرُ ﴿٦٦

O Göklerin, Yerin ve aralarındakilerin Rabb’i Aziz, gaffar var.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Göklerin, yerin ve ikisinin arasında bulunanların Rabbı Aziz'dir, Gafur'dur.

— İbni Kesir

“O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.”

— Diyanet İşleri

«Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan şeylerin Rabbi; O mutlak gaalib, O çok yarlığayıcı (Allah) dır».

— Hasan Basri Çantay

Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabb'ı olan Allah, daima üstündür, çok bağışlayandır.»

— Seyyid Kutub

قُلْ هُوَ نَبَؤٌاْ عَظِيمٌ ﴿٦٧

De ki bu bir azîm haberdir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: Bu, büyük bir haberdir.

— İbni Kesir

De ki: “Bu Kur’an, büyük bir haberdir.”

— Diyanet İşleri

De ki: «Bu (Kur'an) en büyük (ve mühim) bir haberdir».

— Hasan Basri Çantay

De ki; «Bu Kur'an, büyük bir haberdir.»

— Seyyid Kutub

أَنتُمْ عَنْهُ مُعْرِضُونَ ﴿٦٨

Siz ondan yüz çeviriyorsunuz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ama siz, ondan yüz çeviriyorsunuz.

— İbni Kesir

“Siz ise ondan yüz çeviriyorsunuz.”

— Diyanet İşleri

«Ki siz ondan yüz çeviricilersiniz».

— Hasan Basri Çantay

«Fakat siz ondan yüz çeviriyorsunuz?»

— Seyyid Kutub

مَا كَانَ لِىَ مِنْ عِلْمٍۭ بِٱلْمَلَإِ ٱلْأَعْلَىٰٓ إِذْ يَخْتَصِمُونَ ﴿٦٩

Benim melei a'lâya ne ilmim olurdu onlar münakaşa ederlerken?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Mele-i A'la'da olan tartışmalar hakkında benim bir bilgim yoktur.

— İbni Kesir

“Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu.”

— Diyanet İşleri

«Mele'-i a'lâya, onlar aralarında münazara (ve münâkaşa) ederlerken, benim hiçbir bilgim yokdu».

— Hasan Basri Çantay

Mele-i A'la'da kendi aralarındaki tartışmaları hakkında benim hiçbir bilgim yoktu.

— Seyyid Kutub

إِن يُوحَىٰٓ إِلَىَّ إِلَّآ أَنَّمَآ أَنَاْ نَذِيرٌ مُّبِينٌ ﴿٧٠

Fakat ben açık inzar edecek bir peygamber olduğum içindir ki o ilmin bana vahy olunuyor.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bana, sadece vahyolunur. Ben, ancak apaçık bir uyarıcıyım.

— İbni Kesir

“Bana ancak, benim sadece bir uyarıcı olduğum vahyediliyor.”

— Diyanet İşleri

«Ben ancak gelecek tehlikeleri apaçık haber verici (bir peygamber) olduğum içindir ki (o ilim) bana vahy olunuyor».

— Hasan Basri Çantay

Ben gelecek tehlikeleri apaçık uyarıcı olduğum içindir ki, bana vahy olunuyor.

— Seyyid Kutub

إِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَٰٓئِكَةِ إِنِّى خَٰلِقٌۢ بَشَرًا مِّن طِينٍ ﴿٧١

Rabbin melâikeye dediği vakit: haberiniz olsun ben bir çamurdan bir beşer yaratmaktayım.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hani Rabbın meleklere demişti ki: Ben, çamurdan bir insan yaratacağım.

— İbni Kesir

Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: “Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım.”

— Diyanet İşleri

Rabbin o (münazara) zaman (ında) meleklere demişdi ki: «Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratıcıyım».

— Hasan Basri Çantay

Rabb'im Meleklere demişti ki; ben çamurdan bir insan yaratacağım.

— Seyyid Kutub

فَإِذَا سَوَّيْتُهُۥ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِى فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ ﴿٧٢

Onu tesviye ettim de ruhumdan ona nefheyledimmi derhal ona secdeye kapanın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onu yapıp ruhumdan kendisine üflediğim zaman; derhal secde edin ona.

— İbni Kesir

“Onu şekillendirip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için saygı ile eğilin.”

— Diyanet İşleri

«Artık onu (n hilkatini) tamamlayıb içerisine de ruuhumdan üfürdüğüm zaman kendisi için derhal (bana) secdeye kapanın».

— Hasan Basri Çantay

Onu biçimlendirip ona ruhumdan üflediğim zaman derhal ona secde edin.

— Seyyid Kutub

فَسَجَدَ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ ﴿٧٣

Onun üzerine melâikenin hepsi toptan secde ettiler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bütün melekler topluca secde ettiler.

— İbni Kesir

Derken bütün melekler topluca saygı ile eğildiler.

— Diyanet İşleri

Bunun üzerine bütün melekler topdan secde etmiş,

— Hasan Basri Çantay

Meleklerin hepsi birden secde ettiler.

— Seyyid Kutub

إِلَّآ إِبْلِيسَ ٱسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ ٱلْكَٰفِرِينَ ﴿٧٤

Yalnız İblîs kibirlenmek istedi ve kâfirlerden oldu.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yalnız İblis, büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu.

— İbni Kesir

Ancak İblis eğilmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu.

— Diyanet İşleri

yalınız İblîs kibirlenmiye yeltenmişdi. (Zâten) o, (ilm-i ilâhîde) kâfirlerdendi.

— Hasan Basri Çantay

Yalnız İblis secde etmedi, büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu.

— Seyyid Kutub

قَالَ يَٰٓإِبْلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَن تَسْجُدَ لِمَا خَلَقْتُ بِيَدَىَّۖ أَسْتَكْبَرْتَ أَمْ كُنتَ مِنَ ٱلْعَالِينَ ﴿٧٥

Ey İblîs! buyurdu: o benim iki elimle yarattığıma secde etmene ne mani' oldu sana? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa âlîlerden mi bulunuyorsun?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Buyurdu ki: Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden mi oldun?

— İbni Kesir

Allah, “Ey İblis! Ellerimle yarattığıma saygı ile eğilmekten seni ne alıkoydu? Büyüklük mü tasladın, yoksa üstünlerden mi oldun?” dedi.

— Diyanet İşleri

Buyurdu: «Ey İblîs, iki elimle (ya'nî bizzat) yaratdığıma secde etmenden seni hangi şey men'etdi? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yücelerden mi oldun?».

— Hasan Basri Çantay

Allah: «Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden mi oldun?»

— Seyyid Kutub

AYARLAR