بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَنَجَّيْنَٰهُمَا وَقَوْمَهُمَا مِنَ ٱلْكَرْبِ ٱلْعَظِيمِ ١١٥

Hem kendilerini ve kavmlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O ikisini de, kavimlerini de büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştık.

– İbni Kesir

Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

– Diyanet İşleri

Hem onlar, hem kavmlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

– Hasan Basri Çantay

Onları ve kavimlerini büyük sıkıntılardan kurtardık.

– Seyyid Kutub

وَنَصَرْنَٰهُمْ فَكَانُواْ هُمُ ٱلْغَٰلِبِينَ ١١٦

Hem yardım ettik onlara da galibler onlar oldular.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlara yardım etmiştik de galibler onlar oldu.

– İbni Kesir

Onlara yardım ettik de onlar galip gelenler oldular.

– Diyanet İşleri

Kendilerine yardım etdik de galebeyi kazananlar onlar oldular.

– Hasan Basri Çantay

Onlara yardım ettik de üstün geldiler.

– Seyyid Kutub

وَءَاتَيْنَٰهُمَا ٱلْكِتَٰبَ ٱلْمُسْتَبِينَ ١١٧

Hem kendilerine o belli kitabı verdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Her ikisine de apaçık anlaşılan kitab vermiştik.

– İbni Kesir

Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik.

– Diyanet İşleri

Onlara (her hakıykatı) apaçık gösteren o kitabı verdik.

– Hasan Basri Çantay

Onlara, apaçık anlaşılan bir Kitap vermiştik.

– Seyyid Kutub

وَهَدَيْنَٰهُمَا ٱلصِّرَٰطَ ٱلْمُسْتَقِيمَ ١١٨

Ve kendilerini doğru yola çıkardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve onları doğru yola hidayet etmiştik.

– İbni Kesir

Onları doğru yola ilettik.

– Diyanet İşleri

Onlara doğru yolu gösterdik.

– Hasan Basri Çantay

Ve onları doğru yola ilettik.

– Seyyid Kutub

وَتَرَكْنَا عَلَيْهِمَا فِى ٱلْءَاخِرِينَ ١١٩

Sonrakiler içinde de namlarına şunu bıraktık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonrakiler arasında; ikisini de bıraktık.

– İbni Kesir

Sonradan gelenler arasında onlara güzel birer ad bıraktık.

– Diyanet İşleri

Sonra gelen (peygamberler ve ümmet) ler arasında da onlara (iyi bir nâm) bırakdık.

– Hasan Basri Çantay

Sonra gelenler arasında onlara iyi bir ün bıraktık.

– Seyyid Kutub

سَلَٰمٌ عَلَىٰ مُوسَىٰ وَهَٰرُونَ ١٢٠

Selâm Musâ ile Harun’a.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa ve Harun'a selam olsun.

– İbni Kesir

Mûsâ’ya ve Hârûn’a selâm olsun.

– Diyanet İşleri

Musâya da, Hârûna da (bizden) selâm.

– Hasan Basri Çantay

Musa'ya ve Harun'a bizden selâm olsun.

– Seyyid Kutub

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ ١٢١

Biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinîne.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki Biz, ihsan edenleri böyle mükafatlandırırız.

– İbni Kesir

Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.

– Diyanet İşleri

Şübhesiz ki biz iyi hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız.

– Hasan Basri Çantay

İşte biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.

– Seyyid Kutub

إِنَّهُمَا مِنْ عِبَادِنَا ٱلْمُؤْمِنِينَ ١٢٢

Çünkü ikisi de bizim mü'min kullarımızdan.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu o ikisi de, mü'min kullarımızdandı.

– İbni Kesir

Çünkü onlar mü’min kullarımızdan idiler.

– Diyanet İşleri

Hakıykat onlar mü'min kullarımızdandı.

– Hasan Basri Çantay

Çünkü onların ikisi de bizim mü'min kullarımızdı.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّ إِلْيَاسَ لَمِنَ ٱلْمُرْسَلِينَ ١٢٣

Şüphesiz İlyas da mürselînden.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki İlyas da peygamberlerdendi.

– İbni Kesir

Şüphesiz İlyas da peygamberlerden idi.

– Diyanet İşleri

İlyas da, şübhe yok ki, gönderilmiş peygamberlerdendi.

– Hasan Basri Çantay

İlyas da peygamberlerdendir.

– Seyyid Kutub

إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِۦٓ أَلَا تَتَّقُونَ ١٢٤

Zira kavmine demişti: siz Allah’dan korkmaz mısınız?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hani kavmine demişti ki: Siz, hiç korkmaz mısınız?

– İbni Kesir

Hani kavmine şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”

– Diyanet İşleri

O vakit kavmine (şöyle) demişdi: «Siz (Allahdan) korkmaz mısınız»?

– Hasan Basri Çantay

Kavmine demişti ki; «Allah'ın azabından korkmaz mısınız?

– Seyyid Kutub

أَتَدْعُونَ بَعْلًا وَتَذَرُونَ أَحْسَنَ ٱلْخَٰلِقِينَ ١٢٥

Bir ba'le mi yalvarıyorsunuz bırakıp da o Ahsen’ül-hâlikîn’i.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yaratıcıların en güzelini bırakıp da Ba'l'e mi taparsınız?

– İbni Kesir

(125-126) “Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah’ı bırakarak “Ba’l’e mi tapıyorsunuz?”

– Diyanet İşleri

(125-126) «O en güzel Yaradanı, sizin de, evvelki atalarınızın da Rabbi olan Allâhı bırakıb da «Ba'l» e mi tapıyorsunuz»?

– Hasan Basri Çantay

Yaratanların en güzeli olan Allah'ı bırakıp da Ba'l putuna mı tapıyorsunuz?

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu