بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِن تَدۡعُوهُمۡ لَا يَسۡمَعُواْ دُعَآءَكُمۡ وَلَوۡ سَمِعُواْ مَا ٱسۡتَجَابُواْ لَكُمۡۖ وَيَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ يَكۡفُرُونَ بِشِرۡكِكُمۡۚ وَلَا يُنَبِّئُكَ مِثۡلُ خَبِيرٖ ١٤

Kendilerine duâ ederseniz duânızı işitmezler, işitseler bile size cevabını veremezler, kıyamet günü de şirkinize küfrederler, sana bir habîr gibi haber veren olmaz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onları çağırsanız; çağrınızı işitmezler. İşitseler dahi size cevap veremezler. Kıyamet günü de şirk koşmanızı inkar ederler. Haberdar olan gibi, kimse sana haber veremez.

– İbni Kesir

Eğer onları çağırsanız, çağrınızı duymazlar. Duysalar bile çağrınıza karşılık veremezler. Kıyamet günü de sizin ortak koştuğunuzu inkâr ederler. Bunları sana hiç kimse, hakkıyla haberdar olan (Allah) gibi haber veremez.

– Diyanet İşleri

Eğer onlara düâ ederseniz duanızı işitmezler, (bilfarz) işitseler bile size cevab vermezler. Kıyamet gününde de onlar sizin müşrikliğinizi tanımayacaklardır. Her şeyden hakkıyle haberdâr olan (Allah) gibi sana (hakıykatı hiçbir şey) haber vermez.

– Hasan Basri Çantay

Eğer onları imdadınıza çağırırsanız, çağrınızı işitmezler. Sesinizi işitseler bile size karşılık veremezler. Üstelik kıyamet günü, sizin kendilerini Allah'a ortak koşmuş olmanızı reddederler. Hiç kimse, her şeyin içyüzünü bilen Allah gibi sana haber vermez.

– Seyyid Kutub

۞ يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ أَنتُمُ ٱلۡفُقَرَآءُ إِلَى ٱللَّهِۖ وَٱللَّهُ هُوَ ٱلۡغَنِيُّ ٱلۡحَمِيدُ ١٥

Ey insanlar! sizsiniz hep Allah’a muhtaç fukara, Allah ise zengin o, hamd ile övülecek veliyye nimet o.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey insanlar; sizler, Allah'a muhtaçsınız. Allah ise Gani'dir, Hamid'dir

– İbni Kesir

Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla lâyık olandır.

– Diyanet İşleri

Ey insanlar, siz Allaha muhtaçsınız. Allah ise, O, her şeyden müstağnidir, her hamde lâyıkdır.

– Hasan Basri Çantay

Ey insanlar, siz Allah'a muhtaçsınız; oysa Allah hiç kimseye muhtaç değildir ve övgüye lâyıktır.

– Seyyid Kutub

إِن يَشَأۡ يُذۡهِبۡكُمۡ وَيَأۡتِ بِخَلۡقٖ جَدِيدٖ ١٦

Dilerse sizi giderir ve yeni bir halk getirir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İsterse; sizi giderir ve yepyeni bir yaratık getirir.

– İbni Kesir

Eğer Allah dilerse, sizi giderir ve yeni bir halk getirir.

– Diyanet İşleri

Eğer dilerse sizi giderir, (yerinize) yepyeni bir halk getirir.

– Hasan Basri Çantay

Eğer dilerse sizi yok eder ve yerinize başka bir canlı türü getirir.

– Seyyid Kutub

وَمَا ذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ بِعَزِيزٖ ١٧

Ve Allah’a göre bu zor bir şey değildir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu, Allah'a göre güç değildir.

– İbni Kesir

Bu, Allah’a göre zor bir şey değildir.

– Diyanet İşleri

Bu, Allaha göre güc de değildir.

– Hasan Basri Çantay

Bunu yapmak, Allah için zor değildir.

– Seyyid Kutub

وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٞ وِزۡرَ أُخۡرَىٰۚ وَإِن تَدۡعُ مُثۡقَلَةٌ إِلَىٰ حِمۡلِهَا لَا يُحۡمَلۡ مِنۡهُ شَيۡءٞ وَلَوۡ كَانَ ذَا قُرۡبَىٰٓۗ إِنَّمَا تُنذِرُ ٱلَّذِينَ يَخۡشَوۡنَ رَبَّهُم بِٱلۡغَيۡبِ وَأَقَامُواْ ٱلصَّلَوٰةَۚ وَمَن تَزَكَّىٰ فَإِنَّمَا يَتَزَكَّىٰ لِنَفۡسِهِۦۚ وَإِلَى ٱللَّهِ ٱلۡمَصِيرُ ١٨

Hem günah çeken bir nefis, başkasının günahını çekmeyecek, yükü ağır basan onun yükletilmesine çağırsa da ondan bir şey yüklenilmiyecek, isterse bir yakını olsun, fakat sen ancak o kimseleri sakındırırsın ki gaybde Rab’lerinin haşyetini duyarlar, namazı dürüst kılarlar, temizlenen de sırf kendisi için temizlenir, nihayet gidiş Allah’a’dır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Günah işleyen hiç bir nefis; başkasının günahını çekmez. Yükü ağır bir kişi onun yüklenilmesini istese-yakını bile olsaondan bir şey yüklenmez. Sen, ancak görmedikleri halde Rabblarından korkanları ve namazı kılmış olanları uyarırsın. Kim de arınırsa; ancak kendisi için arınmış olur ve dönüş, Allah'adır.

