بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأَرْسَلْنَٰهُ إِلَىٰ مِاْئَةِ أَلْفٍ أَوْ يَزِيدُونَ ١٤٧

Ve onu yüz bine Resul gönderdik ve hattâ artıyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onu yüz bin veya daha fazlasına elçi gönderdik.

– İbni Kesir

Biz onu yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik.

– Diyanet İşleri

Onu yüz bine peygamber gönderdik. Hattâ artıyorlardı da.

– Hasan Basri Çantay

Ve onu yüz bin insan ya da daha çok kişiye peygamber olarak gönderdik.

– Seyyid Kutub

فَـَٔامَنُواْ فَمَتَّعْنَٰهُمْ إِلَىٰ حِينٍ ١٤٨

O vakit ona iman ettiler de onları bir zamana kadar istifade ettirdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Nihayet ona inandılar, Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

– İbni Kesir

Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

– Diyanet İşleri

Nihayet ona îman etdiler de kendilerini bir zamana kadar geçindirdik.

– Hasan Basri Çantay

İnandılar, biz de onları belli bir süreye kadar geçindirdik.

– Seyyid Kutub

فَٱسْتَفْتِهِمْ أَلِرَبِّكَ ٱلْبَنَاتُ وَلَهُمُ ٱلْبَنُونَ ١٤٩

Şimdi sor o seninkilere: Rabb’ine kızlar, onlara oğullar öyle mi?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şimdi sen, onlara sor, kızlar senin Rabbının da, oğlanlar onların mı?

– İbni Kesir

Ey Muhammed! Onlara sor: Kız çocukları Rabbinin de, erkek çocukları onların mı?

– Diyanet İşleri

Şimdi sor (Habîbim) onlara: Her halde kızlar Rabbinin de, oğullar onların mı?!

– Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed! Putperestlere sor bakalım kızlar Rabb'inin de erkekler onların mı?

– Seyyid Kutub

أَمْ خَلَقْنَا ٱلْمَلَٰٓئِكَةَ إِنَٰثًا وَهُمْ شَٰهِدُونَ ١٥٠

Yoksa biz melâikeyi dişi yaratmışız da onlar şâhid mi bulunuyorlarmış?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksa, Biz, melekleri dişi olarak yarattık da onlar buna şahid miydiler?

– İbni Kesir

Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış?

– Diyanet İşleri

Yoksa biz melekleri dişi yaratdık da onlar (buna) şâhid midirler?

– Hasan Basri Çantay

Yoksa biz melekleri kız olarak yaratırken onlar yanında mıydı?

– Seyyid Kutub

أَلَآ إِنَّهُم مِّنْ إِفْكِهِمْ لَيَقُولُونَ ١٥١

Ha! onlar şüphesiz ki yalancıdırlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İyi bilin ki; gerçekten onlar, iftiralarından ötürü şöyle diyorlar:

– İbni Kesir

(151-152) İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, “Allah çocuk sahibi oldu” diyorlar. Onlar elbette yalan söylüyorlar.

– Diyanet İşleri

(151-52) Haberin olsun ki onlar hakıykaten yalan söyleyerek, her halde, «Allah doğurdu» derler! Onlar elbette yalancıdırlar.

– Hasan Basri Çantay

Dikkat edin, onlar iftiraları yüzünden diyorlar ki:

– Seyyid Kutub

وَلَدَ ٱللَّهُ وَإِنَّهُمْ لَكَٰذِبُونَ ١٥٢

"Allah doğurdu" derler ve elbette bunlar yalancıdırlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah doğurdu. Hiç şüphesiz onlar yalancılardır.

– İbni Kesir

(151-152) İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, “Allah çocuk sahibi oldu” diyorlar. Onlar elbette yalan söylüyorlar.

– Diyanet İşleri

(151-52) Haberin olsun ki onlar hakıykaten yalan söyleyerek, her halde, «Allah doğurdu» derler! Onlar elbette yalancıdırlar.

– Hasan Basri Çantay

Allah doğurdu onlar elbette yalancıdırlar.

– Seyyid Kutub

أَصْطَفَى ٱلْبَنَاتِ عَلَى ٱلْبَنِينَ ١٥٣

Kızları oğullara tercih mi etmiş?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kızları, oğullara tercih mi etmiş?

– İbni Kesir

Yoksa Allah kızları erkeklere tercih mi etti?

– Diyanet İşleri

Kızları oğullara tercih mi etmiş O?!

– Hasan Basri Çantay

Allah, kızları oğullara tercih mi etmiş?

– Seyyid Kutub

مَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ ١٥٤

Nah sizlere! nasıl hükmediyorsunuz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ne oluyor size, nasıl hükmediyorsunuz?

– İbni Kesir

Neyiniz var? Nasıl hüküm veriyorsunuz!

– Diyanet İşleri

Ne oluyor size? (Buna) nasıl hükmediyorsunuz?

– Hasan Basri Çantay

Ne oluyorsunuz? Ne biçim hükmediyorsunuz?

– Seyyid Kutub

أَفَلَا تَذَكَّرُونَ ١٥٥

Hiç demi düşünmezsiniz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hiç düşünmüyor musunuz?

– İbni Kesir

Hiç düşünmüyor musunuz?

– Diyanet İşleri

Hiç de mi düşünmezsiniz?

– Hasan Basri Çantay

Hiç mi düşünmüyorsunuz?

– Seyyid Kutub

أَمْ لَكُمْ سُلْطَٰنٌ مُّبِينٌ ١٥٦

Yoksa sizin için açık bir ferman mı var?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var?

– İbni Kesir

Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var?

– Diyanet İşleri

Yoksa (elinizde) açık bir hüccetiniz mi var?

– Hasan Basri Çantay

Yoksa sizin açık deliliniz mi var?

– Seyyid Kutub

فَأْتُواْ بِكِتَٰبِكُمْ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ ١٥٧

O halde getirin kitabınızı sadıksanız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer sadıklardan iseniz kitabınızı getirin.

– İbni Kesir

Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin (bu delili içeren) kitabınızı!

– Diyanet İşleri

Öyle ise, eğer (davanızda) doğru söyleyenlerseniz, getirin kitabınızı.

– Hasan Basri Çantay

Eğer doğru iseniz kitabınızı getirin.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu