بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَإِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَ ١٦١

Lâkin Allah’ın ihlâs ile secilen kulları başka.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki sizler ve taptıklarınız,

– İbni Kesir

(161-163) (Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız, cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah’ın yolundan saptırabilirsiniz.

– Diyanet İşleri

Ne siz, ne de tapmakda olduklarınız,

– Hasan Basri Çantay

Ey inkârcılar! Ne siz ne de taptıklarınız.

– Seyyid Kutub

مَآ أَنتُمْ عَلَيْهِ بِفَٰتِنِينَ ١٦٢

Çünkü siz ve taptıklarınız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O'na karşı hiç fitneleyebilecek değilsiniz.

– İbni Kesir

(161-163) (Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız, cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah’ın yolundan saptırabilirsiniz.

– Diyanet İşleri

Siz Onun aleyhinde (hiçbir ferdi) fitneye (ve fesada) sürükleyecek (bir kudretde) değilsinizdir.

– Hasan Basri Çantay

Kimseyi Allah'a karşı kandırıp yoldan çıkaramazsınız.

– Seyyid Kutub

إِلَّا مَنْ هُوَ صَالِ ٱلْجَحِيمِ ١٦٣

Ona karşı kimseyi meftun edemezsiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Tabii cehenneme girecek olan müstesna.

– İbni Kesir

(161-163) (Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız, cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah’ın yolundan saptırabilirsiniz.

– Diyanet İşleri

Meğer ki kendisi cehenneme girecek kimse olsun.

– Hasan Basri Çantay

Ancak cehenneme girecek olanları kandırırsınız.

– Seyyid Kutub

وَمَا مِنَّآ إِلَّا لَهُۥ مَقَامٌ مَّعْلُومٌ ١٦٤

Meğer ki Cahîm’e saldıran olsun.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bizim her birimizin belirli bir makamı vardır.

– İbni Kesir

(Melekler derler ki:) “Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır.”

– Diyanet İşleri

Bizden kimse müstesna olmamak üzere her biri için ma'lûm birer makam vardır.

– Hasan Basri Çantay

Melekler: «Bizim içimizden herkesin belli makamı vardır.»

– Seyyid Kutub

وَإِنَّا لَنَحْنُ ٱلصَّآفُّونَ ١٦٥

Bizden ise her birimiz için bir makamı malûm vardır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve muhakkak ki biz; saf bağlayıp duranlarız.

– İbni Kesir

“Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız.”

– Diyanet İşleri

Biziz o saf saf dizilenler mutlak biz.

– Hasan Basri Çantay

Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّا لَنَحْنُ ٱلْمُسَبِّحُونَ ١٦٦

Ve biz elbette biz o saf dizenleriz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve muhakkak ki biz; tesbih edenleriz.

– İbni Kesir

“Şüphesiz biz (Allah’ı) tespih edip yüceltenleriz.”

– Diyanet İşleri

Biziz o tesbîh edenler de mutlak biz.

– Hasan Basri Çantay

Allah'ı tesbih edenleriz.

– Seyyid Kutub

وَإِن كَانُواْ لَيَقُولُونَ ١٦٧

Ve biz elbette biz o tesbih edenleriz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar her ne kadar şöyle diyor idiyseler de;

– İbni Kesir

(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”

– Diyanet İşleri

Hakıykat (müşrikler evvelce) şu kat'î sözü söylüyorlardı :

– Hasan Basri Çantay

Putperestler şöyle diyorlardı.

– Seyyid Kutub

لَوْ أَنَّ عِندَنَا ذِكْرًا مِّنَ ٱلْأَوَّلِينَ ١٦٨

Ve gerçek avvel şöyle diyorlardır: "eğer yanımızda evvelkilerinkinden bir zikrolsa idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öncekilerde olduğu gibi bizde de bir zikir bulunsaydı;

– İbni Kesir

(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”

– Diyanet İşleri

«Eğer nezdimizde evvelki (ümmetlere inen) lerden bir kitab olsaydı»,

– Hasan Basri Çantay

Eğer yanımızda evvelkilere gelen bir uyarı kitabı olsaydı.

– Seyyid Kutub

لَكُنَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلْمُخْلَصِينَ ١٦٩

Her halde Allah’ın ihlâs ile seçilmiş kullarından olurduk.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz de elbet Allah'ın ihlasa erdirilmiş kulları olurduk.

– İbni Kesir

(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”

– Diyanet İşleri

«Elbet biz de Allahın ihlâsa erdirilmiş kullarından olurduk».

– Hasan Basri Çantay

Elbette biz Allah'ın temiz kulları olurduk.

– Seyyid Kutub

فَكَفَرُواْ بِهِۦۖ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ ١٧٠

Fakat şimdi ona küfrettiler, artık ileride bilecekler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonunda O'na küfrettiler, ama ilerde bileceklerdir.

– İbni Kesir

Fakat (kitap gelince) onu inkâr ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler.

– Diyanet İşleri

Şimdi ise ona (inanmayıb) kâfir oldular, ileride (küfürlerinin akıbetini) bileceklerdir ya.

– Hasan Basri Çantay

Ancak o uyarıyı inkâr ettiler, yakında inkârlarının sonucunu bileceklerdir.

– Seyyid Kutub

وَلَقَدْ سَبَقَتْ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا ٱلْمُرْسَلِينَ ١٧١

Celâlim Hakk’ı için risaletle gönderilen kullarımız hakkında şu kelimemiz sebkat etmiştir:

– Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; Bizim, gönderilen kullarımız hakkında sözümüz geçmiştir:

– İbni Kesir

Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmişti:

– Diyanet İşleri

Andolsun ki (peygamber olarak) gönderilen kullarımız hakkında bizim geçmiş sözümüz (vardır):

– Hasan Basri Çantay

Andolsun ki, peygamber kullarımıza şu sözleri vermişizdir.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu