بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يَقُولُ أَءِنَّكَ لَمِنَ ٱلْمُصَدِّقِينَ ٥٢

(Bana:) «Gerçek sen de (tekrar dirilmiye) kat'î inananlardan mısın?» derdi.

– Hasan Basri Çantay

أَءِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَدِينُونَ ٥٣

«Biz öldüğümüz ve bir toprak, bir yığın kemik olduğumuz zaman mı, hakîkaten biz mi cezalanmış olacağız»?

– Hasan Basri Çantay

قَالَ هَلْ أَنتُم مُّطَّلِعُونَ ٥٤

(O sözü söyleyen zât, ihvanına) der ki: «Siz (onun iç yüzüne) vaakıf olucular mısınız?»

– Hasan Basri Çantay

فَٱطَّلَعَ فَرَءَاهُ فِى سَوَآءِ ٱلْجَحِيمِ ٥٥

Derken o (bizzat) bakıb bunu o çılgın ateşin ta ortasında gördü.

– Hasan Basri Çantay

قَالَ تَٱللَّهِ إِن كِدتَّ لَتُرْدِينِ ٥٦

(Ve ona) dedi ki: «Allaha yemîn ederim, sen az kaldı beni de muhakkak helak edecekdin».

– Hasan Basri Çantay

وَلَوْلَا نِعْمَةُ رَبِّى لَكُنتُ مِنَ ٱلْمُحْضَرِينَ ٥٧

«Eğer Rabbimin ni'meti olmasaydı ben de (seninle beraber cehennemde) haazır bulundurulanlardan olacakdım».

– Hasan Basri Çantay

أَفَمَا نَحْنُ بِمَيِّتِينَ ٥٨

(58-59) «(Bak), biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek, biz azaba da uğratılmayacak değil miymişiz?»

– Hasan Basri Çantay

إِلَّا مَوْتَتَنَا ٱلْأُولَىٰ وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّبِينَ ٥٩

(58-59) «(Bak), biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek, biz azaba da uğratılmayacak değil miymişiz?»

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ ٱلْفَوْزُ ٱلْعَظِيمُ ٦٠

Muhakkak ki bu, büyük kurtuluşun ta kendisidir.

– Hasan Basri Çantay

لِمِثْلِ هَٰذَا فَلْيَعْمَلِ ٱلْعَٰمِلُونَ ٦١

Artık çalışanlar da bunun gibi (bir murad için) çalışmalıdır.

– Hasan Basri Çantay

أَذَٰلِكَ خَيْرٌ نُّزُلًا أَمْ شَجَرَةُ ٱلزَّقُّومِ ٦٢

Böyle (bir ni'mete) konmak mı hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu