بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَيَقُولُونَ أَئِنَّا لَتَارِكُوٓاْ ءَالِهَتِنَا لِشَاعِرٍ مَّجْنُونٍۭ ﴿٣٦

Ve "hiç biz mecnun şâır için ilâhlarımızı bırakır mıyız?" diyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve derlerdi ki: Deli bir şair için mi ilahlarımızı terkedeceğiz?

– İbni Kesir

“Biz, deli bir şair için ilâhlarımızı mı terk edeceğiz?” diyorlardı.

– Diyanet İşleri

«Biz mecnun bir şâir için ma'budlarımızdan vaz mı geçecekmişiz?» derler (di).

– Hasan Basri Çantay

Deli bir şair için tanrılarımızı mı bırakalım? derlerdi.

– Seyyid Kutub

بَلْ جَآءَ بِٱلْحَقِّ وَصَدَّقَ ٱلْمُرْسَلِينَ ﴿٣٧

Hayır o hakk ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik eyledi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır, O; hakkı getirmiş ve peygamberleri tasdik etmişti.

– İbni Kesir

Hayır, öyle değil. O, hakkı getirmiş, (önceki) peygamberleri de tasdik etmiştir.

– Diyanet İşleri

Hayır, o, hak (ve hakıykat) ı getirmiş, bütün peygamberleri de tasdıyk etmişdir.

– Hasan Basri Çantay

Hayır! O gerçeği getirmiş ve peygamberleri de doğrulamıştı.

– Seyyid Kutub

إِنَّكُمْ لَذَآئِقُواْ ٱلْعَذَابِ ٱلْأَلِيمِ ﴿٣٨

Elbette siz o elîm azâbı tadacaksınız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Elbette siz, elim azabı tadacaksınız.

– İbni Kesir

Şüphesiz siz mutlaka elem dolu azabı tadacaksınız.

– Diyanet İşleri

Elbette siz o acıklı azâbı tadıcısınız.

– Hasan Basri Çantay

Şüphesiz siz can yakıcı azabı tadacaksınız.

– Seyyid Kutub

وَمَا تُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿٣٩

Maamafih başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalanacaksınız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve yapmış olduğunuzdan başkasıyla cezalandırılmayacaksınız.

– İbni Kesir

Siz ancak işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız.

– Diyanet İşleri

Yapmakda idiğiniz şeylerden başkasiyle de cezalandırılmayacaksınız.

– Hasan Basri Çantay

Sadece yaptığınız işlerle cezalandırılıyorsunuz.

– Seyyid Kutub

إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلْمُخْلَصِينَ ﴿٤٠

Müstesnâ ancak Allah’ın ihlâs verilmiş kulları.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ancak Allah'ın ihlasa erdirilmiş kulları müstesna.

– İbni Kesir

Ancak Allah’ın halis kulları başka.

– Diyanet İşleri

Allahın ihlâsa (ve samîmiyyete) erdirilmiş kulları müstesna.

– Hasan Basri Çantay

Ancak Allah'a gönülden bağlı kulları bu cezanın dışındadır.

– Seyyid Kutub

أُوْلَٰٓئِكَ لَهُمْ رِزْقٌ مَّعْلُومٌ ﴿٤١

Onlar için bir "malûm rızık" var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşte onlar için, ma'lum bir rızık vardır.

– İbni Kesir

(41-42) İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir.

– Diyanet İşleri

Onlar böyle. Onlar için (haassaları) ma'lûm bir rızık vardır.

– Hasan Basri Çantay

Onlar için bilinen rızık vardır.

– Seyyid Kutub

فَوَٰكِهُۖ وَهُم مُّكْرَمُونَ ﴿٤٢

Meyveler, ve onlar hep ikram olunurlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve meyveler. Onlar, ikram edilenlerdir;

– İbni Kesir

(41-42) İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir.

– Diyanet İşleri

Türlü meyveler. Onlar (izzet ve) ikram edilmiş kimselerdir,

– Hasan Basri Çantay

Çeşit çeşit meyveler vardır.

– Seyyid Kutub

فِى جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ ﴿٤٣

Naîm cennetlerinde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Naim cennetlerinde,

– İbni Kesir

Onlar Naîm cennetlerindedirler.

– Diyanet İşleri

Naıym cennetlerinde,

– Hasan Basri Çantay

Nimet cennetlerinde.

– Seyyid Kutub

عَلَىٰ سُرُرٍ مُّتَقَٰبِلِينَ ﴿٤٤

Karşılıklı tahtlar üzerinde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Karşılıklı tahtlar üzerinde.

– İbni Kesir

Koltuklar üzerinde karşılıklı olarak otururlar.

– Diyanet İşleri

Birbiriyle karşılıklı tahtlar üzerinde.

– Hasan Basri Çantay

Tahtlar üzerinde karşılıklı otururlar.

– Seyyid Kutub

يُطَافُ عَلَيْهِم بِكَأْسٍ مِّن مَّعِينٍۭ ﴿٤٥

Maînden bir ke's ile üzerlerine pırlanılır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kendilerine kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur,

– İbni Kesir

(45-46) Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır.

– Diyanet İşleri

Onların her biri (şerâb-ı) maıynden türlü kadehlerle tavaf (ve ziyaret edilir (ler).

– Hasan Basri Çantay

Önlerinden akan kaynaktan doldurulmuş kadehler dolaştırılır.

– Seyyid Kutub

بَيْضَآءَ لَذَّةٍ لِّلشَّٰرِبِينَ ﴿٤٦

Bembeyaz, içenlere lezzet.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ki bembeyazdır, içenlere zevk verir.

– İbni Kesir

(45-46) Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır.

– Diyanet İşleri

Bembeyaz. İçenlere bir lezzet.

– Hasan Basri Çantay

Berraktır, içenlere lezzet veren bir içki.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu