بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

أَئِفْكًا ءَالِهَةً دُونَ ٱللَّهِ تُرِيدُونَ ﴿٨٦

Yalancılık etmek için mi Allah’dan başka ilâhlar istiyorsunuz?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yalancılık etmek için mi, Allah'tan başka tanrılar mı istiyorsunuz?

— İbni Kesir

“Allah’ı bırakıp da birtakım uydurma ilâhlar mı istiyorsunuz?”

— Diyanet İşleri

«Yalancılık etmek için mi Allâhı bırakıb düzme Tanrılar diliyorsunuz»?

— Hasan Basri Çantay

Allah'dan başka uydurma tanrılar mı istiyorsunuz?

— Seyyid Kutub

فَمَا ظَنُّكُم بِرَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ﴿٨٧

Siz Rabb’ül-âlemîn’i ne zannediyorsunuz?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Alemlerin Rabbı hakkındaki zannınız nedir?

— İbni Kesir

“O hâlde, âlemlerin Rabbi hakkında görüşünüz nedir?”

— Diyanet İşleri

«Âlemlerin Rabbine zannınız nedir (böyle)»?

— Hasan Basri Çantay

Alemlerin Rabb'i hakkındaki düşünceniz, zannınız nedir?

— Seyyid Kutub

فَنَظَرَ نَظْرَةً فِى ٱلنُّجُومِ ﴿٨٨

Derken bir bakım baktı da nücume.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Derken yıldızlara bir göz atarak baktı.

— İbni Kesir

(88-89) İbrahim, yıldızlara baktı ve “Ben hastayım” dedi.

— Diyanet İşleri

Derken yıldızlara bir nazar atfetdi de,

— Hasan Basri Çantay

İbrahim yıldızlara bir baktı.

— Seyyid Kutub

فَقَالَ إِنِّى سَقِيمٌ ﴿٨٩

Ben dedi: hastayım.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu ben, rahatsızım, dedi.

— İbni Kesir

(88-89) İbrahim, yıldızlara baktı ve “Ben hastayım” dedi.

— Diyanet İşleri

«Ben hakıykat hastayım» dedi.

— Hasan Basri Çantay

Ben hastayım dedi.

— Seyyid Kutub

فَتَوَلَّوْاْ عَنْهُ مُدْبِرِينَ ﴿٩٠

O vakit arkalarını dönerek başından kaçışıverdiler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine arkalarını dönüp uzaklaştılar.

— İbni Kesir

Bunun üzerine arkalarını dönüp ondan uzaklaştılar.

— Diyanet İşleri

O vakit ona arkalarını dönüb uzaklaşdılar.

— Hasan Basri Çantay

Bunun üzerine onun yanından kaçtılar.

— Seyyid Kutub

فَرَاغَ إِلَىٰٓ ءَالِهَتِهِمْ فَقَالَ أَلَا تَأْكُلُونَ ﴿٩١

Derken kurnazlıkla onların ilâhlarına vardı da buyursanız a, dedi, yemez misiniz?

— Elmalılı Hamdi Yazır

O da, tanrılarına yönelip dedi ki: Yemiyor musunuz?

— İbni Kesir

İbrahim, onların putlarının tarafına gizlice gitti ve şöyle dedi: “Yemez misiniz?”

— Diyanet İşleri

Bunun üzerine o da kurnazca onların düzme Tanrılarına varıb dedi ki: «Hani yemek yemiyorsunuz»?!

— Hasan Basri Çantay

İbrahim de; gizlice onların tanrılarına sokuldu. «Size sundukları yiyecekleri yemiyor musunuz?»

— Seyyid Kutub

مَا لَكُمْ لَا تَنطِقُونَ ﴿٩٢

Neyiniz var söylemiyorsunuz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ne o, konuşmuyor musunuz?

— İbni Kesir

“Ne diye konuşmuyorsunuz?”

— Diyanet İşleri

«Ne oluyor size konuşmuyorsunuz»?!

— Hasan Basri Çantay

Neyiniz var konuşamıyor musunuz? dedi.

— Seyyid Kutub

فَرَاغَ عَلَيْهِمْ ضَرْبًۢا بِٱلْيَمِينِ ﴿٩٣

Diyerek bir takrib ile onlara kuvvetli bir darbe indirdi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Nihayet üzerlerine yürüyüp sağıyla vurdu.

— İbni Kesir

Derken üzerlerine yürüyüp onlara güçlü bir darbe indirdi.

— Diyanet İşleri

Nihayet gizlice onları sağ eliyle bir vur (ub kır) dı.

— Hasan Basri Çantay

Ve gizlice üzerlerine yürüyüp sağ eliyle putlara kuvvetli bir darbe indirdi.

— Seyyid Kutub

فَأَقْبَلُوٓاْ إِلَيْهِ يَزِفُّونَ ﴿٩٤

Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yöneldiler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine koşarak ona geldiler.

— İbni Kesir

Kavmi (telaş içinde) koşarak ona doğru geldi.

— Diyanet İşleri

Derken (kavmi) koşarak onun önüne çıkdı (lar).

— Hasan Basri Çantay

Bunun üzerine puta tapanlar koşarak İbrahim'in yanına geldiler.

— Seyyid Kutub

قَالَ أَتَعْبُدُونَ مَا تَنْحِتُونَ ﴿٩٥

A, dedi siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Dedi ki: Yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?

— İbni Kesir

İbrahim, şöyle dedi: “Yonttuğunuz putlara mı tapıyorsunuz?”

— Diyanet İşleri

(İbrâhîm) dedi ki: «Kendi (elinizle) yontmakda olduğunuz şeylere mi tapıyorsunuz»?

— Hasan Basri Çantay

İbrahim onlara «Elinizle yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?»

— Seyyid Kutub

وَٱللَّهُ خَلَقَكُمْ وَمَا تَعْمَلُونَ ﴿٩٦

Halbuki sizi ve yaptıklarınızı Allah yarattı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Halbuki sizi de, yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır.

— İbni Kesir

“Oysa Allah sizi de, yaptığınız şeyleri de yaratmıştır.”

— Diyanet İşleri

«Halbuki siz de, (elinizle) yapageldiğiniz şeyleri de Allah yaratmışdır».

— Hasan Basri Çantay

Oysa sizi de, yaptığınız bu şeyleri de Allah yaratmıştır dedi.

— Seyyid Kutub

AYARLAR