بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَإِنَّا لَنَحۡنُ ٱلصَّآفُّونَ ١٦٥

Bizden ise her birimiz için bir makamı malûm vardır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve muhakkak ki biz; saf bağlayıp duranlarız.

– İbni Kesir

“Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız.”

– Diyanet İşleri

Biziz o saf saf dizilenler mutlak biz.

– Hasan Basri Çantay

Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّا لَنَحۡنُ ٱلۡمُسَبِّحُونَ ١٦٦

Ve biz elbette biz o saf dizenleriz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve muhakkak ki biz; tesbih edenleriz.

– İbni Kesir

“Şüphesiz biz (Allah’ı) tespih edip yüceltenleriz.”

– Diyanet İşleri

Biziz o tesbîh edenler de mutlak biz.

– Hasan Basri Çantay

Allah'ı tesbih edenleriz.

– Seyyid Kutub

وَإِن كَانُواْ لَيَقُولُونَ ١٦٧

Ve biz elbette biz o tesbih edenleriz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar her ne kadar şöyle diyor idiyseler de;

– İbni Kesir

(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”

– Diyanet İşleri

Hakıykat (müşrikler evvelce) şu kat'î sözü söylüyorlardı :

– Hasan Basri Çantay

Putperestler şöyle diyorlardı.

– Seyyid Kutub

لَوۡ أَنَّ عِندَنَا ذِكۡرٗا مِّنَ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٦٨

Ve gerçek avvel şöyle diyorlardır: "eğer yanımızda evvelkilerinkinden bir zikrolsa idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öncekilerde olduğu gibi bizde de bir zikir bulunsaydı;

– İbni Kesir

(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”

– Diyanet İşleri

«Eğer nezdimizde evvelki (ümmetlere inen) lerden bir kitab olsaydı»,

– Hasan Basri Çantay

Eğer yanımızda evvelkilere gelen bir uyarı kitabı olsaydı.

– Seyyid Kutub

لَكُنَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ ١٦٩

Her halde Allah’ın ihlâs ile seçilmiş kullarından olurduk.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz de elbet Allah'ın ihlasa erdirilmiş kulları olurduk.

– İbni Kesir

(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”

– Diyanet İşleri

«Elbet biz de Allahın ihlâsa erdirilmiş kullarından olurduk».

– Hasan Basri Çantay

Elbette biz Allah'ın temiz kulları olurduk.

– Seyyid Kutub

فَكَفَرُواْ بِهِۦۖ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ ١٧٠

Fakat şimdi ona küfrettiler, artık ileride bilecekler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonunda O'na küfrettiler, ama ilerde bileceklerdir.

– İbni Kesir

Fakat (kitap gelince) onu inkâr ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler.

– Diyanet İşleri

Şimdi ise ona (inanmayıb) kâfir oldular, ileride (küfürlerinin akıbetini) bileceklerdir ya.

– Hasan Basri Çantay

Ancak o uyarıyı inkâr ettiler, yakında inkârlarının sonucunu bileceklerdir.

– Seyyid Kutub

وَلَقَدۡ سَبَقَتۡ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٧١

Celâlim Hakk’ı için risaletle gönderilen kullarımız hakkında şu kelimemiz sebkat etmiştir:

– Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; Bizim, gönderilen kullarımız hakkında sözümüz geçmiştir:

– İbni Kesir

Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmişti:

– Diyanet İşleri

Andolsun ki (peygamber olarak) gönderilen kullarımız hakkında bizim geçmiş sözümüz (vardır):

– Hasan Basri Çantay

Andolsun ki, peygamber kullarımıza şu sözleri vermişizdir.

– Seyyid Kutub

إِنَّهُمۡ لَهُمُ ٱلۡمَنصُورُونَ ١٧٢

"Onlar elbette onlar muhakkak muzaffer olacaklardır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar muhakkak yardım görenlerdir.

– İbni Kesir

“Onlara mutlaka yardım edilecektir.”

– Diyanet İşleri

«Muhakkak onlar, behemehal onlar mansur (ve muzafferdirler.

– Hasan Basri Çantay

Mutlaka kendilerine yardım edilecektir.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّ جُندَنَا لَهُمُ ٱلۡغَٰلِبُونَ ١٧٣

Ve elbette bizim askerlerimiz mutlak onlar galib geleceklerdir".

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve şüphesiz ki Bizim askerlerimiz; onlar galiblerdir.

– İbni Kesir

“Şüphesiz ordularımız galip gelecektir.”

– Diyanet İşleri

«Muhakkak bizim ordumuz, her halde onlar galebe edicidirler.

– Hasan Basri Çantay

Ve galip gelecek olanlar, mutlaka bizim ordumuzdur.

– Seyyid Kutub

فَتَوَلَّ عَنۡهُمۡ حَتَّىٰ حِينٖ ١٧٤

Onun için yüz çevir de onlardan bir zamana kadar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

– İbni Kesir

O hâlde, bir süreye kadar onlardan yüz çevir

– Diyanet İşleri

Onun için (Habîbim) sen bir zamana kadar onlardan yüz çevir,

– Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed! Bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

– Seyyid Kutub

وَأَبۡصِرۡهُمۡ فَسَوۡفَ يُبۡصِرُونَ ١٧٥

Gör onları: yakında görecekler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gözetleyiver onları, ilerde göreceklerdir.

– İbni Kesir

Gözetle onları, yakında onlar da görecekler.

– Diyanet İşleri

Gözetle onları. Kendileri de (başlarına geleceği) yakında göreceklerdir.

– Hasan Basri Çantay

Onlara inecek azabı gözetle, onlar da göreceklerdir.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu