بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَءِذَا مِتۡنَا وَكُنَّا تُرَابٗا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَدِينُونَ ٥٣

Öldüğümüz de bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakit hakikaten biz cezalanacak mıyız?".

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öldüğümüz, toprak ve bir yığın kemik olduğumuz zaman mı, biz mi ceza göreceğiz?

– İbni Kesir

“Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi hesaba çekileceğiz?”

– Diyanet İşleri

«Biz öldüğümüz ve bir toprak, bir yığın kemik olduğumuz zaman mı, hakîkaten biz mi cezalanmış olacağız»?

– Hasan Basri Çantay

Biz ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman mı dirilip yaptığımız işlere göre cezalanacağız?

– Seyyid Kutub

قَالَ هَلۡ أَنتُم مُّطَّلِعُونَ ٥٤

Nasıl der bir bakıştırır mısınız:

– Elmalılı Hamdi Yazır

Siz, onu bilir misiniz? dedi.

– İbni Kesir

Konuşan o kimse, yanındakilere, “Bakar mısınız, hâli ne oldu?” der.

– Diyanet İşleri

(O sözü söyleyen zât, ihvanına) der ki: «Siz (onun iç yüzüne) vaakıf olucular mısınız?»

– Hasan Basri Çantay

Yanındakilere; «Siz onu bilir misiniz?» der.

– Seyyid Kutub

فَٱطَّلَعَ فَرَءَاهُ فِي سَوَآءِ ٱلۡجَحِيمِ ٥٥

Derken bakmış onu tâ cehennemin ortasında görmüştür.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bir bakar ve onu cehennemin ortasında görmüştür.

– İbni Kesir

Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür.

– Diyanet İşleri

Derken o (bizzat) bakıb bunu o çılgın ateşin ta ortasında gördü.

– Hasan Basri Çantay

Bir bakar, onu cehennemin ortasında görür.

– Seyyid Kutub

قَالَ تَٱللَّهِ إِن كِدتَّ لَتُرۡدِينِ ٥٦

Tallahi, der: doğrusu sen az daha beni helâk edecektin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dedi ki: Allah'a andolsun ki; az kaldı beni de mahvedecektin.

– İbni Kesir

Ona şöyle der: “Allah’a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin.”

– Diyanet İşleri

(Ve ona) dedi ki: «Allaha yemîn ederim, sen az kaldı beni de muhakkak helak edecekdin».

– Hasan Basri Çantay

Ona der ki; «Yemin ederim ki, sen az daha beni helâk edecektin.

– Seyyid Kutub

وَلَوۡلَا نِعۡمَةُ رَبِّي لَكُنتُ مِنَ ٱلۡمُحۡضَرِينَ ٥٧

Rabb’imin nimeti olmasa idi ben de bu ihzar edilenlerden olacaktım.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Rabbımın lutfu olmasaydı, ben de oraya götürülenlerden olacaktım.

– İbni Kesir

“Rabbimin nimeti olmasaydı, mutlaka ben de cehenneme konulanlardan olmuştum.”

– Diyanet İşleri

«Eğer Rabbimin ni'meti olmasaydı ben de (seninle beraber cehennemde) haazır bulundurulanlardan olacakdım».

– Hasan Basri Çantay

Rabb'imin lütfu olmasaydı şimdi ben de cehenneme götürülürdüm» dedi.

– Seyyid Kutub

أَفَمَا نَحۡنُ بِمَيِّتِينَ ٥٨

Nasılmış bak? Biz ölecek değiliz ilk ölümümüzden başka.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz, bir daha ölmeyeceğiz değil mi?

– İbni Kesir

(58-59) “Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz? Bize azap edilmeyecek miymiş?”

– Diyanet İşleri

(58-59) «(Bak), biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek, biz azaba da uğratılmayacak değil miymişiz?»

– Hasan Basri Çantay

«Biz bir daha ölmeyecek miyiz?» der.

– Seyyid Kutub

إِلَّا مَوۡتَتَنَا ٱلۡأُولَىٰ وَمَا نَحۡنُ بِمُعَذَّبِينَ ٥٩

Ve biz muazzeb değiliz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ancak ilk ölümümüz müstesna, ve azablandırılmayacağız da.

– İbni Kesir

(58-59) “Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz? Bize azap edilmeyecek miymiş?”

– Diyanet İşleri

(58-59) «(Bak), biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek, biz azaba da uğratılmayacak değil miymişiz?»

– Hasan Basri Çantay

İlk ölümümüzden başka ölüm yok ve biz azaba da uğramayacağız ha!

– Seyyid Kutub

إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ ٦٠

Bu işte hiç şüphesiz o büyük murad, büyük kurtuluş.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşte bu, şüphesiz büyük kurtuluştur.

– İbni Kesir

Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir başarıdır.

– Diyanet İşleri

Muhakkak ki bu, büyük kurtuluşun ta kendisidir.

– Hasan Basri Çantay

İşte büyük başarı ve mutluluk budur.

– Seyyid Kutub

لِمِثۡلِ هَٰذَا فَلۡيَعۡمَلِ ٱلۡعَٰمِلُونَ ٦١

Böyle bir murad için çalışsın çalışan erler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Çalışanlar bunun gibisi için çalışsınlar.

– İbni Kesir

Çalışanlar böylesi için çalışsınlar!

– Diyanet İşleri

Artık çalışanlar da bunun gibi (bir murad için) çalışmalıdır.

– Hasan Basri Çantay

Çalışanlar bunun için çalışsınlar.

– Seyyid Kutub

أَذَٰلِكَ خَيۡرٞ نُّزُلًا أَمۡ شَجَرَةُ ٱلزَّقُّومِ ٦٢

Nasıl bu mu hayırlı konmak için yoksa o zakkum ağacı mı?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Konak yeri olarak bu mu hayırlıdır, yoksa zakkum ağacı mı?

– İbni Kesir

Ziyafet olarak bu mu daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?

– Diyanet İşleri

Böyle (bir ni'mete) konmak mı hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?

– Hasan Basri Çantay

Cennet gibi konak mı hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?

– Seyyid Kutub

إِنَّا جَعَلۡنَٰهَا فِتۡنَةٗ لِّلظَّٰلِمِينَ ٦٣

Ki biz onu zalimler için bir fitne kılmışızdır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu Biz, onu; zalimler için bir fitne yaptık.

– İbni Kesir

Şüphesiz biz onu zalimler için bir imtihan aracı kıldık.

– Diyanet İşleri

Hakıykat, biz onu zaalimler (kâfirler) için bir fitne (imtihan) yapdık.

– Hasan Basri Çantay

Biz, o ağacı zalimler için fitne yaptık.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu