بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ ٤٠

Müstesnâ ancak Allah’ın ihlâs verilmiş kulları.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أُوْلَٰٓئِكَ لَهُمۡ رِزۡقٞ مَّعۡلُومٞ ٤١

Onlar için bir "malûm rızık" var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَوَٰكِهُ وَهُم مُّكۡرَمُونَ ٤٢

Meyveler, ve onlar hep ikram olunurlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فِي جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ ٤٣

Naîm cennetlerinde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

عَلَىٰ سُرُرٖ مُّتَقَٰبِلِينَ ٤٤

Karşılıklı tahtlar üzerinde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يُطَافُ عَلَيۡهِم بِكَأۡسٖ مِّن مَّعِينِۭ ٤٥

Maînden bir ke's ile üzerlerine pırlanılır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

بَيۡضَآءَ لَذَّةٖ لِّلشَّٰرِبِينَ ٤٦

Bembeyaz, içenlere lezzet.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَا فِيهَا غَوۡلٞ وَلَا هُمۡ عَنۡهَا يُنزَفُونَ ٤٧

Onda ne bir gaile vardır, ne de başlarına vurur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَعِندَهُمۡ قَٰصِرَٰتُ ٱلطَّرۡفِ عِينٞ ٤٨

Yanlarında iri gözlü nazarlarını kasretmiş nazenînler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

كَأَنَّهُنَّ بَيۡضٞ مَّكۡنُونٞ ٤٩

Sanki saklı yumurtalar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَقۡبَلَ بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ يَتَسَآءَلُونَ ٥٠

Derken bazısı bazısına dönmüş soruyorlardır:

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu