بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

أَتَّخَذْنَٰهُمْ سِخْرِيًّا أَمْ زَاغَتْ عَنْهُمُ ٱلْأَبْصَٰرُ ﴿٦٣

Onları eğlence yerine tuttuktu ha! yoksa onlardan kaydı mı bu gözler?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onları alaya almıştık. Yoksa şimdi gözlere görünmez mi oldular?

— İbni Kesir

“(Cehennemlik değillerdi de) biz onları alaya mı almış olduk, yoksa (buradalar da) gözlerimizden mi kaçtılar?”

— Diyanet İşleri

«Biz onları eğlence edinirdik. Yoksa gözler (imiz) onlardan uzaklaşıb kaydı mı»?

— Hasan Basri Çantay

Hani onlarla alay ederdik. Yoksa onları gözden mi kaçırdık?

— Seyyid Kutub

إِنَّ ذَٰلِكَ لَحَقٌّ تَخَاصُمُ أَهْلِ ٱلنَّارِ ﴿٦٤

Şüphesiz ki bu haktır muhakkak olacaktır ehl-i nârın birbirine husûmeti.

— Elmalılı Hamdi Yazır

İşte bu, hakkın kendisidir. Cehennem ehlinin birbiriyle tartışması.

— İbni Kesir

Şüphesiz bu, cehennemliklerin birbirleriyle çekişmesi kesin bir gerçektir.

— Diyanet İşleri

İşte bu, (ya'nî) ehl-i cehennemin birbiriyle da'vâlaşması muhakkak ve kat'î bir gerçekdir.

— Hasan Basri Çantay

İşte ateş halkının tartışmaları böyledir ve bunlar gerçektir.

— Seyyid Kutub

قُلْ إِنَّمَآ أَنَاْ مُنذِرٌۖ وَمَا مِنْ إِلَٰهٍ إِلَّا ٱللَّهُ ٱلْوَٰحِدُ ٱلْقَهَّارُ ﴿٦٥

De ki ben ancak korkuyu haber veren bir peygamberim, başka bir tanrı da yok ancak Allah: o vahidi Kahhar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: Ben, sadece bir uyarıcıyım. Vahid, Kahhar olan Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur.

— İbni Kesir

(Ey Muhammed!) De ki: “Ben ancak bir uyarıcıyım. Her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan bir Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.”

— Diyanet İşleri

(Habîbim) de ki: «Ben yalınız gelecek tehlikeleri haber veren (bir peygamber) im. (Ortakdan ve benzerden münezzeh ve) bir olan, (her şey'i) kahreden (mutlak haakim olan) Allahdan başka hiçbir Tanrı yokdur».

— Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed! De ki, «Ben sadece bir uyarıcıyım. Gücü her şeye yeten tek Allah'tan başka tanrı yoktur.

— Seyyid Kutub

رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ٱلْعَزِيزُ ٱلْغَفَّٰرُ ﴿٦٦

O Göklerin, Yerin ve aralarındakilerin Rabb’i Aziz, gaffar var.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Göklerin, yerin ve ikisinin arasında bulunanların Rabbı Aziz'dir, Gafur'dur.

— İbni Kesir

“O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.”

— Diyanet İşleri

«Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan şeylerin Rabbi; O mutlak gaalib, O çok yarlığayıcı (Allah) dır».

— Hasan Basri Çantay

Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabb'ı olan Allah, daima üstündür, çok bağışlayandır.»

— Seyyid Kutub

قُلْ هُوَ نَبَؤٌاْ عَظِيمٌ ﴿٦٧

De ki bu bir azîm haberdir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: Bu, büyük bir haberdir.

— İbni Kesir

De ki: “Bu Kur’an, büyük bir haberdir.”

— Diyanet İşleri

De ki: «Bu (Kur'an) en büyük (ve mühim) bir haberdir».

— Hasan Basri Çantay

De ki; «Bu Kur'an, büyük bir haberdir.»

— Seyyid Kutub

أَنتُمْ عَنْهُ مُعْرِضُونَ ﴿٦٨

Siz ondan yüz çeviriyorsunuz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ama siz, ondan yüz çeviriyorsunuz.

— İbni Kesir

“Siz ise ondan yüz çeviriyorsunuz.”

— Diyanet İşleri

«Ki siz ondan yüz çeviricilersiniz».

— Hasan Basri Çantay

«Fakat siz ondan yüz çeviriyorsunuz?»

— Seyyid Kutub

مَا كَانَ لِىَ مِنْ عِلْمٍۭ بِٱلْمَلَإِ ٱلْأَعْلَىٰٓ إِذْ يَخْتَصِمُونَ ﴿٦٩

Benim melei a'lâya ne ilmim olurdu onlar münakaşa ederlerken?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Mele-i A'la'da olan tartışmalar hakkında benim bir bilgim yoktur.

— İbni Kesir

“Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu.”

— Diyanet İşleri

«Mele'-i a'lâya, onlar aralarında münazara (ve münâkaşa) ederlerken, benim hiçbir bilgim yokdu».

— Hasan Basri Çantay

Mele-i A'la'da kendi aralarındaki tartışmaları hakkında benim hiçbir bilgim yoktu.

— Seyyid Kutub

إِن يُوحَىٰٓ إِلَىَّ إِلَّآ أَنَّمَآ أَنَاْ نَذِيرٌ مُّبِينٌ ﴿٧٠

Fakat ben açık inzar edecek bir peygamber olduğum içindir ki o ilmin bana vahy olunuyor.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bana, sadece vahyolunur. Ben, ancak apaçık bir uyarıcıyım.

— İbni Kesir

“Bana ancak, benim sadece bir uyarıcı olduğum vahyediliyor.”

— Diyanet İşleri

«Ben ancak gelecek tehlikeleri apaçık haber verici (bir peygamber) olduğum içindir ki (o ilim) bana vahy olunuyor».

— Hasan Basri Çantay

Ben gelecek tehlikeleri apaçık uyarıcı olduğum içindir ki, bana vahy olunuyor.

— Seyyid Kutub

إِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَٰٓئِكَةِ إِنِّى خَٰلِقٌۢ بَشَرًا مِّن طِينٍ ﴿٧١

Rabbin melâikeye dediği vakit: haberiniz olsun ben bir çamurdan bir beşer yaratmaktayım.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hani Rabbın meleklere demişti ki: Ben, çamurdan bir insan yaratacağım.

— İbni Kesir

Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: “Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım.”

— Diyanet İşleri

Rabbin o (münazara) zaman (ında) meleklere demişdi ki: «Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratıcıyım».

— Hasan Basri Çantay

Rabb'im Meleklere demişti ki; ben çamurdan bir insan yaratacağım.

— Seyyid Kutub

فَإِذَا سَوَّيْتُهُۥ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِى فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ ﴿٧٢

Onu tesviye ettim de ruhumdan ona nefheyledimmi derhal ona secdeye kapanın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onu yapıp ruhumdan kendisine üflediğim zaman; derhal secde edin ona.

— İbni Kesir

“Onu şekillendirip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için saygı ile eğilin.”

— Diyanet İşleri

«Artık onu (n hilkatini) tamamlayıb içerisine de ruuhumdan üfürdüğüm zaman kendisi için derhal (bana) secdeye kapanın».

— Hasan Basri Çantay

Onu biçimlendirip ona ruhumdan üflediğim zaman derhal ona secde edin.

— Seyyid Kutub

فَسَجَدَ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ ﴿٧٣

Onun üzerine melâikenin hepsi toptan secde ettiler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bütün melekler topluca secde ettiler.

— İbni Kesir

Derken bütün melekler topluca saygı ile eğildiler.

— Diyanet İşleri

Bunun üzerine bütün melekler topdan secde etmiş,

— Hasan Basri Çantay

Meleklerin hepsi birden secde ettiler.

— Seyyid Kutub

AYARLAR