بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ هَلْ أَنتُم مُّطَّلِعُونَ ٥٤

Yanındakilere; «Siz onu bilir misiniz?» der.

– Seyyid Kutub

فَٱطَّلَعَ فَرَءَاهُ فِى سَوَآءِ ٱلْجَحِيمِ ٥٥

Bir bakar, onu cehennemin ortasında görür.

– Seyyid Kutub

قَالَ تَٱللَّهِ إِن كِدتَّ لَتُرْدِينِ ٥٦

Ona der ki; «Yemin ederim ki, sen az daha beni helâk edecektin.

– Seyyid Kutub

وَلَوْلَا نِعْمَةُ رَبِّى لَكُنتُ مِنَ ٱلْمُحْضَرِينَ ٥٧

Rabb'imin lütfu olmasaydı şimdi ben de cehenneme götürülürdüm» dedi.

– Seyyid Kutub

أَفَمَا نَحْنُ بِمَيِّتِينَ ٥٨

«Biz bir daha ölmeyecek miyiz?» der.

– Seyyid Kutub

إِلَّا مَوْتَتَنَا ٱلْأُولَىٰ وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّبِينَ ٥٩

İlk ölümümüzden başka ölüm yok ve biz azaba da uğramayacağız ha!

– Seyyid Kutub

إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ ٱلْفَوْزُ ٱلْعَظِيمُ ٦٠

İşte büyük başarı ve mutluluk budur.

– Seyyid Kutub

لِمِثْلِ هَٰذَا فَلْيَعْمَلِ ٱلْعَٰمِلُونَ ٦١

Çalışanlar bunun için çalışsınlar.

– Seyyid Kutub

أَذَٰلِكَ خَيْرٌ نُّزُلًا أَمْ شَجَرَةُ ٱلزَّقُّومِ ٦٢

Cennet gibi konak mı hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?

– Seyyid Kutub

إِنَّا جَعَلْنَٰهَا فِتْنَةً لِّلظَّٰلِمِينَ ٦٣

Biz, o ağacı zalimler için fitne yaptık.

– Seyyid Kutub

إِنَّهَا شَجَرَةٌ تَخْرُجُ فِىٓ أَصْلِ ٱلْجَحِيمِ ٦٤

O, cehennemin dibinde çıkan bir ağaçtır.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu