بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأَبۡصِرۡهُمۡ فَسَوۡفَ يُبۡصِرُونَ ١٧٥

Gör onları: yakında görecekler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gözetleyiver onları, ilerde göreceklerdir.

– İbni Kesir

Gözetle onları, yakında onlar da görecekler.

– Diyanet İşleri

Gözetle onları. Kendileri de (başlarına geleceği) yakında göreceklerdir.

– Hasan Basri Çantay

Onlara inecek azabı gözetle, onlar da göreceklerdir.

– Seyyid Kutub

أَفَبِعَذَابِنَا يَسۡتَعۡجِلُونَ ١٧٦

Ya şimdi bizim azâbımızı mı iviyorlar?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksa azabımızı mı çabucak istiyorlar?

– İbni Kesir

Yoksa onlar azabımızı acele mi istiyorlar?

– Diyanet İşleri

Şimdi onlar çarçabuk bizim azabımızı mı istiyorlar?

– Hasan Basri Çantay

Azabımıza uğramakta acele mi ediyorlar?

– Seyyid Kutub

فَإِذَا نَزَلَ بِسَاحَتِهِمۡ فَسَآءَ صَبَاحُ ٱلۡمُنذَرِينَ ١٧٧

Amma onların sahasına indiği vakit ne fenadır o acı haber verilenlerin sabahı!

– Elmalılı Hamdi Yazır

Fakat o, yurtlarına indiğinde uyarılanların sabahı ne kötü olur.

– İbni Kesir

Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde, o uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!

– Diyanet İşleri

Fakat bu, onların bölgesine çökünce (gelecek tehlikelerle öteden beri) korkutulan onların sabahı ne kötü (olacak) dır!

– Hasan Basri Çantay

Fakat o azap yurtlarına indiği vakit uyarılmış olanların hali ne kötü olur!

– Seyyid Kutub

وَتَوَلَّ عَنۡهُمۡ حَتَّىٰ حِينٖ ١٧٨

Yine sen yüz çevir de onlardan bir zamana kadar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

– İbni Kesir

Ey Muhammed! Bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

– Diyanet İşleri

Sen (Habîbim) bir zamana kadar onlardan yüz çevir.

– Hasan Basri Çantay

Bir süreye kadar onları kendi hallerine bırak.

– Seyyid Kutub

وَأَبۡصِرۡ فَسَوۡفَ يُبۡصِرُونَ ١٧٩

Gör, yakında görecekler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gözetleyiver, ilerde göreceklerdir.

– İbni Kesir

(Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler.

– Diyanet İşleri

Gözetle (onları). Onlar da göreceklerdir.

– Hasan Basri Çantay

Ve bekle de gör, onlar da göreceklerdir.

– Seyyid Kutub

سُبۡحَٰنَ رَبِّكَ رَبِّ ٱلۡعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ ١٨٠

Tesbih o izzetin sahibi Rabb’ine onların vasıflarından.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Tenzih ederiz senin izzet sahibi Rabbını, onların nitelemekte olduklarından.

– İbni Kesir

Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir.

– Diyanet İşleri

Galebe saahibi Rabbin onların isnâd etmekde oldukları vasıflardan yücedir, münezzehdir.

– Hasan Basri Çantay

Kudret ve şeref sahibi Rabb'in, onların taktıkları sıfatlardan münezzehtir, yücedir.

– Seyyid Kutub

وَسَلَٰمٌ عَلَى ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٨١

Ve selâm mürselîne.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Selam olsun peygamberlere.

– İbni Kesir

Peygamberlere selâm olsun.

– Diyanet İşleri

Gönderilen (bütün) peygamberlere selâm,

– Hasan Basri Çantay

Selâm gönderilen peygamberlere.

– Seyyid Kutub

وَٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ١٨٢

Ve hamd âlemlerin Rabb’i Allah’a.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hamd olsun, alemlerin Rabbı Allah'a.

– İbni Kesir

Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.

– Diyanet İşleri

Ve âlemlerin Rabbi olan Allaha hamdolsun.

– Hasan Basri Çantay

Hamd, alemlerin Rabb'i Allah'a!

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu