بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَرَاغَ إِلَىٰٓ ءَالِهَتِهِمۡ فَقَالَ أَلَا تَأۡكُلُونَ ٩١

Derken kurnazlıkla onların ilâhlarına vardı da buyursanız a, dedi, yemez misiniz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

مَا لَكُمۡ لَا تَنطِقُونَ ٩٢

Neyiniz var söylemiyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَرَاغَ عَلَيۡهِمۡ ضَرۡبَۢا بِٱلۡيَمِينِ ٩٣

Diyerek bir takrib ile onlara kuvvetli bir darbe indirdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَقۡبَلُوٓاْ إِلَيۡهِ يَزِفُّونَ ٩٤

Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yöneldiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ أَتَعۡبُدُونَ مَا تَنۡحِتُونَ ٩٥

A, dedi siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱللَّهُ خَلَقَكُمۡ وَمَا تَعۡمَلُونَ ٩٦

Halbuki sizi ve yaptıklarınızı Allah yarattı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُواْ ٱبۡنُواْ لَهُۥ بُنۡيَٰنٗا فَأَلۡقُوهُ فِي ٱلۡجَحِيمِ ٩٧

Haydin dediler, bunun için bir bina yapın ve bunu ateşe atın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَرَادُواْ بِهِۦ كَيۡدٗا فَجَعَلۡنَٰهُمُ ٱلۡأَسۡفَلِينَ ٩٨

Böyle ona bir tuzak kurmak istediler, biz de tuttuk kendilerini daha alçak düşürdük.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَقَالَ إِنِّي ذَاهِبٌ إِلَىٰ رَبِّي سَيَهۡدِينِ ٩٩

Bir de dedi ki: ben Rabb’ime gidiyorum, o bana yolunu gösterir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

رَبِّ هَبۡ لِي مِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ ١٠٠

Rabbim! Bana salihînden ihsan buyur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَبَشَّرۡنَٰهُ بِغُلَٰمٍ حَلِيمٖ ١٠١

Biz de ona uslu bir oğul müjdeledik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu