بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَسَاهَمَ فَكَانَ مِنَ ٱلۡمُدۡحَضِينَ ١٤١

Kur'a çekmişti de kaydırılanlardan olmuştu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱلۡتَقَمَهُ ٱلۡحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٞ ١٤٢

Derken kendisi balık yuttu melâmette idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَلَوۡلَآ أَنَّهُۥ كَانَ مِنَ ٱلۡمُسَبِّحِينَ ١٤٣

Eğer çok tesbih edenlerden olmasa idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَلَبِثَ فِي بَطۡنِهِۦٓ إِلَىٰ يَوۡمِ يُبۡعَثُونَ ١٤٤

Her halde ba'solunacakları güne kadar onun karnında kalırdı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

۞ فَنَبَذۡنَٰهُ بِٱلۡعَرَآءِ وَهُوَ سَقِيمٞ ١٤٥

Hemen biz onu alana attık hasta idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَأَنۢبَتۡنَا عَلَيۡهِ شَجَرَةٗ مِّن يَقۡطِينٖ ١٤٦

Ve üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَأَرۡسَلۡنَٰهُ إِلَىٰ مِاْئَةِ أَلۡفٍ أَوۡ يَزِيدُونَ ١٤٧

Ve onu yüz bine Resul gönderdik ve hattâ artıyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَـَٔامَنُواْ فَمَتَّعۡنَٰهُمۡ إِلَىٰ حِينٖ ١٤٨

O vakit ona iman ettiler de onları bir zamana kadar istifade ettirdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱسۡتَفۡتِهِمۡ أَلِرَبِّكَ ٱلۡبَنَاتُ وَلَهُمُ ٱلۡبَنُونَ ١٤٩

Şimdi sor o seninkilere: Rabb’ine kızlar, onlara oğullar öyle mi?

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَمۡ خَلَقۡنَا ٱلۡمَلَٰٓئِكَةَ إِنَٰثٗا وَهُمۡ شَٰهِدُونَ ١٥٠

Yoksa biz melâikeyi dişi yaratmışız da onlar şâhid mi bulunuyorlarmış?

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَلَآ إِنَّهُم مِّنۡ إِفۡكِهِمۡ لَيَقُولُونَ ١٥١

Ha! onlar şüphesiz ki yalancıdırlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu