بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ ذَٰلِكَ لَحَقٌّ تَخَاصُمُ أَهْلِ ٱلنَّارِ ٦٤

Şüphesiz bu, cehennemliklerin birbirleriyle çekişmesi kesin bir gerçektir.

– Diyanet İşleri

قُلْ إِنَّمَآ أَنَاْ مُنذِرٌۖ وَمَا مِنْ إِلَٰهٍ إِلَّا ٱللَّهُ ٱلْوَٰحِدُ ٱلْقَهَّارُ ٦٥

(Ey Muhammed!) De ki: “Ben ancak bir uyarıcıyım. Her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan bir Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.”

– Diyanet İşleri

رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ٱلْعَزِيزُ ٱلْغَفَّٰرُ ٦٦

“O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.”

– Diyanet İşleri

قُلْ هُوَ نَبَؤٌاْ عَظِيمٌ ٦٧

De ki: “Bu Kur’an, büyük bir haberdir.”

– Diyanet İşleri

أَنتُمْ عَنْهُ مُعْرِضُونَ ٦٨

“Siz ise ondan yüz çeviriyorsunuz.”

– Diyanet İşleri

مَا كَانَ لِىَ مِنْ عِلْمٍۭ بِٱلْمَلَإِ ٱلْأَعْلَىٰٓ إِذْ يَخْتَصِمُونَ ٦٩

“Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu.”

– Diyanet İşleri

إِن يُوحَىٰٓ إِلَىَّ إِلَّآ أَنَّمَآ أَنَاْ نَذِيرٌ مُّبِينٌ ٧٠

“Bana ancak, benim sadece bir uyarıcı olduğum vahyediliyor.”

– Diyanet İşleri

إِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَٰٓئِكَةِ إِنِّى خَٰلِقٌۢ بَشَرًا مِّن طِينٍ ٧١

Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: “Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım.”

– Diyanet İşleri

فَإِذَا سَوَّيْتُهُۥ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِى فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ ٧٢

“Onu şekillendirip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için saygı ile eğilin.”

– Diyanet İşleri

فَسَجَدَ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ ٧٣

Derken bütün melekler topluca saygı ile eğildiler.

– Diyanet İşleri

إِلَّآ إِبْلِيسَ ٱسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ ٱلْكَٰفِرِينَ ٧٤

Ancak İblis eğilmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu