بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

سَلَٰمٌ عَلَىٰٓ إِبْرَٰهِيمَ ﴿١٠٩

Selâm İbrahim’e.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Selam olsun İbrahim'e.

— İbni Kesir

İbrahim’e selâm olsun.

— Diyanet İşleri

(Bizden) selam İbrâhîme.

— Hasan Basri Çantay

İbrahim'e selâm olsun.

— Seyyid Kutub

كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ ﴿١١٠

Böyle mükâfat ederiz işte muhsinlere.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Biz, ihsan edenleri işte böyle mükafatlandırırız.

— İbni Kesir

İyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız.

— Diyanet İşleri

Biz iyi hareket edenleri işte böyle mükâfatlandırırız.

— Hasan Basri Çantay

İşte biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.

— Seyyid Kutub

إِنَّهُۥ مِنْ عِبَادِنَا ٱلْمُؤْمِنِينَ ﴿١١١

Çünkü o bizim mü'min kullarımızdan.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki o, mü'min kullarımızdandı.

— İbni Kesir

Çünkü o mü’min kullarımızdandı.

— Diyanet İşleri

Hakıykat o, mü'min kullarımızdandı.

— Hasan Basri Çantay

Çünkü o bizim mü'min kullarımızdandı.

— Seyyid Kutub

وَبَشَّرْنَٰهُ بِإِسْحَٰقَ نَبِيًّا مِّنَ ٱلصَّٰلِحِينَ ﴿١١٢

Bir de onu salihînden bir peygamber olmak üzere İshak ile müjdeledik.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ona salihlerden bir peygamber olmak üzere İshak'ı müjdeledik.

— İbni Kesir

Biz onu salihlerden bir peygamber olarak İshak ile de müjdeledik.

— Diyanet İşleri

Ona saalihlerden bir peygamber olmak üzere de İshakı müjdeledik.

— Hasan Basri Çantay

Biz ona iyilerden bir peygamber olacak İshak'ı müjdeledik.

— Seyyid Kutub

وَبَٰرَكْنَا عَلَيْهِ وَعَلَىٰٓ إِسْحَٰقَۚ وَمِن ذُرِّيَّتِهِمَا مُحْسِنٌ وَظَالِمٌ لِّنَفْسِهِۦ مُبِينٌ ﴿١١٣

Hem ona hem İshaka bereketler verdik * İkisinin zürriyyetinden de hem muhsin olan var hem de nefsine açık zulmeden.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onu da, İshak'ı da mübarek kıldık. O ikisinin soyundan ihsan eden de vardır, kendisine açıkça zulmeden de.

— İbni Kesir

Onu da İshak’ı da uğurlu kıldık. Her ikisinin nesillerinden iyilik yapanlar da vardı, kendine apaçık zulmedenler de.

— Diyanet İşleri

Hem ona, hem Ishaka (feyz-ü) bereketler verdik. Her ikisinin neslinden iyi hareket edeni de vardır, nefsine apaçık zulm edeni de.

— Hasan Basri Çantay

Kendisini ve İshak'ı kutlu ve bereketli kıldık. Her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, açıkça kendisine zulmeden de olacaktır.

— Seyyid Kutub

وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلَىٰ مُوسَىٰ وَهَٰرُونَ ﴿١١٤

Celâlim Hakk’ı için Musâ ile Harûn’u da minnetdâr eyledik.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; Musa ve Harun'a da lutuf da bulunmuştuk.

— İbni Kesir

Andolsun, biz Mûsâ’ya ve Hârûn’a da lütufta bulunduk.

— Diyanet İşleri

Andolsun biz Muusâya da, Hâruuna da nimetler verdik.

— Hasan Basri Çantay

Andolsun Musa'ya ve Harun'a da lütuflarda bulunduk.

— Seyyid Kutub

وَنَجَّيْنَٰهُمَا وَقَوْمَهُمَا مِنَ ٱلْكَرْبِ ٱلْعَظِيمِ ﴿١١٥

Hem kendilerini ve kavmlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O ikisini de, kavimlerini de büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştık.

— İbni Kesir

Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

— Diyanet İşleri

Hem onlar, hem kavmlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

— Hasan Basri Çantay

Onları ve kavimlerini büyük sıkıntılardan kurtardık.

— Seyyid Kutub

وَنَصَرْنَٰهُمْ فَكَانُواْ هُمُ ٱلْغَٰلِبِينَ ﴿١١٦

Hem yardım ettik onlara da galibler onlar oldular.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onlara yardım etmiştik de galibler onlar oldu.

— İbni Kesir

Onlara yardım ettik de onlar galip gelenler oldular.

— Diyanet İşleri

Kendilerine yardım etdik de galebeyi kazananlar onlar oldular.

— Hasan Basri Çantay

Onlara yardım ettik de üstün geldiler.

— Seyyid Kutub

وَءَاتَيْنَٰهُمَا ٱلْكِتَٰبَ ٱلْمُسْتَبِينَ ﴿١١٧

Hem kendilerine o belli kitabı verdik.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Her ikisine de apaçık anlaşılan kitab vermiştik.

— İbni Kesir

Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik.

— Diyanet İşleri

Onlara (her hakıykatı) apaçık gösteren o kitabı verdik.

— Hasan Basri Çantay

Onlara, apaçık anlaşılan bir Kitap vermiştik.

— Seyyid Kutub

وَهَدَيْنَٰهُمَا ٱلصِّرَٰطَ ٱلْمُسْتَقِيمَ ﴿١١٨

Ve kendilerini doğru yola çıkardık.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve onları doğru yola hidayet etmiştik.

— İbni Kesir

Onları doğru yola ilettik.

— Diyanet İşleri

Onlara doğru yolu gösterdik.

— Hasan Basri Çantay

Ve onları doğru yola ilettik.

— Seyyid Kutub

وَتَرَكْنَا عَلَيْهِمَا فِى ٱلْءَاخِرِينَ ﴿١١٩

Sonrakiler içinde de namlarına şunu bıraktık.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonrakiler arasında; ikisini de bıraktık.

— İbni Kesir

Sonradan gelenler arasında onlara güzel birer ad bıraktık.

— Diyanet İşleri

Sonra gelen (peygamberler ve ümmet) ler arasında da onlara (iyi bir nâm) bırakdık.

— Hasan Basri Çantay

Sonra gelenler arasında onlara iyi bir ün bıraktık.

— Seyyid Kutub

AYARLAR