بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَقَالَ إِنِّي سَقِيمٞ ٨٩

Doğrusu ben, rahatsızım, dedi.

– İbni Kesir

فَتَوَلَّوۡاْ عَنۡهُ مُدۡبِرِينَ ٩٠

Bunun üzerine arkalarını dönüp uzaklaştılar.

– İbni Kesir

فَرَاغَ إِلَىٰٓ ءَالِهَتِهِمۡ فَقَالَ أَلَا تَأۡكُلُونَ ٩١

O da, tanrılarına yönelip dedi ki: Yemiyor musunuz?

– İbni Kesir

مَا لَكُمۡ لَا تَنطِقُونَ ٩٢

Ne o, konuşmuyor musunuz?

– İbni Kesir

فَرَاغَ عَلَيۡهِمۡ ضَرۡبَۢا بِٱلۡيَمِينِ ٩٣

Nihayet üzerlerine yürüyüp sağıyla vurdu.

– İbni Kesir

فَأَقۡبَلُوٓاْ إِلَيۡهِ يَزِفُّونَ ٩٤

Bunun üzerine koşarak ona geldiler.

– İbni Kesir

قَالَ أَتَعۡبُدُونَ مَا تَنۡحِتُونَ ٩٥

Dedi ki: Yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?

– İbni Kesir

وَٱللَّهُ خَلَقَكُمۡ وَمَا تَعۡمَلُونَ ٩٦

Halbuki sizi de, yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır.

– İbni Kesir

قَالُواْ ٱبۡنُواْ لَهُۥ بُنۡيَٰنٗا فَأَلۡقُوهُ فِي ٱلۡجَحِيمِ ٩٧

Haydin; dediler, onun için bir bina yapın da onu alevli ateşe atın.

– İbni Kesir

فَأَرَادُواْ بِهِۦ كَيۡدٗا فَجَعَلۡنَٰهُمُ ٱلۡأَسۡفَلِينَ ٩٨

Ona hile yapmak istediler. Biz de onları en aşağılar kıldık.

– İbni Kesir

وَقَالَ إِنِّي ذَاهِبٌ إِلَىٰ رَبِّي سَيَهۡدِينِ ٩٩

O, dedi ki: Doğrusu ben, Rabbıma gidiyorum. O beni hidayete erdirir.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu