بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَٱلزَّٰجِرَٰتِ زَجۡرٗا ٢

Haykırıp sürenlere.

– İbni Kesir

فَٱلتَّٰلِيَٰتِ ذِكۡرًا ٣

Zikir okumakta olanlara.

– İbni Kesir

إِنَّ إِلَٰهَكُمۡ لَوَٰحِدٞ ٤

Ki, sizin ilahınız muhakkak ki bir tektir.

– İbni Kesir

رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا وَرَبُّ ٱلۡمَشَٰرِقِ ٥

Göklerin, yerin ve ikisinin arasında bulunanların Rabbıdır. Ve doğruların da Rabbıdır.

– İbni Kesir

إِنَّا زَيَّنَّا ٱلسَّمَآءَ ٱلدُّنۡيَا بِزِينَةٍ ٱلۡكَوَاكِبِ ٦

Doğrusu Biz; dünya göğünü bir süsle, yıldızlarla süsledik.

– İbni Kesir

وَحِفۡظٗا مِّن كُلِّ شَيۡطَٰنٖ مَّارِدٖ ٧

Ve onu inatçı her şeytandan koruduk.

– İbni Kesir

لَّا يَسَّمَّعُونَ إِلَى ٱلۡمَلَإِ ٱلۡأَعۡلَىٰ وَيُقۡذَفُونَ مِن كُلِّ جَانِبٖ ٨

Onlar Mele-i Ala'yı dinleyemezler ve her yönden sürülerek atılırlar.

– İbni Kesir

دُحُورٗاۖ وَلَهُمۡ عَذَابٞ وَاصِبٌ ٩

Kovularak. Ve onlar için sürekli bir azab vardır.

– İbni Kesir

إِلَّا مَنۡ خَطِفَ ٱلۡخَطۡفَةَ فَأَتۡبَعَهُۥ شِهَابٞ ثَاقِبٞ ١٠

Ancak çalıp çırpan olursa; onu da hemen delip geçen yakıcı bir alev takib eder.

– İbni Kesir

فَٱسۡتَفۡتِهِمۡ أَهُمۡ أَشَدُّ خَلۡقًا أَم مَّنۡ خَلَقۡنَآۚ إِنَّا خَلَقۡنَٰهُم مِّن طِينٖ لَّازِبِۭ ١١

Onlara sor; yaratış bakımından kendileri mi daha zordur, yoksa bizim yaratmış olduklarımız mı? Doğrusu Biz; onları cıvık bir çamurdan yarattık.

– İbni Kesir

بَلۡ عَجِبۡتَ وَيَسۡخَرُونَ ١٢

Hayır, sen; şaşırıp kaldın, onlarsa alay edip duruyorlar.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu