بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَإِذَا رَأَوْاْ ءَايَةً يَسْتَسْخِرُونَ ﴿١٤

Bir mucize gördükleri vakit de eğlence yerine tutuyorlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَقَالُوٓاْ إِنْ هَٰذَآ إِلَّا سِحْرٌ مُّبِينٌ ﴿١٥

Ve, bu, diyorlar başka bir şey değil, apaçık bir sihir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

أَءِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَبْعُوثُونَ ﴿١٦

Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakit mı? biz mi ba'solunacakmışız?

— Elmalılı Hamdi Yazır

أَوَءَابَآؤُنَا ٱلْأَوَّلُونَ ﴿١٧

Evvelki atalarımız da mı?

— Elmalılı Hamdi Yazır

قُلْ نَعَمْ وَأَنتُمْ دَٰخِرُونَ ﴿١٨

De ki: evet, hem siz çok hor, hakîr olarak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَإِنَّمَا هِىَ زَجْرَةٌ وَٰحِدَةٌ فَإِذَا هُمْ يَنظُرُونَ ﴿١٩

Çünkü o bir zorlu kumandadan ibarettir derhal gözleri açılıverir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَقَالُواْ يَٰوَيْلَنَا هَٰذَا يَوْمُ ٱلدِّينِ ﴿٢٠

Eyvah bizlere derler bu o din günü.

— Elmalılı Hamdi Yazır

هَٰذَا يَوْمُ ٱلْفَصْلِ ٱلَّذِى كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ ﴿٢١

Bu işte o sizin yalan dediğiniz fasıl günü.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ٱحْشُرُواْ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ وَأَزْوَٰجَهُمْ وَمَا كَانُواْ يَعْبُدُونَ ﴿٢٢

Toplayın mahşere o zulmedenleri ve eşlerini ve Allah’dan başka taptıkları şeyleri.

— Elmalılı Hamdi Yazır

مِن دُونِ ٱللَّهِ فَٱهْدُوهُمْ إِلَىٰ صِرَٰطِ ٱلْجَحِيمِ ﴿٢٣

Toplayın da götürün onları sırata; cehennem köprüsüne doğru.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَقِفُوهُمْۖ إِنَّهُم مَّسْـُٔولُونَ ﴿٢٤

Ve tevkif edin onları, çünkü sorguya çekilecekler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR