بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

سَلَٰمٌ عَلَىٰ نُوحٍ فِى ٱلْعَٰلَمِينَ ﴿٧٩

Selâm Nuh’a bütün âlemler içinde.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Alemler içinde selam olsun Nuh'a.

— İbni Kesir

Âlemler içinde Nûh’a selâm olsun!

— Diyanet İşleri

(Bütün) âlemler içinde (bizden) Nuuha selâm.

— Hasan Basri Çantay

Alemler içinde Nuh'a selâm olsun.

— Seyyid Kutub

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ ﴿٨٠

Biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinlere.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Biz, ihsan edenleri; işte böyle mükafatlandırırız.

— İbni Kesir

İşte biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.

— Diyanet İşleri

Şübhesiz biz iyi hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız.

— Hasan Basri Çantay

İşte biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.

— Seyyid Kutub

إِنَّهُۥ مِنْ عِبَادِنَا ٱلْمُؤْمِنِينَ ﴿٨١

Çünkü o bizim mü'min kullarımızdan.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu o; Bizim inanmış kullarımızdandı.

— İbni Kesir

Çünkü o, bizim mü’min kullarımızdandı.

— Diyanet İşleri

Hakıykat o, bizim mü'min kullarımızdandı.

— Hasan Basri Çantay

Çünkü O bizim, inanan kullarımızdandı.

— Seyyid Kutub

ثُمَّ أَغْرَقْنَا ٱلْءَاخَرِينَ ﴿٨٢

Sonra da diğerlerini suya boğduk.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra diğerlerini suda boğduk.

— İbni Kesir

Sonra biz, diğerlerini suda boğduk.

— Diyanet İşleri

Nihayet ötekilerini (suda) boğduk.

— Hasan Basri Çantay

Sonra ötekileri (inanmayanları) suda boğduk.

— Seyyid Kutub

وَإِنَّ مِن شِيعَتِهِۦ لَإِبْرَٰهِيمَ ﴿٨٣

Şüphesiz İbrahim de onun kolundan.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki İbrahim de onun yolunda olanlardandı.

— İbni Kesir

Şüphesiz İbrahim de O’nun taraftarlarından idi.

— Diyanet İşleri

Şübhesiz İbrâhîm de onun fırkasındandı.

— Hasan Basri Çantay

İbrahim de Nuh'un milletindendi.

— Seyyid Kutub

إِذْ جَآءَ رَبَّهُۥ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ ﴿٨٤

Çünkü Rabb’ine selîm bir kalb ile geldi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Çünkü Rabbına selim bir kalb ile gelmişti.

— İbni Kesir

Hani o, Rabbine temiz bir kalple gelmişti.

— Diyanet İşleri

Çünkü o, Rabbine tertemiz bir kalb ile gelmişdi.

— Hasan Basri Çantay

Çünkü tertemiz bir kalp ile Rabb'ine gelmişti.

— Seyyid Kutub

إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِۦ مَاذَا تَعْبُدُونَ ﴿٨٥

Çünkü babasına ve kavmine şöyle dedi: siz nelere tapıyorsunuz?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hani babasına ve kavmine demişti ki: Neye ibadet ediyorsunuz?

— İbni Kesir

Hani babasına ve kavmine şöyle demişti: “Siz neye tapıyorsunuz?”

— Diyanet İşleri

O zaman babasına ve kavmine demişdi ki: «Siz nelere tapıyorsunuz»?

— Hasan Basri Çantay

Babasına ve kavmine: «Neye tapıyorsunuz?» demişti.

— Seyyid Kutub

أَئِفْكًا ءَالِهَةً دُونَ ٱللَّهِ تُرِيدُونَ ﴿٨٦

Yalancılık etmek için mi Allah’dan başka ilâhlar istiyorsunuz?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yalancılık etmek için mi, Allah'tan başka tanrılar mı istiyorsunuz?

— İbni Kesir

“Allah’ı bırakıp da birtakım uydurma ilâhlar mı istiyorsunuz?”

— Diyanet İşleri

«Yalancılık etmek için mi Allâhı bırakıb düzme Tanrılar diliyorsunuz»?

— Hasan Basri Çantay

Allah'dan başka uydurma tanrılar mı istiyorsunuz?

— Seyyid Kutub

فَمَا ظَنُّكُم بِرَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ﴿٨٧

Siz Rabb’ül-âlemîn’i ne zannediyorsunuz?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Alemlerin Rabbı hakkındaki zannınız nedir?

— İbni Kesir

“O hâlde, âlemlerin Rabbi hakkında görüşünüz nedir?”

— Diyanet İşleri

«Âlemlerin Rabbine zannınız nedir (böyle)»?

— Hasan Basri Çantay

Alemlerin Rabb'i hakkındaki düşünceniz, zannınız nedir?

— Seyyid Kutub

فَنَظَرَ نَظْرَةً فِى ٱلنُّجُومِ ﴿٨٨

Derken bir bakım baktı da nücume.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Derken yıldızlara bir göz atarak baktı.

— İbni Kesir

(88-89) İbrahim, yıldızlara baktı ve “Ben hastayım” dedi.

— Diyanet İşleri

Derken yıldızlara bir nazar atfetdi de,

— Hasan Basri Çantay

İbrahim yıldızlara bir baktı.

— Seyyid Kutub

فَقَالَ إِنِّى سَقِيمٌ ﴿٨٩

Ben dedi: hastayım.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu ben, rahatsızım, dedi.

— İbni Kesir

(88-89) İbrahim, yıldızlara baktı ve “Ben hastayım” dedi.

— Diyanet İşleri

«Ben hakıykat hastayım» dedi.

— Hasan Basri Çantay

Ben hastayım dedi.

— Seyyid Kutub

AYARLAR