– İbni Kesir

Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır olan kimse, (bir başkasını), günahını yüklenmeye çağırırsa, ondan hiçbir şey yüklenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa. Sen ancak, görmedikleri hâlde Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Kim arınırsa ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş ancak Allah’adır.

– Diyanet İşleri

Günâh işleyen hiçbir nefs, başkasının günâhını çekmez. Eğer yükü (günâhı) ağır bir kişi (diğer birini) onu taşımıya çağırırsa, bu, hısımı da olsa, kendisine ondan hiçbir şey yükletil (mesine rızaa göstermez. Sen ancak gaaibâne Rabbinden korkmakda olanları, namazı dosdoğru kılanları sakındıracaksın. Kim temizlenirse sırf kendi fâidesine temizlenmiş olur. Nihayet varış Allâhadır.

– Hasan Basri Çantay

Hiç kimse başkasının günahını yüklenmez. Eğer günah yükü ağır bir kimse, yükünün sırtından alınmasını istese, en yakını bile yükünün en küçük bölümünü kendi sırtına almaz. Sen sadece görmeden Rabb'lerinden korkanları ve namaz kılanları uyarabilirsin. Kim kötülüklerden arınırsa kendi yararına arınmış olur. Sonunda Allah'a dönülecektir.

– Seyyid Kutub

وَمَا يَسۡتَوِي ٱلۡأَعۡمَىٰ وَٱلۡبَصِيرُ ١٩

Ne kör ile gören, müsavi olur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kör ile gören eşit olmaz.

– İbni Kesir

Kör ile gören bir olmaz.

– Diyanet İşleri

(19-20-21) Körle gören, karanlıklarla nuur, gölge ile sıcak bir olmaz.

– Hasan Basri Çantay

Kör ile görebilen bir olmaz.

– Seyyid Kutub

وَلَا ٱلظُّلُمَٰتُ وَلَا ٱلنُّورُ ٢٠

Ne zulümat ile nûr.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve karanlıklarla aydınlık da.

– İbni Kesir

Karanlıklar ile aydınlık bir olmaz.

– Diyanet İşleri

(19-20-21) Körle gören, karanlıklarla nuur, gölge ile sıcak bir olmaz.

– Hasan Basri Çantay

Karanlıklar ile ışık da bir olmaz.

– Seyyid Kutub

وَلَا ٱلظِّلُّ وَلَا ٱلۡحَرُورُ ٢١

Ne de zıll ile harûr.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gölgelik ile sıcaklık da.

– İbni Kesir

Gölge ile sıcaklık bir olmaz.

– Diyanet İşleri

(19-20-21) Körle gören, karanlıklarla nuur, gölge ile sıcak bir olmaz.

– Hasan Basri Çantay

Gölge ile aşırı sıcaklık da bir olmaz.

– Seyyid Kutub

وَمَا يَسۡتَوِي ٱلۡأَحۡيَآءُ وَلَا ٱلۡأَمۡوَٰتُۚ إِنَّ ٱللَّهَ يُسۡمِعُ مَن يَشَآءُۖ وَمَآ أَنتَ بِمُسۡمِعٖ مَّن فِي ٱلۡقُبُورِ ٢٢

Ölüler de müsavi olmaz diriler de, gerçi Allah her dilediğine işittirirse de sen kabirlerdekine işittirecek değilsin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Diriler ile ölüler de bir değildir. Muhakkak ki Allah; dilediğine işittirir. Sen; kabirlerde olanlara işittirecek değilsin.

– İbni Kesir

Diriler ile ölüler de bir olmaz. Allah, dilediğine işittirir. Sen, kabirde bulunanlara işittirecek değilsin.

– Diyanet İşleri

(Hulâsa:) Dirilerle ölüler bir olmaz. Şübhesiz ki Allah kimi dilerse ona (hakıykatları) duyurur. Sen kabirlerde olanlara da işitdirecek değilsin a!..

– Hasan Basri Çantay

Diriler ile ölüler de bir değildir. Allah dilediğine ses işittirir. Fakat sen mezarlıktakilere sesini işittiremezsin.

– Seyyid Kutub

إِنۡ أَنتَ إِلَّا نَذِيرٌ ٢٣

Sen sade bir nezîrsin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sen; ancak bir uyarıcısın.

– İbni Kesir

Sen, ancak bir uyarıcısın.

– Diyanet İşleri

Sen gelecek tehlikeleri haber veren (bir peygamber) den başkası değilsin.

– Hasan Basri Çantay

Sen sadece bir uyarıcısın.

– Seyyid Kutub

إِنَّآ أَرۡسَلۡنَٰكَ بِٱلۡحَقِّ بَشِيرٗا وَنَذِيرٗاۚ وَإِن مِّنۡ أُمَّةٍ إِلَّا خَلَا فِيهَا نَذِيرٞ ٢٤

Muhakkak ki seni hakk ile hem bir beşîr hem bir nezîr gönderdik, hiç bir ümmet de yoktur ki içlerinde bir nezîr geçmiş olmasın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki Biz; seni, müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki ona, bir uyarıcı gelmiş olmasın.

– İbni Kesir

Şüphesiz biz, seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, aralarında bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.

– Diyanet İşleri

Şübhesiz ki biz seni (rahmetimizin) müjdeci (si,) (azabımızın) korkutucu (su) olarak hidâyetle gönderdik. Hiçbir ümmet müstesna olmamak üzere mutlakaa içinde (azâbdan) bir korkutucu (peygamber gelib) geçmişdir.

– Hasan Basri Çantay

Biz seni gerçeğin müjdecisi ve uyarıcısı (korkutucusu) olarak gönderdik. Her millete mutlaka bir uyarıcı gönderilmiştir.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu