بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَءِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَبْعُوثُونَ ١٦

«Biz olub de bir toprak ve bir yığın kemik olduğumuz vakit mı, saahiden biz mi mutlakaa diriltilmiş olacağız»?.

– Hasan Basri Çantay

أَوَءَابَآؤُنَا ٱلْأَوَّلُونَ ١٧

«Evvelki atalarımız da mı?»

– Hasan Basri Çantay

قُلْ نَعَمْ وَأَنتُمْ دَٰخِرُونَ ١٨

Sen de ki: «Evet (diriltileceksiniz). Hem siz (hepiniz) hor ve hakıyr olarak».

– Hasan Basri Çantay

فَإِنَّمَا هِىَ زَجْرَةٌ وَٰحِدَةٌ فَإِذَا هُمْ يَنظُرُونَ ١٩

İşte o, ancak birtek sayhadan ibâretdir ki onların birden bire gözleri açılıverecekdir.

– Hasan Basri Çantay

وَقَالُواْ يَٰوَيْلَنَا هَٰذَا يَوْمُ ٱلدِّينِ ٢٠

«Eyvah bize, derler, bu, ceza ve hesâb günüdür».

– Hasan Basri Çantay

هَٰذَا يَوْمُ ٱلْفَصْلِ ٱلَّذِى كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ ٢١

(Evet), bu, sizin tekzib eder olduğunuz ayırdetme günüdür.

– Hasan Basri Çantay

ٱحْشُرُواْ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ وَأَزْوَٰجَهُمْ وَمَا كَانُواْ يَعْبُدُونَ ٢٢

(22-23) (Meleklere:) «O zulmedenleri, onlara eş olanları, Allâhı bırakıb tapmakda ısraar etdikleri şeyleri bir araya toplayın da cehennem yoluna götürün» (dediler).

– Hasan Basri Çantay

مِن دُونِ ٱللَّهِ فَٱهْدُوهُمْ إِلَىٰ صِرَٰطِ ٱلْجَحِيمِ ٢٣

(22-23) (Meleklere:) «O zulmedenleri, onlara eş olanları, Allâhı bırakıb tapmakda ısraar etdikleri şeyleri bir araya toplayın da cehennem yoluna götürün» (dediler).

– Hasan Basri Çantay

وَقِفُوهُمْۖ إِنَّهُم مَّسْـُٔولُونَ ٢٤

«Onları habsedin. Çünkü onlar mes'uldürler».

– Hasan Basri Çantay

مَا لَكُمْ لَا تَنَاصَرُونَ ٢٥

«Size ne oldu? Birbirinize yardım etmiyorsunuz ya»!

– Hasan Basri Çantay

بَلْ هُمُ ٱلْيَوْمَ مُسْتَسْلِمُونَ ٢٦

Hayır, bugün onlar (zilletle) boyun eğmişlerdir.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu