بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَمَآ أَرْسَلْنَا فِى قَرْيَةٍ مِّن نَّذِيرٍ إِلَّا قَالَ مُتْرَفُوهَآ إِنَّا بِمَآ أُرْسِلْتُم بِهِۦ كَٰفِرُونَ ﴿٣٤

Biz her hangi bir memlekette (bir nezîr) tehlikeyi haber veren bir Resul gönderdikse her halde onun refah ile şımartılmış olanları dediler ki: "biz sizin gönderildiğiniz şeyleri tanıyamayız".

— Elmalılı Hamdi Yazır

Uyarıcı gönderdiğimiz her kasabanın varlıklıları dediler ki: Biz, sizin gönderildiğiniz şeyi inkar edenleriz.

— İbni Kesir

Biz, hangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek oranın şımarık zenginleri, “Biz, sizinle gönderileni inkâr ediyoruz” demişlerdir.

— Diyanet İşleri

Biz hiçbir memlekete gelecek tehlikeleri haber verici bir peygamber göndermedik, ille oranın refah erbabı: «Biz, sizin gönderdiğiniz şeylere küfr edicileriz» dediler.

— Hasan Basri Çantay

Uyarıcı gönderdiğimiz her kentin şımarık elebaşları mutlaka şöyle dediler. «Biz, sizin getirdiğiniz mesajı kesinlikle inkâr ediyoruz»

— Seyyid Kutub

AYARLAR