بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِذۡ جَآءَ رَبَّهُۥ بِقَلۡبٖ سَلِيمٍ ٨٤

Çünkü Rabb’ine selîm bir kalb ile geldi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Çünkü Rabbına selim bir kalb ile gelmişti.

– İbni Kesir

Hani o, Rabbine temiz bir kalple gelmişti.

– Diyanet İşleri

Çünkü o, Rabbine tertemiz bir kalb ile gelmişdi.

– Hasan Basri Çantay

Çünkü tertemiz bir kalp ile Rabb'ine gelmişti.

– Seyyid Kutub

إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦ مَاذَا تَعۡبُدُونَ ٨٥

Çünkü babasına ve kavmine şöyle dedi: siz nelere tapıyorsunuz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hani babasına ve kavmine demişti ki: Neye ibadet ediyorsunuz?

– İbni Kesir

Hani babasına ve kavmine şöyle demişti: “Siz neye tapıyorsunuz?”

– Diyanet İşleri

O zaman babasına ve kavmine demişdi ki: «Siz nelere tapıyorsunuz»?

– Hasan Basri Çantay

Babasına ve kavmine: «Neye tapıyorsunuz?» demişti.

– Seyyid Kutub

أَئِفۡكًا ءَالِهَةٗ دُونَ ٱللَّهِ تُرِيدُونَ ٨٦

Yalancılık etmek için mi Allah’dan başka ilâhlar istiyorsunuz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yalancılık etmek için mi, Allah'tan başka tanrılar mı istiyorsunuz?

– İbni Kesir

“Allah’ı bırakıp da birtakım uydurma ilâhlar mı istiyorsunuz?”

– Diyanet İşleri

«Yalancılık etmek için mi Allâhı bırakıb düzme Tanrılar diliyorsunuz»?

– Hasan Basri Çantay

Allah'dan başka uydurma tanrılar mı istiyorsunuz?

– Seyyid Kutub

فَمَا ظَنُّكُم بِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٨٧

Siz Rabb’ül-âlemîn’i ne zannediyorsunuz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Alemlerin Rabbı hakkındaki zannınız nedir?

– İbni Kesir

“O hâlde, âlemlerin Rabbi hakkında görüşünüz nedir?”

– Diyanet İşleri

«Âlemlerin Rabbine zannınız nedir (böyle)»?

– Hasan Basri Çantay

Alemlerin Rabb'i hakkındaki düşünceniz, zannınız nedir?

– Seyyid Kutub

فَنَظَرَ نَظۡرَةٗ فِي ٱلنُّجُومِ ٨٨

Derken bir bakım baktı da nücume.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Derken yıldızlara bir göz atarak baktı.

– İbni Kesir

(88-89) İbrahim, yıldızlara baktı ve “Ben hastayım” dedi.

– Diyanet İşleri

Derken yıldızlara bir nazar atfetdi de,

– Hasan Basri Çantay

İbrahim yıldızlara bir baktı.

– Seyyid Kutub

فَقَالَ إِنِّي سَقِيمٞ ٨٩

Ben dedi: hastayım.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu ben, rahatsızım, dedi.

– İbni Kesir

(88-89) İbrahim, yıldızlara baktı ve “Ben hastayım” dedi.

– Diyanet İşleri

«Ben hakıykat hastayım» dedi.

– Hasan Basri Çantay

Ben hastayım dedi.

– Seyyid Kutub

فَتَوَلَّوۡاْ عَنۡهُ مُدۡبِرِينَ ٩٠

O vakit arkalarını dönerek başından kaçışıverdiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine arkalarını dönüp uzaklaştılar.

– İbni Kesir

Bunun üzerine arkalarını dönüp ondan uzaklaştılar.

– Diyanet İşleri

O vakit ona arkalarını dönüb uzaklaşdılar.

– Hasan Basri Çantay

Bunun üzerine onun yanından kaçtılar.

– Seyyid Kutub

فَرَاغَ إِلَىٰٓ ءَالِهَتِهِمۡ فَقَالَ أَلَا تَأۡكُلُونَ ٩١

Derken kurnazlıkla onların ilâhlarına vardı da buyursanız a, dedi, yemez misiniz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

O da, tanrılarına yönelip dedi ki: Yemiyor musunuz?

– İbni Kesir

İbrahim, onların putlarının tarafına gizlice gitti ve şöyle dedi: “Yemez misiniz?”

– Diyanet İşleri

Bunun üzerine o da kurnazca onların düzme Tanrılarına varıb dedi ki: «Hani yemek yemiyorsunuz»?!

– Hasan Basri Çantay

İbrahim de; gizlice onların tanrılarına sokuldu. «Size sundukları yiyecekleri yemiyor musunuz?»

– Seyyid Kutub

مَا لَكُمۡ لَا تَنطِقُونَ ٩٢

Neyiniz var söylemiyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ne o, konuşmuyor musunuz?

– İbni Kesir

“Ne diye konuşmuyorsunuz?”

– Diyanet İşleri

«Ne oluyor size konuşmuyorsunuz»?!

– Hasan Basri Çantay

Neyiniz var konuşamıyor musunuz? dedi.

– Seyyid Kutub

فَرَاغَ عَلَيۡهِمۡ ضَرۡبَۢا بِٱلۡيَمِينِ ٩٣

Diyerek bir takrib ile onlara kuvvetli bir darbe indirdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Nihayet üzerlerine yürüyüp sağıyla vurdu.

– İbni Kesir

Derken üzerlerine yürüyüp onlara güçlü bir darbe indirdi.

– Diyanet İşleri

Nihayet gizlice onları sağ eliyle bir vur (ub kır) dı.

– Hasan Basri Çantay

Ve gizlice üzerlerine yürüyüp sağ eliyle putlara kuvvetli bir darbe indirdi.

– Seyyid Kutub

فَأَقۡبَلُوٓاْ إِلَيۡهِ يَزِفُّونَ ٩٤

Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yöneldiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine koşarak ona geldiler.

– İbni Kesir

Kavmi (telaş içinde) koşarak ona doğru geldi.

– Diyanet İşleri

Derken (kavmi) koşarak onun önüne çıkdı (lar).

– Hasan Basri Çantay

Bunun üzerine puta tapanlar koşarak İbrahim'in yanına geldiler.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu