بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَمَا مِنَّآ إِلَّا لَهُۥ مَقَامٌ مَّعْلُومٌ ﴿١٦٤

Meğer ki Cahîm’e saldıran olsun.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bizim her birimizin belirli bir makamı vardır.

— İbni Kesir

(Melekler derler ki:) “Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır.”

— Diyanet İşleri

Bizden kimse müstesna olmamak üzere her biri için ma'lûm birer makam vardır.

— Hasan Basri Çantay

Melekler: «Bizim içimizden herkesin belli makamı vardır.»

— Seyyid Kutub

وَإِنَّا لَنَحْنُ ٱلصَّآفُّونَ ﴿١٦٥

Bizden ise her birimiz için bir makamı malûm vardır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve muhakkak ki biz; saf bağlayıp duranlarız.

— İbni Kesir

“Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız.”

— Diyanet İşleri

Biziz o saf saf dizilenler mutlak biz.

— Hasan Basri Çantay

Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız.

— Seyyid Kutub

وَإِنَّا لَنَحْنُ ٱلْمُسَبِّحُونَ ﴿١٦٦

Ve biz elbette biz o saf dizenleriz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve muhakkak ki biz; tesbih edenleriz.

— İbni Kesir

“Şüphesiz biz (Allah’ı) tespih edip yüceltenleriz.”

— Diyanet İşleri

Biziz o tesbîh edenler de mutlak biz.

— Hasan Basri Çantay

Allah'ı tesbih edenleriz.

— Seyyid Kutub

وَإِن كَانُواْ لَيَقُولُونَ ﴿١٦٧

Ve biz elbette biz o tesbih edenleriz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar her ne kadar şöyle diyor idiyseler de;

— İbni Kesir

(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”

— Diyanet İşleri

Hakıykat (müşrikler evvelce) şu kat'î sözü söylüyorlardı :

— Hasan Basri Çantay

Putperestler şöyle diyorlardı.

— Seyyid Kutub

لَوْ أَنَّ عِندَنَا ذِكْرًا مِّنَ ٱلْأَوَّلِينَ ﴿١٦٨

Ve gerçek avvel şöyle diyorlardır: "eğer yanımızda evvelkilerinkinden bir zikrolsa idi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Öncekilerde olduğu gibi bizde de bir zikir bulunsaydı;

— İbni Kesir

(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”

— Diyanet İşleri

«Eğer nezdimizde evvelki (ümmetlere inen) lerden bir kitab olsaydı»,

— Hasan Basri Çantay

Eğer yanımızda evvelkilere gelen bir uyarı kitabı olsaydı.

— Seyyid Kutub

لَكُنَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلْمُخْلَصِينَ ﴿١٦٩

Her halde Allah’ın ihlâs ile seçilmiş kullarından olurduk.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Biz de elbet Allah'ın ihlasa erdirilmiş kulları olurduk.

— İbni Kesir

(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”

— Diyanet İşleri

«Elbet biz de Allahın ihlâsa erdirilmiş kullarından olurduk».

— Hasan Basri Çantay

Elbette biz Allah'ın temiz kulları olurduk.

— Seyyid Kutub

فَكَفَرُواْ بِهِۦۖ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ ﴿١٧٠

Fakat şimdi ona küfrettiler, artık ileride bilecekler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonunda O'na küfrettiler, ama ilerde bileceklerdir.

— İbni Kesir

Fakat (kitap gelince) onu inkâr ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler.

— Diyanet İşleri

Şimdi ise ona (inanmayıb) kâfir oldular, ileride (küfürlerinin akıbetini) bileceklerdir ya.

— Hasan Basri Çantay

Ancak o uyarıyı inkâr ettiler, yakında inkârlarının sonucunu bileceklerdir.

— Seyyid Kutub

وَلَقَدْ سَبَقَتْ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا ٱلْمُرْسَلِينَ ﴿١٧١

Celâlim Hakk’ı için risaletle gönderilen kullarımız hakkında şu kelimemiz sebkat etmiştir:

— Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; Bizim, gönderilen kullarımız hakkında sözümüz geçmiştir:

— İbni Kesir

Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmişti:

— Diyanet İşleri

Andolsun ki (peygamber olarak) gönderilen kullarımız hakkında bizim geçmiş sözümüz (vardır):

— Hasan Basri Çantay

Andolsun ki, peygamber kullarımıza şu sözleri vermişizdir.

— Seyyid Kutub

إِنَّهُمْ لَهُمُ ٱلْمَنصُورُونَ ﴿١٧٢

"Onlar elbette onlar muhakkak muzaffer olacaklardır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar muhakkak yardım görenlerdir.

— İbni Kesir

“Onlara mutlaka yardım edilecektir.”

— Diyanet İşleri

«Muhakkak onlar, behemehal onlar mansur (ve muzafferdirler.

— Hasan Basri Çantay

Mutlaka kendilerine yardım edilecektir.

— Seyyid Kutub

وَإِنَّ جُندَنَا لَهُمُ ٱلْغَٰلِبُونَ ﴿١٧٣

Ve elbette bizim askerlerimiz mutlak onlar galib geleceklerdir".

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve şüphesiz ki Bizim askerlerimiz; onlar galiblerdir.

— İbni Kesir

“Şüphesiz ordularımız galip gelecektir.”

— Diyanet İşleri

«Muhakkak bizim ordumuz, her halde onlar galebe edicidirler.

— Hasan Basri Çantay

Ve galip gelecek olanlar, mutlaka bizim ordumuzdur.

— Seyyid Kutub

فَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتَّىٰ حِينٍ ﴿١٧٤

Onun için yüz çevir de onlardan bir zamana kadar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

— İbni Kesir

O hâlde, bir süreye kadar onlardan yüz çevir

— Diyanet İşleri

Onun için (Habîbim) sen bir zamana kadar onlardan yüz çevir,

— Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed! Bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

— Seyyid Kutub

AYARLAR