بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَإِنَّ لَهُۥ عِندَنَا لَزُلۡفَىٰ وَحُسۡنَ مَـَٔابٖ ٤٠

Ve şüphesiz ki ona huzurı izzetimizde bir yakınlık ve bir akibet güzelliği var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu katımızda onun için yüksek bir makam ve güzel bir netice vardır.

– İbni Kesir

Şüphesiz katımızda onun için bir yakınlık ve dönüp geleceği güzel bir yer vardır.

– Diyanet İşleri

Şübhe yok ki indimizde onun mutlak bir yakınlığı ve dönüb geleceği yer güzelliği de vardır.

– Hasan Basri Çantay

Doğrusu onun, bizim yanımızda yüksek bir makamı ve güzel bir geleceği vardı.

– Seyyid Kutub

وَٱذۡكُرۡ عَبۡدَنَآ أَيُّوبَ إِذۡ نَادَىٰ رَبَّهُۥٓ أَنِّي مَسَّنِيَ ٱلشَّيۡطَٰنُ بِنُصۡبٖ وَعَذَابٍ ٤١

Kulumuz Eyyub’u da an, o vakit ki Rabb’ine şöyle nidâ etmişti: bak bana: meşakkat ve elem ile bana Şeytan dokundu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kulumuz Eyyub'u da hatırla. Hani Rabbına: Doğrusu şeytan bana yorgunluk ve azab verdi, diye seslenmişti.

– İbni Kesir

(Ey Muhammed!) Kulumuz Eyyûb’u da an. Hani o, Rabbine, “Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu” diye seslenmişti.

– Diyanet İşleri

Kulumuz Eyyubu da an. Hani o, Rabbine şöyle nida etmişdi: «Hakıykat, şeytan beni yorgunluğa (meşakkate) ve azaba (hastalığa) uğratdı.

– Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed! Kulumuz Eyyub'u da an. O Rabb'ine «Doğrusu şeytan bana yorgunluk ve azab verdi» diye seslenmişti.

– Seyyid Kutub

ٱرۡكُضۡ بِرِجۡلِكَۖ هَٰذَا مُغۡتَسَلُۢ بَارِدٞ وَشَرَابٞ ٤٢

Depren ayağınla, işte serin bir yıkanacak ve içecek dedik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Vur ayağını yere. İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su.

– İbni Kesir

Biz de ona, “Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içecek soğuk bir su” dedik.

– Diyanet İşleri

Ayağınla vur (yere dedik). İşte hem yıkanacak, hem içecek soğuk (bir su).

– Hasan Basri Çantay

Biz de ona «Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su» dedik.

– Seyyid Kutub

وَوَهَبۡنَا لَهُۥٓ أَهۡلَهُۥ وَمِثۡلَهُم مَّعَهُمۡ رَحۡمَةٗ مِّنَّا وَذِكۡرَىٰ لِأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِ ٤٣

Ve ona bütün ehlini ve beraberlerinde daha bir mislini bahşettik tarafımızdan bir rahmet olarak hem de bir dersi ibret temiz akıllar için.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Katımızdan bir rahmet, akıl sahipleri için de bir öğüt olmak üzere ona, ailesini ve onlarla birlikte olanların bir mislini lutfettik.

– İbni Kesir

Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik.

– Diyanet İşleri

Ona hem ehlini, hem onlarla beraber bir mislini, bizden bir rahmet ve temiz akıl saahibleri için de bir ibret olmak üzere, bağışladık.

– Hasan Basri Çantay

Ona bizden bir rahmet ve sağduyu sahiplerine bir ibret olarak ailesini ve onlarla beraber bir eş daha bağışladık.

– Seyyid Kutub

وَخُذۡ بِيَدِكَ ضِغۡثٗا فَٱضۡرِب بِّهِۦ وَلَا تَحۡنَثۡۗ إِنَّا وَجَدۡنَٰهُ صَابِرٗاۚ نِّعۡمَ ٱلۡعَبۡدُ إِنَّهُۥٓ أَوَّابٞ ٤٤

Bir de al bir demet elinle de vur onunla hânis olma, hakikat biz onu sabırlı bulduk, ne güzel kul, hakikaten O bir evvabdır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eline bir demet sap al da onunla vur ve yemini bozma. Biz, onu gerçekten sabırlı bulmuştuk. Ne iyi kuldu. Muhakkak ki o, Allah'a yönelirdi.

– İbni Kesir

Şöyle dedik: “Eline bir demet sap al ve onunla vur, yeminini bozma.” Gerçekten biz Eyyûb’u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah’a çok yönelen bir kimse idi.

– Diyanet İşleri

«Eline bir demet sap al da onunla vur. Yemîninde durmazlık etme» (dedik). Biz onu hakıykaten sabırlı bulduk. O, ne güzel kuldu! Hakıykat o, dâima (Allaha) dönen (bir zât) idi.

– Hasan Basri Çantay

Ey Eyyüb: «Eline bir demet sap al, onunla vur, yeminini bozma» demiştik. Gerçekten O çok sabırlı bir kulumuzdu, daima Allah'a yönelirdi

– Seyyid Kutub

وَٱذۡكُرۡ عِبَٰدَنَآ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَ أُوْلِي ٱلۡأَيۡدِي وَٱلۡأَبۡصَٰرِ ٤٥

Kullarımız İbrahim’i, İshak’ı, Yakub’u da an, eller ve gözler sahibleri idiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kuvvetli ve basiretli kullarımız; İbrahim, İshak ve Ya'kub'u da hatırla.

– İbni Kesir

(Ey Muhammed!) Güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim’i, İshak’ı ve Yakub’u da an.

– Diyanet İşleri

Kuvvetlerin ve basıyretlerin saahibleri olan kullarımız İbrâhîmi, İshakı, Ya'kubu da an.

– Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed! Güçlü ve anlayışlı olan kullarımız İbrahim, İshak ve Yakub'u da an.

– Seyyid Kutub

إِنَّآ أَخۡلَصۡنَٰهُم بِخَالِصَةٖ ذِكۡرَى ٱلدَّارِ ٤٦

Çünkü biz onları temiz bir hassa, halîs yurd düşüncesiyle halîslerimizden kılmışızdır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu Biz, onları ahiret yurdunu samimiyetle düşünen kimseler kıldık.

– İbni Kesir

Şüphesiz biz onları, ahiret yurdunu düşünme özelliği ile (temizleyip) ihlâslı kimseler kıldık.

– Diyanet İşleri

Çünkü biz onları katkısız (şaibesiz) bir hasletle — ki (bu dâima) yurd (ları) nı hatırlama (ları ve onun için çalışmaları) dır — haalis (insanlar) yapdık.

– Hasan Basri Çantay

Biz onları Ahiret yurdunu düşünen, gönülden bağlı kullar yaptık.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّهُمۡ عِندَنَا لَمِنَ ٱلۡمُصۡطَفَيۡنَ ٱلۡأَخۡيَارِ ٤٧

Ve çünkü onlar muhakkak nezdimizde seçilmiş ahyardan.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve gerçekten onlar, katımızda seçkinlerden ve hayırlılardandı.

– İbni Kesir

Şüphesiz onlar, bizim katımızda hayırlı, seçkin kimselerdendir.

– Diyanet İşleri

Çünkü onlar bizim indimizde cidden seçginlerden, hayırlı (zâtilerdendi.

– Hasan Basri Çantay

Onlar bizim yanımızda seçkin ve hayırlı kimselerdir.

– Seyyid Kutub

وَٱذۡكُرۡ إِسۡمَٰعِيلَ وَٱلۡيَسَعَ وَذَا ٱلۡكِفۡلِۖ وَكُلّٞ مِّنَ ٱلۡأَخۡيَارِ ٤٨

İsmail’i de, Elyesa’ı da, Zül'kifli de an, hepsi de o ahyardan.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İsmail'i, El-Yesa'ı ve Zülkifl'i de hatırla. Hepsi de iyilerdendir.

– İbni Kesir

(Ey Muhammed!) İsmail, el-Yesa’ ve Zülkifl’i de an. Onların her biri iyi kimselerdi.

– Diyanet İşleri

İsmâîli, Elyesaı, Zülkifli de an. (İşte) bütün bunlar hayırlı (insan) lardı..

– Hasan Basri Çantay

İsmail'i, Elyas'ı, Zülkifl'i de an. Hepsi iyilerdendir.

– Seyyid Kutub

هَٰذَا ذِكۡرٞۚ وَإِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ لَحُسۡنَ مَـَٔابٖ ٤٩

İşte bu bir zikirdir, ve şüphesiz korunan müttekîler için her halde güzel bir istikbal (bir husni meâb) var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu bir zikirdir. Ve muhakkak ki muttakiler için güzel bir sonuç vardır.

– İbni Kesir

(49-50) Bu bir öğüttür. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için elbette güzel bir dönüş yeri, kapıları kendilerine açılmış olarak Adn cennetleri vardır.

– Diyanet İşleri

Bu,(peygamberler için bir şeref ve) bir zikr (-i cemîl) dir. Takvâye erenlerin dönüb varacağı yerde elbette güzel (bir merci) dir:

– Hasan Basri Çantay

Bu bir hatırlatmadır. Korunanlar için güzel bir gelecek vardır.

– Seyyid Kutub

جَنَّٰتِ عَدۡنٖ مُّفَتَّحَةٗ لَّهُمُ ٱلۡأَبۡوَٰبُ ٥٠

Adn cennetleri: açılarak kendilerine bütün kapılar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kapıları kendilerine açılmış Adn cennetleri.

– İbni Kesir

(49-50) Bu bir öğüttür. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için elbette güzel bir dönüş yeri, kapıları kendilerine açılmış olarak Adn cennetleri vardır.

– Diyanet İşleri

Adin cennetleri. Onlar için bütün kapılar tastamam açılmışdır.

– Hasan Basri Çantay

Kapıları onlara açılmış, Adn cennetleri vardır.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu