بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ ذَٰلِكَ لَحَقّٞ تَخَاصُمُ أَهۡلِ ٱلنَّارِ ٦٤

Şüphesiz ki bu haktır muhakkak olacaktır ehl-i nârın birbirine husûmeti.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşte bu, hakkın kendisidir. Cehennem ehlinin birbiriyle tartışması.

– İbni Kesir

Şüphesiz bu, cehennemliklerin birbirleriyle çekişmesi kesin bir gerçektir.

– Diyanet İşleri

İşte bu, (ya'nî) ehl-i cehennemin birbiriyle da'vâlaşması muhakkak ve kat'î bir gerçekdir.

– Hasan Basri Çantay

İşte ateş halkının tartışmaları böyledir ve bunlar gerçektir.

– Seyyid Kutub

قُلۡ إِنَّمَآ أَنَا۠ مُنذِرٞۖ وَمَا مِنۡ إِلَٰهٍ إِلَّا ٱللَّهُ ٱلۡوَٰحِدُ ٱلۡقَهَّارُ ٦٥

De ki ben ancak korkuyu haber veren bir peygamberim, başka bir tanrı da yok ancak Allah: o vahidi Kahhar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: Ben, sadece bir uyarıcıyım. Vahid, Kahhar olan Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur.

– İbni Kesir

(Ey Muhammed!) De ki: “Ben ancak bir uyarıcıyım. Her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan bir Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.”

– Diyanet İşleri

(Habîbim) de ki: «Ben yalınız gelecek tehlikeleri haber veren (bir peygamber) im. (Ortakdan ve benzerden münezzeh ve) bir olan, (her şey'i) kahreden (mutlak haakim olan) Allahdan başka hiçbir Tanrı yokdur».

– Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed! De ki, «Ben sadece bir uyarıcıyım. Gücü her şeye yeten tek Allah'tan başka tanrı yoktur.

– Seyyid Kutub

رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡغَفَّٰرُ ٦٦

O Göklerin, Yerin ve aralarındakilerin Rabb’i Aziz, gaffar var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Göklerin, yerin ve ikisinin arasında bulunanların Rabbı Aziz'dir, Gafur'dur.

– İbni Kesir

“O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.”

– Diyanet İşleri

«Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan şeylerin Rabbi; O mutlak gaalib, O çok yarlığayıcı (Allah) dır».

– Hasan Basri Çantay

Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabb'ı olan Allah, daima üstündür, çok bağışlayandır.»

– Seyyid Kutub

قُلۡ هُوَ نَبَؤٌاْ عَظِيمٌ ٦٧

De ki bu bir azîm haberdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: Bu, büyük bir haberdir.

– İbni Kesir

De ki: “Bu Kur’an, büyük bir haberdir.”

– Diyanet İşleri

De ki: «Bu (Kur'an) en büyük (ve mühim) bir haberdir».

– Hasan Basri Çantay

De ki; «Bu Kur'an, büyük bir haberdir.»

– Seyyid Kutub

أَنتُمۡ عَنۡهُ مُعۡرِضُونَ ٦٨

Siz ondan yüz çeviriyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ama siz, ondan yüz çeviriyorsunuz.

– İbni Kesir

“Siz ise ondan yüz çeviriyorsunuz.”

– Diyanet İşleri

«Ki siz ondan yüz çeviricilersiniz».

– Hasan Basri Çantay

«Fakat siz ondan yüz çeviriyorsunuz?»

– Seyyid Kutub

مَا كَانَ لِيَ مِنۡ عِلۡمِۭ بِٱلۡمَلَإِ ٱلۡأَعۡلَىٰٓ إِذۡ يَخۡتَصِمُونَ ٦٩

Benim melei a'lâya ne ilmim olurdu onlar münakaşa ederlerken?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Mele-i A'la'da olan tartışmalar hakkında benim bir bilgim yoktur.

– İbni Kesir

“Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu.”

– Diyanet İşleri

«Mele'-i a'lâya, onlar aralarında münazara (ve münâkaşa) ederlerken, benim hiçbir bilgim yokdu».

– Hasan Basri Çantay

Mele-i A'la'da kendi aralarındaki tartışmaları hakkında benim hiçbir bilgim yoktu.

– Seyyid Kutub

إِن يُوحَىٰٓ إِلَيَّ إِلَّآ أَنَّمَآ أَنَا۠ نَذِيرٞ مُّبِينٌ ٧٠

Fakat ben açık inzar edecek bir peygamber olduğum içindir ki o ilmin bana vahy olunuyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bana, sadece vahyolunur. Ben, ancak apaçık bir uyarıcıyım.

– İbni Kesir

“Bana ancak, benim sadece bir uyarıcı olduğum vahyediliyor.”

– Diyanet İşleri

«Ben ancak gelecek tehlikeleri apaçık haber verici (bir peygamber) olduğum içindir ki (o ilim) bana vahy olunuyor».

– Hasan Basri Çantay

Ben gelecek tehlikeleri apaçık uyarıcı olduğum içindir ki, bana vahy olunuyor.

– Seyyid Kutub

إِذۡ قَالَ رَبُّكَ لِلۡمَلَٰٓئِكَةِ إِنِّي خَٰلِقُۢ بَشَرٗا مِّن طِينٖ ٧١

Rabbin melâikeye dediği vakit: haberiniz olsun ben bir çamurdan bir beşer yaratmaktayım.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hani Rabbın meleklere demişti ki: Ben, çamurdan bir insan yaratacağım.

– İbni Kesir

Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: “Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım.”

– Diyanet İşleri

Rabbin o (münazara) zaman (ında) meleklere demişdi ki: «Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratıcıyım».

– Hasan Basri Çantay

Rabb'im Meleklere demişti ki; ben çamurdan bir insan yaratacağım.

– Seyyid Kutub

فَإِذَا سَوَّيۡتُهُۥ وَنَفَخۡتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ ٧٢

Onu tesviye ettim de ruhumdan ona nefheyledimmi derhal ona secdeye kapanın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onu yapıp ruhumdan kendisine üflediğim zaman; derhal secde edin ona.

– İbni Kesir

“Onu şekillendirip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için saygı ile eğilin.”

– Diyanet İşleri

«Artık onu (n hilkatini) tamamlayıb içerisine de ruuhumdan üfürdüğüm zaman kendisi için derhal (bana) secdeye kapanın».

– Hasan Basri Çantay

Onu biçimlendirip ona ruhumdan üflediğim zaman derhal ona secde edin.

– Seyyid Kutub

فَسَجَدَ ٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ كُلُّهُمۡ أَجۡمَعُونَ ٧٣

Onun üzerine melâikenin hepsi toptan secde ettiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bütün melekler topluca secde ettiler.

– İbni Kesir

Derken bütün melekler topluca saygı ile eğildiler.

– Diyanet İşleri

Bunun üzerine bütün melekler topdan secde etmiş,

– Hasan Basri Çantay

Meleklerin hepsi birden secde ettiler.

– Seyyid Kutub

إِلَّآ إِبۡلِيسَ ٱسۡتَكۡبَرَ وَكَانَ مِنَ ٱلۡكَٰفِرِينَ ٧٤

Yalnız İblîs kibirlenmek istedi ve kâfirlerden oldu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yalnız İblis, büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu.

– İbni Kesir

Ancak İblis eğilmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu.

– Diyanet İşleri

yalınız İblîs kibirlenmiye yeltenmişdi. (Zâten) o, (ilm-i ilâhîde) kâfirlerdendi.

– Hasan Basri Çantay

Yalnız İblis secde etmedi, büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu