بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِۦ مَاذَا تَعْبُدُونَ ٨٥

O zaman babasına ve kavmine demişdi ki: «Siz nelere tapıyorsunuz»?

– Hasan Basri Çantay

أَئِفْكًا ءَالِهَةً دُونَ ٱللَّهِ تُرِيدُونَ ٨٦

«Yalancılık etmek için mi Allâhı bırakıb düzme Tanrılar diliyorsunuz»?

– Hasan Basri Çantay

فَمَا ظَنُّكُم بِرَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ٨٧

«Âlemlerin Rabbine zannınız nedir (böyle)»?

– Hasan Basri Çantay

فَنَظَرَ نَظْرَةً فِى ٱلنُّجُومِ ٨٨

Derken yıldızlara bir nazar atfetdi de,

– Hasan Basri Çantay

فَقَالَ إِنِّى سَقِيمٌ ٨٩

«Ben hakıykat hastayım» dedi.

– Hasan Basri Çantay

فَتَوَلَّوْاْ عَنْهُ مُدْبِرِينَ ٩٠

O vakit ona arkalarını dönüb uzaklaşdılar.

– Hasan Basri Çantay

فَرَاغَ إِلَىٰٓ ءَالِهَتِهِمْ فَقَالَ أَلَا تَأْكُلُونَ ٩١

Bunun üzerine o da kurnazca onların düzme Tanrılarına varıb dedi ki: «Hani yemek yemiyorsunuz»?!

– Hasan Basri Çantay

مَا لَكُمْ لَا تَنطِقُونَ ٩٢

«Ne oluyor size konuşmuyorsunuz»?!

– Hasan Basri Çantay

فَرَاغَ عَلَيْهِمْ ضَرْبًۢا بِٱلْيَمِينِ ٩٣

Nihayet gizlice onları sağ eliyle bir vur (ub kır) dı.

– Hasan Basri Çantay

فَأَقْبَلُوٓاْ إِلَيْهِ يَزِفُّونَ ٩٤

Derken (kavmi) koşarak onun önüne çıkdı (lar).

– Hasan Basri Çantay

قَالَ أَتَعْبُدُونَ مَا تَنْحِتُونَ ٩٥

(İbrâhîm) dedi ki: «Kendi (elinizle) yontmakda olduğunuz şeylere mi tapıyorsunuz»?

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu