بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَا مِنَّآ إِلَّا لَهُۥ مَقَامٌ مَّعْلُومٌ ١٦٤

(Melekler derler ki:) “Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır.”

– Diyanet İşleri

وَإِنَّا لَنَحْنُ ٱلصَّآفُّونَ ١٦٥

“Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız.”

– Diyanet İşleri

وَإِنَّا لَنَحْنُ ٱلْمُسَبِّحُونَ ١٦٦

“Şüphesiz biz (Allah’ı) tespih edip yüceltenleriz.”

– Diyanet İşleri

وَإِن كَانُواْ لَيَقُولُونَ ١٦٧

(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”

– Diyanet İşleri

لَوْ أَنَّ عِندَنَا ذِكْرًا مِّنَ ٱلْأَوَّلِينَ ١٦٨

(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”

– Diyanet İşleri

لَكُنَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلْمُخْلَصِينَ ١٦٩

(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”

– Diyanet İşleri

فَكَفَرُواْ بِهِۦۖ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ ١٧٠

Fakat (kitap gelince) onu inkâr ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler.

– Diyanet İşleri

وَلَقَدْ سَبَقَتْ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا ٱلْمُرْسَلِينَ ١٧١

Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmişti:

– Diyanet İşleri

إِنَّهُمْ لَهُمُ ٱلْمَنصُورُونَ ١٧٢

“Onlara mutlaka yardım edilecektir.”

– Diyanet İşleri

وَإِنَّ جُندَنَا لَهُمُ ٱلْغَٰلِبُونَ ١٧٣

“Şüphesiz ordularımız galip gelecektir.”

– Diyanet İşleri

فَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتَّىٰ حِينٍ ١٧٤

O hâlde, bir süreye kadar onlardan yüz çevir

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu