بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَٱلْتَقَمَهُ ٱلْحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٌ ١٤٢

Derken kendisi balık yuttu melâmette idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yenilgiye uğramışken, bir balık yutmuştu onu.

– İbni Kesir

Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu.

– Diyanet İşleri

O, kınanmış bir halde iken kendisini hemen balık yutmuşdu.

– Hasan Basri Çantay

Yunus kendini kınarken, balık onu yutmuştu.

– Seyyid Kutub

فَلَوْلَآ أَنَّهُۥ كَانَ مِنَ ٱلْمُسَبِّحِينَ ١٤٣

Eğer çok tesbih edenlerden olmasa idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer o, tesbih edenlerden olmasaydı.

– İbni Kesir

(143-144) Eğer o, Allah’ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı.

– Diyanet İşleri

Eğer çok tesbîh edenlerden olmasaydı,

– Hasan Basri Çantay

Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı.

– Seyyid Kutub

لَلَبِثَ فِى بَطْنِهِۦٓ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ ١٤٤

Her halde ba'solunacakları güne kadar onun karnında kalırdı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Tekrar diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalacaktı.

– İbni Kesir

(143-144) Eğer o, Allah’ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı.

– Diyanet İşleri

Her halde (insanların) tekrar dirilecekleri güne kadar onun karnında kalıb gitmişdi.

– Hasan Basri Çantay

İnsanların yeniden dirileceği güne kadar balığın karnında kalırdı.

– Seyyid Kutub

فَنَبَذْنَٰهُ بِٱلْعَرَآءِ وَهُوَ سَقِيمٌ ١٤٥

Hemen biz onu alana attık hasta idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Rahatsız bir halde iken Biz, onu açıklık bir yere attık.

– İbni Kesir

Derken biz onu hasta bir hâlde sahile attık.

– Diyanet İşleri

İşte biz onu, kendisi de hasta olarak, açık bir yere (çıkarıb) bırakdık.

– Hasan Basri Çantay

Biz de onu halsiz bir durumda ağaçsız çıplak bir yere attık.

– Seyyid Kutub

وَأَنۢبَتْنَا عَلَيْهِ شَجَرَةً مِّن يَقْطِينٍ ١٤٦

Ve üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve onun için geniş yapraklı bir bitki yetiştirdik.

– İbni Kesir

Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik.

– Diyanet İşleri

Üzerine sakı olmayan cinsden (gölgelik) bir nebat bitirdik.

– Hasan Basri Çantay

Üzerine gölge yapması için geniş yapraklı bitki yetiştirdik.

– Seyyid Kutub

وَأَرْسَلْنَٰهُ إِلَىٰ مِاْئَةِ أَلْفٍ أَوْ يَزِيدُونَ ١٤٧

Ve onu yüz bine Resul gönderdik ve hattâ artıyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onu yüz bin veya daha fazlasına elçi gönderdik.

– İbni Kesir

Biz onu yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik.

– Diyanet İşleri

Onu yüz bine peygamber gönderdik. Hattâ artıyorlardı da.

– Hasan Basri Çantay

Ve onu yüz bin insan ya da daha çok kişiye peygamber olarak gönderdik.

– Seyyid Kutub

فَـَٔامَنُواْ فَمَتَّعْنَٰهُمْ إِلَىٰ حِينٍ ١٤٨

O vakit ona iman ettiler de onları bir zamana kadar istifade ettirdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Nihayet ona inandılar, Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

– İbni Kesir

Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

– Diyanet İşleri

Nihayet ona îman etdiler de kendilerini bir zamana kadar geçindirdik.

– Hasan Basri Çantay

İnandılar, biz de onları belli bir süreye kadar geçindirdik.

– Seyyid Kutub

فَٱسْتَفْتِهِمْ أَلِرَبِّكَ ٱلْبَنَاتُ وَلَهُمُ ٱلْبَنُونَ ١٤٩

Şimdi sor o seninkilere: Rabb’ine kızlar, onlara oğullar öyle mi?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şimdi sen, onlara sor, kızlar senin Rabbının da, oğlanlar onların mı?

– İbni Kesir

Ey Muhammed! Onlara sor: Kız çocukları Rabbinin de, erkek çocukları onların mı?

– Diyanet İşleri

Şimdi sor (Habîbim) onlara: Her halde kızlar Rabbinin de, oğullar onların mı?!

– Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed! Putperestlere sor bakalım kızlar Rabb'inin de erkekler onların mı?

– Seyyid Kutub

أَمْ خَلَقْنَا ٱلْمَلَٰٓئِكَةَ إِنَٰثًا وَهُمْ شَٰهِدُونَ ١٥٠

Yoksa biz melâikeyi dişi yaratmışız da onlar şâhid mi bulunuyorlarmış?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksa, Biz, melekleri dişi olarak yarattık da onlar buna şahid miydiler?

– İbni Kesir

Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış?

– Diyanet İşleri

Yoksa biz melekleri dişi yaratdık da onlar (buna) şâhid midirler?

– Hasan Basri Çantay

Yoksa biz melekleri kız olarak yaratırken onlar yanında mıydı?

– Seyyid Kutub

أَلَآ إِنَّهُم مِّنْ إِفْكِهِمْ لَيَقُولُونَ ١٥١

Ha! onlar şüphesiz ki yalancıdırlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İyi bilin ki; gerçekten onlar, iftiralarından ötürü şöyle diyorlar:

– İbni Kesir

(151-152) İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, “Allah çocuk sahibi oldu” diyorlar. Onlar elbette yalan söylüyorlar.

– Diyanet İşleri

(151-52) Haberin olsun ki onlar hakıykaten yalan söyleyerek, her halde, «Allah doğurdu» derler! Onlar elbette yalancıdırlar.

– Hasan Basri Çantay

Dikkat edin, onlar iftiraları yüzünden diyorlar ki:

– Seyyid Kutub

وَلَدَ ٱللَّهُ وَإِنَّهُمْ لَكَٰذِبُونَ ١٥٢

"Allah doğurdu" derler ve elbette bunlar yalancıdırlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah doğurdu. Hiç şüphesiz onlar yalancılardır.

– İbni Kesir

(151-152) İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, “Allah çocuk sahibi oldu” diyorlar. Onlar elbette yalan söylüyorlar.

– Diyanet İşleri

(151-52) Haberin olsun ki onlar hakıykaten yalan söyleyerek, her halde, «Allah doğurdu» derler! Onlar elbette yalancıdırlar.

– Hasan Basri Çantay

Allah doğurdu onlar elbette yalancıdırlar.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu