بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَمَا هَٰذِهِ ٱلْحَيَوٰةُ ٱلدُّنْيَآ إِلَّا لَهْوٌ وَلَعِبٌۚ وَإِنَّ ٱلدَّارَ ٱلْءَاخِرَةَ لَهِىَ ٱلْحَيَوَانُۚ لَوْ كَانُواْ يَعْلَمُونَ ﴿٦٤

Bu dünya hayatı; yalnızca bir oyun ve oyalanmadır. Asıl hayat, ahiret yurdundaki hayattır. Keşki bilseler.

— İbni Kesir

فَإِذَا رَكِبُواْ فِى ٱلْفُلْكِ دَعَوُاْ ٱللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ فَلَمَّا نَجَّىٰهُمْ إِلَى ٱلْبَرِّ إِذَا هُمْ يُشْرِكُونَ ﴿٦٥

Gemiye bindiklerinde; dini yalnız Allah'a tahsis ederek O'na yalvarırlar. Ama onları karaya çıkararak kurtarınca, hemen Allah'a şirk koşarlar.

— İbni Kesir

لِيَكْفُرُواْ بِمَآ ءَاتَيْنَٰهُمْ وَلِيَتَمَتَّعُواْۖ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ ﴿٦٦

Kendilerine verdiğimize küfretsinler, eğlensinler bakalım. Yakında bileceklerdir.

— İbni Kesir

أَوَلَمْ يَرَوْاْ أَنَّا جَعَلْنَا حَرَمًا ءَامِنًا وَيُتَخَطَّفُ ٱلنَّاسُ مِنْ حَوْلِهِمْۚ أَفَبِٱلْبَٰطِلِ يُؤْمِنُونَ وَبِنِعْمَةِ ٱللَّهِ يَكْفُرُونَ ﴿٦٧

Çevrelerinde insanların zorla kapılıp götürülmesine rağmen orayı emin bir harem yaptığımızı onlar görmediler mi? Yoksa batıla inanıp da Allah'ın nimetine küfür mü ediyorlar?

— İbni Kesir

وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِٱلْحَقِّ لَمَّا جَآءَهُۥٓۚ أَلَيْسَ فِى جَهَنَّمَ مَثْوًى لِّلْكَٰفِرِينَ ﴿٦٨

Allah'a karşı yalan düzenden veya hak kendisine gelmişken onu yalanlayandan daha zalim kim vardır? Kafirlere cehennemde barınacak yer mi yok?

— İbni Kesir

وَٱلَّذِينَ جَٰهَدُواْ فِينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَاۚ وَإِنَّ ٱللَّهَ لَمَعَ ٱلْمُحْسِنِينَ ﴿٦٩

Bizim uğrumuzda mücahede edenleri elbette yollarımıza eriştiririz. Şüphesiz ki Allah, ihsan edenlerle beraberdir.

— İbni Kesir

AYARLAR