بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لِّيَجۡزِيَ ٱللَّهُ ٱلصَّٰدِقِينَ بِصِدۡقِهِمۡ وَيُعَذِّبَ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ إِن شَآءَ أَوۡ يَتُوبَ عَلَيۡهِمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ غَفُورٗا رَّحِيمٗا ٢٤

Çünkü Allah, sadıklara sadakatlerıyla mükâfat edecek, Münafıklar’a da dilerse azâb veya tevbe verecek, şüphe yok ki Allah bir Gafur Rahim bulunuyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Çünkü Allah, doğruları doğruluklarıyla mükafatlandıracak, münafıkları da dilerse azablandıracak veya tevbelerini kabul edecektir. Muhakkak ki Allah, Gafur, Rahim olandır.

– İbni Kesir

Bunun böyle olması Allah’ın, doğruları, doğrulukları sebebiyle mükâfatlandırması, dilerse münafıklara azap etmesi yahut onların tövbesini kabul etmesi içindir. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

– Diyanet İşleri

Çünkü Allah saadık olanları sadâkatları sebebiyle mükâfatlandıracak, münafıkları da dilerse azâblandıracak, yahud onlara tevbe nasıyb edecekdir. Şübhe yok ki Allah çok yarlığayıcı, cidden esirgeyicidir.

– Hasan Basri Çantay

Bu sebeple Allah, doğruları doğrulukları ile mükafatlandırır; münafıkları da dilerse azaplandırır veya tevbelerini kabul eder. Şüphesiz Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

– Seyyid Kutub

وَرَدَّ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِغَيۡظِهِمۡ لَمۡ يَنَالُواْ خَيۡرٗاۚ وَكَفَى ٱللَّهُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٱلۡقِتَالَۚ وَكَانَ ٱللَّهُ قَوِيًّا عَزِيزٗا ٢٥

Allah hem o kâfirleri hiç bir hayra elleri irmeksizin gayzleriyle defetti ve bu suretle Allah, mü'minlere kıtalin hakkından geliverdi ve Allah, kaviy, Aziz bulunuyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah, küfredenleri kinleriyle geri çevirdi. Ve hiç bir hayra nail olmadılar. Allah, savaşta mü'minlere yetti. Ve Allah; Kavi, Aziz olandır.

– İbni Kesir

Allah, inkâr edenleri, hiçbir hayra ulaşmaksızın kin ve öfkeleriyle geri çevirdi. Allah, savaşta mü’minlere kâfi geldi. Allah, kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.

– Diyanet İşleri

Allah, o kâfirleri hiçbir hayra eremedikleri halde öfkeleriyle red (ve def) etdi. Allah, muhaarebe (hususunda) mü'minlere elverdi. Allah kavidir, (her şey'e) gaalibdir.

– Hasan Basri Çantay

Âllah, o kafirleri hiçbir şey elde edemeden öfkeleriyle geri çevirdi. Allah'ın yardımı savaşta mü'minlere yetti. Allah güçlüdür, mutlak galiptir.

– Seyyid Kutub

وَأَنزَلَ ٱلَّذِينَ ظَٰهَرُوهُم مِّنۡ أَهۡلِ ٱلۡكِتَٰبِ مِن صَيَاصِيهِمۡ وَقَذَفَ فِي قُلُوبِهِمُ ٱلرُّعۡبَ فَرِيقٗا تَقۡتُلُونَ وَتَأۡسِرُونَ فَرِيقٗا ٢٦

Hem de ehli kitaptan onlara muzaheret edenleri: kalblerine korku düşürerek kulelerinden indirdi, bir kısmını katlediyordınız bir kısmını esîr.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ehl-i kitabdan onlara destek olanları, kalelerinden indirdi. Ve kalblerine korku saldı. Onlardan kimini öldürüyor, kimini de esir alıyordunuz.

– İbni Kesir

Allah, kitap ehlinden olup müşriklere yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine büyük bir korku saldı. Siz onların bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir ediyordunuz.

– Diyanet İşleri

Kitablardan olub da onlara müzaaheretde bulunanları da, yüreklerine korku düşürerek, kal'alarından indirdi. Bir kısmını öldürüyordunuz, bir kısmını da esîr ediyordunuz.

– Hasan Basri Çantay

Allah, kitap ehlinden onlara yardım eden Kureyze yahudilerini de kalelerinden indirdi ve kalplerine korku düşürdü. Onlardan bir kısmını öldürüyorsunuz, bir kısmını da esir alıyordunuz.

– Seyyid Kutub

وَأَوۡرَثَكُمۡ أَرۡضَهُمۡ وَدِيَٰرَهُمۡ وَأَمۡوَٰلَهُمۡ وَأَرۡضٗا لَّمۡ تَطَـُٔوهَاۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٗا ٢٧

Ve arazilerini ve yurtlarını ve mallarını size miras kıldı, bir de bir arzı ki daha ona ayak basmadınız, Allah her şeye kadîr bulunuyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve sizi onların yerlerine, yurdlarına, mallarına henüz ayak basmadığınız yerlere de varis kıldı. Ve Allah, her şeye kadirdir.

– İbni Kesir

Allah, sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız topraklara varis kıldı. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

– Diyanet İşleri

Onların yerlerine, yurdlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız diğer arazîye de sizi mîrascı yapdı. Allah her şey'e hakkıyle kaadirdir.

– Hasan Basri Çantay

Topraklarını, evlerini, mallarını ve henüz ayağınızı dahi basmadığınız yerleri Allah size miras olarak verdi. Allah'ın gücü her şeye yeter.

– Seyyid Kutub

يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ قُل لِّأَزۡوَٰجِكَ إِن كُنتُنَّ تُرِدۡنَ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا وَزِينَتَهَا فَتَعَالَيۡنَ أُمَتِّعۡكُنَّ وَأُسَرِّحۡكُنَّ سَرَاحٗا جَمِيلٗا ٢٨

Ey o peygamber! zevcelerine şöyle şöyle: Eğer dünya hayat ve ziynetini istiyorsanız haydi geliniz sizi donatayım ve güzellikle bırakıp salıvereyim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey peygamber; eşlerine de: Eğer dünya hayatını ve süslerini istiyorsanız; gelin, size bağışta bulunayım ve güzellikle salıvereyim.

– İbni Kesir

Ey Peygamber! Hanımlarına de ki: “Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut’a vereyim ve sizi güzelce bırakayım.”

– Diyanet İşleri

Ey peygamber, zevcelerine de ki: «Eğer siz dünyâ hayâtını ve onun zînet (ve ihtişam) ını arzu ediyorsanız gelin size boşanma bedellerini vereyim de hepinizi güzellikle salıvereyim.

– Hasan Basri Çantay

Ey Peygamber! Eşlerine söyle: Eğer dünya hayatını ve süslerini istiyorsanız gelin size boşanma bedelinizi vereyim ve güzellikle salıvereyim.»

– Seyyid Kutub

وَإِن كُنتُنَّ تُرِدۡنَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَٱلدَّارَ ٱلۡأٓخِرَةَ فَإِنَّ ٱللَّهَ أَعَدَّ لِلۡمُحۡسِنَٰتِ مِنكُنَّ أَجۡرًا عَظِيمٗا ٢٩

Yok eğer Allah ve Resulü’nü ve Âhiret evini istiyorsanız haberiniz olsun ki Allah içinizden güzellik edenlere pek büyük bir ecir hazırlamıştır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yok eğer Allah'ı, Rasulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız; muhakkak ki Allah, içinizden iyi davranan hanımlara büyük mükafat hazırlamıştır.

– İbni Kesir

“Eğer Allah’ı, Resûlünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”

– Diyanet İşleri

«Eğer Allâhı, peygamberini ve âhiret yurdunu diliyorsanız şübhe yok ki Allah, içinizden güzel hareket edenler için büyük bir mükâfat hazırlamışdır».

– Hasan Basri Çantay

Eğer Allah'ın Peygamberini ve ahiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah içinizden iyi davrananlara büyük mükâfat hazırlamıştır.

– Seyyid Kutub

يَٰنِسَآءَ ٱلنَّبِيِّ مَن يَأۡتِ مِنكُنَّ بِفَٰحِشَةٖ مُّبَيِّنَةٖ يُضَٰعَفۡ لَهَا ٱلۡعَذَابُ ضِعۡفَيۡنِۚ وَكَانَ ذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيرٗا ٣٠

Ey Peygamber’in kadınları! sizden her kim açık bir terbiyesizlik ederse ona azâb iki kat katlanır ve Allah’a o kolay bulunuyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey peygamber kadınları; sizlerden her kim, apaçık bir hayasızlıkla gelecek olursa, ona azab iki kat katlanır. Bu, Allah'a pek kolaydır.

– İbni Kesir

Ey Peygamber’in hanımları! İçinizden kim apaçık bir çirkinlik yaparsa, onun cezası iki kat verilir. Bu, Allah’a göre kolaydır.

– Diyanet İşleri

Ey peygamber zevceleri, içinizden kim açık bir terbiyesizlik ederse onun azâbı iki kat artırılır. Bu, Allaha göre kolaydır.

– Hasan Basri Çantay

Ey Peygamber hanımları! Sizden kim açık bir edepsizlik yaparsa, onun azabı iki kat olur. Bu Allah'a kolaydır.

– Seyyid Kutub

۞ وَمَن يَقۡنُتۡ مِنكُنَّ لِلَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَتَعۡمَلۡ صَٰلِحٗا نُّؤۡتِهَآ أَجۡرَهَا مَرَّتَيۡنِ وَأَعۡتَدۡنَا لَهَا رِزۡقٗا كَرِيمٗا ٣١

Yine sizden her kim Allah’a ve Resulü’ne divan durup salih bir amel işlerse ona da ecrini iki kere veririz, hem onun için kerîm bir rızık hazırlamışızdır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sizden her kim de Allah'a ve Rasulüne boyun eğip salih amel işlerse; onun mükafatını da iki kat veririz. Hem Biz, ona cömertçe bir rızık da hazırlamışızdır.

– İbni Kesir

İçinizden kim Allah’a ve Resûlüne itaat eder ve salih bir amel işlerse, ona mükâfatını iki kat veririz. Biz, ona bereketli bir rızık hazırlamışızdır.

– Diyanet İşleri

Sizden kim de Allaha ve peygamberine itaat eder, iyi amel (ve hareket) de bulunursa ona da mükâfatını iki kerre veririz. Hem biz ona çok şerefli bir rızık da hazırlamışızdır.

– Hasan Basri Çantay

Fakat sizden kim Allah'a ve Resulüne uymaya devam eder ve yararlı iş yaparsa ona da mükafatı iki kat veririz ve cennette onun için bol bir rızık hazırlamışızdır.

– Seyyid Kutub

يَٰنِسَآءَ ٱلنَّبِيِّ لَسۡتُنَّ كَأَحَدٖ مِّنَ ٱلنِّسَآءِ إِنِ ٱتَّقَيۡتُنَّۚ فَلَا تَخۡضَعۡنَ بِٱلۡقَوۡلِ فَيَطۡمَعَ ٱلَّذِي فِي قَلۡبِهِۦ مَرَضٞ وَقُلۡنَ قَوۡلٗا مَّعۡرُوفٗا ٣٢

Ey Peygamber’in kadınları siz kadınlardan her hangi biri gibi değilsiniz, eğer korunur takvalı olursanız, onun için söylerken kırıtmayın da kalbinde bir maraz bulunan tamaa düşmesin, güpgüzel, dosdoğru söz söyleyin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey peygamber kadınları; sizler, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer sakınıyorsanız; edalı olmayın yoksa kalbinde bir hastalık bulunanlar kötü şeyler umarlar. Ve hep ma'ruf söz söyleyin.

– İbni Kesir

Ey Peygamber’in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) söz söyleyin.

– Diyanet İşleri

Ey peygamber kadınları, siz (diğer) kadınlardan (her hangi) biri gibi değilsiniz. Eğer (Allahdan) korkuyorsanız (size yabancı olan erkeklere) yumuşak söylemeyin. Sonra kalbinde bir maraz bulunanlar tamaa düşer (ler). Sözü ma'ruf vech ile (ve ağır başlı) söyleyin.

– Hasan Basri Çantay

Ey Peygamber hanımları! Eğer Allah'tan sakınıyorsanız sizler herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Sözü yumuşak, tatlı bir eda ile söylemeyin ki, kalbinde hastalık bulunan kimse kötü şeyler ümit etmesin, daima ciddi ve ağır başlı söz söyleyin.

– Seyyid Kutub

وَقَرۡنَ فِي بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجۡنَ تَبَرُّجَ ٱلۡجَٰهِلِيَّةِ ٱلۡأُولَىٰۖ وَأَقِمۡنَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتِينَ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَطِعۡنَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓۚ إِنَّمَا يُرِيدُ ٱللَّهُ لِيُذۡهِبَ عَنكُمُ ٱلرِّجۡسَ أَهۡلَ ٱلۡبَيۡتِ وَيُطَهِّرَكُمۡ تَطۡهِيرٗا ٣٣

Hem vekalarınızla evleriniz de durun da evvelki cahiliyyet çıkışı gibi süslenip çıkmayın, namaz kılın, zekât verin, Allah ve Resulü’ne itaat edin, Allah sâde şunu istiyor: sizden kiri uzaklaştırsın da ey ehli beyt sizi tertemiz, pampâk etsin!

– Elmalılı Hamdi Yazır

Evlerinizde oturun, ilk cahiliyye devrinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Namaz kılın, zekat verin, Allah' a ve Rasulüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt; Allah, muhakkak ki sizden eksikliği gidermek ve sizi tertemiz temizlemek ister.

– İbni Kesir

Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.

– Diyanet İşleri

(Vakaar ile) evlerinizde oturun. Evvelki câhiliyyet (devri kadınlarının kırıla döküle, süslerini göstere göstere) yürüyüşü gibi yürümeyin. Namazı dosdoğru kılın. Zekâtı verin. Allaha ve Resulüne itaat edin. Ey ehl-i Beyt, Allah sizden ancak kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak diler.

– Hasan Basri Çantay

Evlerinizde oturun, ilk cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçılması gibi açılıp saçılmayın. Namaz kılın, zekat verin, Allah'a ve Peygamberine itaat edin. Ey ehl- i beyt (Ey Peygamberin ev halkı) şüphesiz Allah sizden pisliği giderip sizi tertemiz yapmak ister.

– Seyyid Kutub

وَٱذۡكُرۡنَ مَا يُتۡلَىٰ فِي بُيُوتِكُنَّ مِنۡ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ وَٱلۡحِكۡمَةِۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ لَطِيفًا خَبِيرًا ٣٤

Oturun da evlerinizde okunan âyâtullahı ve hikmeti anın, şüphe yok ki Allah, lâtif, habîr bulunuyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Evinizde okunan Allah'ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın. Muhakkak ki Allah, Latif, Habir olandır.

– İbni Kesir

Siz evlerinizde okunan Allah’ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah en gizli şeyi bilendir, hakkıyla haberdardır.

– Diyanet İşleri

Allah'ın evlerinizde okunub duran âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şübhesiz ki Allah her şey'in iç yüzünü bilendir, (her şeyden) hakkıyle haberdârdır.

– Hasan Basri Çantay

Evlerinizde okunan Allah'ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın, şüphesiz Allah latiftir, her şeyden haberdardır.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu